Kılıçdaroğlu’dan Gandi, Demirtaş’tan Çipras çıkmadı; İmamoğlu’ndan da Erdoğan çıkmaz
Yunanistan seçimlerini Çipras kazandıktan sonra sürekli kurtarıcı arayan muhalefet çevreleri Demirtaş’ı Çipras’a benzetiyor, CHP’den de geçecek oylarla iktidar ya da iktidar ortağı olacağını söylüyorlardı.
Şubat 2015’te bir yazı yazmıştım ve “Kılıçdaroğlu’ndan Gandi çıkmadı, Demitaş’tan da Çipras çıkmaz’’ diye. Nitekim çıkmadı da. Ülkesinin millî konularında Çipras’ın gösterdiği tavrı bile gösteremedi Demirtaş. Zira üzerinde PKK’nın silahlarının ve onlara destek veren Batılı emperyalistlerin vesayeti vardı.
Şimdi, herkes İmamoğlu’nun YSK üyelerine ettiği hakaret üzerinden değerlendirme yapıyor. Erdoğan’ın okuduğu şiir üzerinden benzetme ve mukayese yapıyor. Bir önceki yazımda Erdoğan’ın bir fikir belirtmek için okuduğu şiir sebebiyle ceza aldığını, İmamoğlu’nun da YSK üyelerine hakaret ettiği için ceza aldığını yazmıştım.
Erdoğan ve geçmişte ceza ya da yasak alan tüm politikacılar bu durumdan azami derecede üzülürken, İmamoğlu ve Akşener’in zil takıp oynamadıkları kaldı.
Toplumsal hadiselerde her zaman beklediğiniz sonucu alamazsınız. 31 Mart 2019 seçiminin iptal edilmesi sonucu mağdur edilmiş algısı oluştu. 23 Haziran 2019 seçimlerinde de farkla kazandı İmamoğlu. Bu durumdan hareketle de önümüzdeki dönemde mağdur edilmiş algısı ile yine seçmen desteğinin yüksek olması bekleniyor. Üstelik daha yargı nihai kararını vermedi. Ayrıca hem hakaret edip hem de mağdur edilmiş algısı ile siyaset her zaman beklediğiniz sonucu vermez.
Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmadan önce de siyasal bir geçmişi vardı. Belediye başkanlığında da kısa sürede İstanbul’un kritik birçok sorununu çözdü. Bunun üzerine aldığı ceza sonrasındaki siyaset zemini uygun olduğu için Türk Milleti’nin desteği ile önce kurduğu partiyi iktidara taşıdı. Ardından siyasi yasağı kalkınca da başbakan ve cumhurbaşkanı seçildi. Bu süreçte, başbakanlığı döneminde de cumhurbaşkanlığı dönemin de başarılı olmasaydı onlarca seçimi kendi rekorlarını kırarak tekrar tekrar seçilebilir miydi? Cevabını da vereyim, seçilemezdi.
Siyasette başarı hikâyesi olmayan birisinin sadece algı üzerinden başarı kazanması mümkün değildir. Yani sonuç olarak, ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın İmamoğlu’ndan bir Erdoğan çıkarılması mümkün değil.
Türkiye doğalgaz üssü olabilir mi?
Geçtiğimiz günlerde Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tahıl koridorunun oluşmasındaki diplomatik çabalarını takdir etmişti. Ardından da ‘’Doğalgaz fiyatları Türkiye’de belirlenebilir ve Avrupa’ya doğalgaz Türkiye üzerinden satılabilir’’ demişti.
Bu konuyu sorduğum Enerji Uzmanı Bulduk Özdemir, ‘’Öncelikle enerji altyapısının olması gerekir’’ diyerek ilave etti: ‘’Türkiye, Kuzey Koridor, Orta Koridor güzergâhları üzerinde bulunuyor. Mavi Akım, Bakü-Tiflis Anap gibi yol güzergâhları ile önemli bir kavşakta. Nitekim Anadolu Aras ile 1. Silivri doğalgaz depolama alanında 4,6 milyar metreküp doğalgaz depolanacak duruma geldi. Tuzgölü’nün kapasitesi 5,6 milyar metreküpe çıkarılıyor. Öncelikli meselelerden birisi enerjinin depolanması ki Türkiye enerji merkezi olsa da olmasa da ihtiyacının yüzde 20’sini karşılıyor.’’
Birçok ülkenin depolama alanı sıkıntısı olması gibi bir sorunu varken Türkiye’nin bu sorunu çözmüş olmasının da önemine vurgu yapıyor uzmanlar. Kaldı ki bu yatırımların bütçesi oldukça yüksek. Hani çokça eleştirilen "seçim ekonomisi" yürütülse sadece bu tür yatırımlara öncelik verilmez. Bu projeler bugünün değil yarının projeleridir.
Putin’den sonra Türkmenistan ile bir araya gelinmiş olması oldukça önemli. Türkmenistan ile Azerbaycan arasındaki ihtilafın Cumhurbaşkanı Erdoğan aracılığı ile çözülmesi de ayrıca takdire şayan bir durum.
Enerjide doğalgaz piyasasının Türkiye’de belirlenmesi oldukça mühim bir durum elbette. Türkiye’nin küresel aktörlük noktasındaki etkisini perçinleyerek ekonomik ve siyasal olarak da ciddi bir güç kazanmasına sebep olacaktır.
Geç kalmış yenilenebilir enerji yatırımlarına hız verilmesi, yerli güneş panellerinin artık ülkemizde üretilmesi gibi adımlar da oldukça önemli.
Türkiye cari açığının en önemli sebeplerinden birisi olan enerjide dışa bağımlılığını azaltıp burada kullandığı kaynakları üretime, teknolojiye, yenilikçi projelere ayırırsa önümüzdeki asır bir Türk Asrı olabilir.
Neden olmasın...