Kızılay Başkanı Kınık: Günlük 5 bin ünite kana ihtiyaç var
Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, kan bağışı rakamlarının 30 binli rakamlarının altına düştüğünü ve günlük 5 bin ünite kana ihtiyaç olduğunu söyledi.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Kızılay'ın kan stokları ve immum plazma çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Kan stoklarının kritik seviyede olduğunu belirten Kınık, "Koronavirüs salgını nedeniyle özellikle vatandaşların tedirginliğinin artması, sokağa çıkma yasağının oluşturduğu durumlar üstüne Ramazan'ın gelmesiyle beraber, kan stoklarımızda kritik seviyenin altına düştük. Şu an hastanelerimiz ihtiyaç duyduğu kanı karşılamak için kan bağışlarımızın acil olarak artırılmasına ihtiyacımız var. Bu çerçevede ülke genelinde yaklaşık bin 300 hastane ve buradaki hastalarımızın kan ihtiyacını karşılayabilmek adına Kızılay Kan Hizmetleri'nin Türkiye'deki 300 noktasında bir çağrıda bulunduk. Bu çerçevede stoklarımızın acilen doldurulması ve hastanelerin günlük ihtiyacın giderilmesi için şu anda bir seferberlik halinde çalışıyoruz" dedi.
“Kan stoklarımız 30 binli rakamların altına düştü"
Koronavirüs salgını öncesinde günlük 9 bin ünite kan stoklarına girdiğini belirten Kınık, "Normal zamanlarda, aslında kovitin olmadığı zamanlarda biz günlük 9 bin ünite, yıllıkta 3 milyon ünite kan bağışı ve stokuyla gidiyorduk. Stoklarımızda yüz binli rakamlarda olurdu. Ancak bu kovit salgını nedeniyle stoklarımızı erimeye başladı. Çünkü vatandaşlar evinden çıkmamaya, kaygılarından dolayı kan bağışında bulunmamaya başladılar. Bu süreç içerisinde ihtiyaç eskisi kadar fazla değil çünkü rutin ameliyatlar ertelendi ama bizim günlük 5 bin ünite kan ihtiyacımız devam ediyor ve bunun toplanması gerekiyor. Kan stoklarımız 30 binli rakamların altına düştü. Bu bizim kritik seviyemiz. Bunun altına düştüğünde biz her türlü olağanüstü şart için hazır olmak isteriz afet durumu gibi. Bu kritik seviyenin hemen yukarı çıkartılması gerekiyor. Günlük de yaklaşık 5 bin ünite kanın vatandaşlarımızdan alınıp bin 300 hastanemizdeki hastalarımızın, ameliyat olanların, lösemili çocuklarımızın, talesemili ailelerin, kovit nedeniyle ihtiyacı olanların ihtiyaçlarını karşılamamız gerekiyor" diye konuştu.
"İmmun plazmada iyi durumdayız"
Kerem Kınık, “İmmum plazma konusunda iyi gidiyoruz. Kan bağışındaki durum burada yok çünkü kovit rahatsızlığını geçirmiş olan immum plazma bağışı yapabilecek olan vatandaşlarımızın neredeyse yüzde 90'ından fazlası bu bağışı yapmayı kabul ediyor. Onlara çok çok teşekkür ediyoruz. Bugün itibariyle yaklaşık 800 civarında immum plazma bağışçımız plazmalarını bağışladı. O yaklaşık bin 600 civarında immum plazma bileşenine dönüştürülüp yoğun bakımlardaki hastalara takıldı. Aldığımız ilk klinik sonuçlar çok çok müspet. Ölüm oranlarına, hastalık oranlarına, yoğun bakımlardaki sayılara da bunun yansıdığını görüyoruz. Şu an Sağlık Bakanlığı'mızın bu anlamdaki öncülüğüyle ve orkestrasyonuyla Kızılay'ın bu konudaki lojistik operasyonuyla beraber dünyada bu uygulamayı en başarılı uygulayan ve en erken uygulamaya başlayan ülke olarak bu anlamda da sevindirici bir sonuç olduğunu ifade edebilirim" ifadelerini kullandı.
"Kan bağışı merkezlerinde en sağlıklı insanlar var"
Kan bağışı merkezlerinin hastane olmadığını ve kan bağışı merkezlerinde en sağlıklı insanların bulunduğuna dikkat çeken Kınık, "Bağışçılarımızda şunu ifade etmek istiyorum; Kızılay kan merkezleri hastane değildir. Burada hasta insanlar değil, hatta toplumun en sağlıklı insanları bulunmaktadır. Bütün kan merkezlerimiz 2 saatte bir dezenfekte edilmektedir. Merkeze girerken her hangi bir hastalığı olup olmadığı bu anlamda tespit edilmektedir. Hijyen şartlarına uymaktadır. Bir bulaşma riski ekmek aldığınız fırındaki bulaş riskinde çok daha düşüktür, endişe etmesinler, burası hastane değil. Kan verdikleri zaman vatandaşlarımız bağışıklıklarının düşebileceğini hastalığa yakalanabilecekleri endişeleri var. Bu da doğru değil. Kesinlikle bilimsel anlamda bir hekim olarak da bunu ifade edebilirim. Böyle bir durum söz konusu değil, kan sürekli yenilenen bir dokumuz, bunda da bir sıkıntı yok. Kovit rahatsızlığı da kan yoluyla da bulaşmıyor. Bunun oluşturduğu bir tedirginlikte olabilir. Sadece damlacık yoluyla, solunum enfeksiyonlarıyla bulaşıyor. Vatandaşlarımızın her hangi bir şekilde endişeye kapılmalarına gerek yok. Toplam sürecimiz 15 dakika ve Türkiye'nin 300 noktasında www.kanver.org web sitemizden, hangi noktalarda kan verebileceklerini vatandaşlarımız öğrenebilirler, randevu alabilirler ve bu anlamda bağışlarını güvenli bir şekilde yapabilirler çünkü kan, hastanelerdeki hastalarımıza takmak zorunda olduğumuz kan laboratuvarlarda üretilemeyen bir doku. Ancak bir insan bir insana verirse onun şifası olabiliyor" dedi.