Güçlü bir bağışıklık için İntravenöz terapi! İntravenöz (damar yoluyla) tedavi nedir?
Koronavirüs öncesi güçlü bir bağışıklık veya sonrasında hızlı bir toparlanma için son dönemin merak edilen etkili yöntemlerinden birisi de İntravenöz (damar yoluyla) terapi. Damar yoluyla bağışıklık sisteminin güçlendiren İntravenöz yöntemini Dr. Burak Tuncer sizler için anlattı.
Dünya 2019 yılının aralık ayında Çin'in Vuhan kentinden gelen endişe verici haberlerle çalkalanmaya başladı. "Pandemi" kelimesini pek çok insan bu süreçte duydu. Koronavirüs pandemisi dünyayı gerçek anlamda kasıp kavurdu; istisnasız hepimizin hayatını değiştirdi. Resmi rakamlar ekim 2021 itibarıyla pandemi nedeniyle ölen kişi sayısının 5 milyonu aştığını gösteriyor. İnsanların pandemiyle birlikte öğrendiği ve bir süre sonra neredeyse uzmanı olduğu diğer bir kavram da bağışıklık sistemi oldu. Bu ölümcül de olabilen hastalıkla mücadele etmenin en iyi yolu bağışıklık sisteminin her daim güçlü tutulmasıydı çünkü. Bağışıklık sistemi güçlü olanlar hastalığı sadece hafif bir grip gibi geçirebiliyor, ayakta atlatabiliyordu. Bu gerçek, insanları bağışıklığı güçlendiren gıdaları; yöntem ve tedavileri araştırmaya itti.
Kimimiz C vitamini yönünden zengin besinler tüketmeye, kimimiz sağlıklı beslenip spor yapmaya, kimimiz vitaminler, efervesan tabletler ve gıda takviyeleriyle metabolizmamızı güçlendirmeye çalıştık. Tüm bunlar elbette faydalı oldu. Ancak modern tıp sayesinde tümünden çok daha etkili bir yöntem var: İntravenöz (IV yani damar yoluyla) terapi.
Damarlarımızdan vücudumuza yayılan sağlık Bağışıklık sistemimizin güçlü olması için düzenli ve yeterli miktarda salgılamamız gereken enzimler, vücudumuzda bulunması gereken vitaminler ve dışarı atmamız gereken toksinler var. Ancak 21. yüzyılda şehir hayatının getirdiği sağlıksız yaşam koşulları, ilerleyen yaş, ne kadar organik beslenmeye çalışsak da yıllar öncesindeki gibi doğal olmayan gıdalar, yediğimiz besinler ve soluduğumuz havadaki ağır metal ve kimyasallar bu döngünün sağlıklı işlemesine engel oluyor.
İhtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri alamayan metabolizma; "vücudumuzun temizlik görevlisi" olarak adlandırabileceğimiz glutatyon gibi önemli bir antioksidanı; melatonin, serotonin, endorfin gibi vücudu iyileştiren ve yenileyen hormonları yeterli seviyede üretemiyor. İşte bu noktada ağız yoluyla aldığımız takviyeler devreye giriyor ancak onlar da sindirim sisteminden geçtiği için vücudumuz bu vitaminlerden yaklaşık %30-40 oranında yararlanabiliyor. Yani aldığımız takviyenin çok az bir miktarı kanımıza karışıp hücrelerimize ulaşıyor. Bu vitamin, mineral ve antioksidanlar IV terapi yani damar yolu ile verildiğinde ise %100 bir biyo fayda sağlanıyor.
Yapılan tıbbi araştırmalar damardan alınan 1 gram C vitamininin, ağızdan alınan 1 gram C vitamininden 8 kat daha fazla etkin olduğunu ortaya koyuyor. IV terapiler ayrıca sağlık açısından ağız yoluyla yüksek dozlarda alınamayacak vitamin, mineral ve aminoasitlerin damardan verilebilmesine imkan tanıyor.
İntravenöz terapide, kişiye özel hazırlanan serumla damardan verdiğimiz takviyeler, hiçbir değişikliğe ve kayba uğramadan hücrelerimize ulaşıyor. Glutatyon C + ozon terapi ile hastalıklara karşı tam koruma İntravenöz terapilerin başında; çelik gibi bir bağışıklık sistemi oluşturmak, metabolizmayı gençleştirmek, doping ve detoks etkisi yaratmak için uyguladığımız glutatyon C geliyor. Vücudumuzun bağışıklık sistemini yöneten glutatyon enzimi ile metabolizmamızı hastalıklara karşı koruyan ve hücre yenilenmesini destekleyen en önemli antioksidanlardan olan C vitaminiyle oluşturulmuş olan kombine bir intravenöz terapi olan glutatyon C ile koronavirüs öncesi güçlü bir bağışıklık sağlayabildiğimiz gibi, koronavirüs sonrasında da hızlı bir toparlanma elde edebiliyoruz. Böylelikle hastalıktan çıkmış olan vücut kendini hızlıca yenileyip güçleniyor. IV tedavisinin sonuçları çok kısa zamanda kendini gösteriyor. Kişi kendini daha enerjik ve iyi hissediyor. Saç tellerinden tenine; vücudunun her noktasının daha sağlıklı olduğu, canlandığı gözleniyor. Glutatyon C'yi yine damar yoluyla gerçekleştirdiğimiz ozon terapi ile kombine bir şekilde uyguladığımızda etkinliği daha da artıyor.
Ozon terapi ve glutatyon, direkt hücre içi antioksidan sistemini yani metabolizmayı zararlı maddelerden ve virüslerden temizleyen sistemi harekete geçirerek vücudumuzu, virütik başta olmak üzere her türlü hastalığa karşı koruyor. Özellikle koronavirüs açısından birincil risk grubunda olan, kronik rahatsızlıklara sahip kişilerin ana tedavi protokollerini IV terapilerle destekleyerek çok daha hızlı ve etkin sonuçlar alabiliyoruz. 3. seanstan itibaren daha güçlü, enerjik ve sağlıklı bir sen Glutatyon C ve ozonun yanı sıra kişinin ihtiyacı olan vitamin, mineral, antioksidan, eser element ve aminoasitleri de damar yoluyla vücuda direkt olarak verebiliyoruz. Böylelikle tüm bu bağışıklık güçlendirici maddeler mide-bağırsak sistemi ve karaciğerden geçmeden, dolaysıyla etkinliğini yitirmeden direkt kana karışıp hücrelere ulaşıyor.
IV terapiyi kaç seans uygulayacağımızı kişinin yaşına, ihtiyacına, vücut yapısına ve varsa kronik sağlık sorunlarına göre belirliyoruz. Genellikle haftada iki kez olmak üzere toplam 6 ila 8 seansta istediğimiz sonuçları alıyoruz. Her seans yaklaşık 15-20 dakikada tamamlanıyor ve kişi, IV terapiden sonra rahatlıkla günlük hayatına dönebiliyor.
Tamamlayıcı tıp alanında yaygın olarak kullanılan, koruyucu hekimlik uygulamalarının başında gelen ve serum taktırmak kadar kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilen IV terapiler sayesinde bağışıklığı güçlendirirken metabolizmayı gençleştiriyoruz. Kişi kendini 3. seanstan itibaren daha iyi, enerjik ve güçlü hissediyor. Ayrıca varsa alerji, depresyon, uyku bozukluğu vb. sorunlar da kendiliğinden ortadan kalkabiliyor. Bağışıklığını güçlendirmek, vücudunu toksik maddelerden temizlemek, daha dinç ve iyi hissetmek isteyen 16 yaşından büyük herkes IV terapiden sağlıklı ve güvenli bir biçimde yararlanabiliyor.