Kredi alacakları yakından ilgilendiriyor! İtiraz detayı...
Bankadan kredi çeken babalarının vefatının ardından takipteki borcu 40 bin liradan 200 bin liraya kadar çıkan vatandaş tarla satma tehdidiyle karşılaştı. Peki, bu mümkün mü? İşte bilinmesi gerekenler...
Bankaya kredi borcunu ödeyemeyen herkesi ilgilendiren olayda bankadan kredi çeken babalarının vefatının ardından takipteki borcu tarla satmaya kadar giden vatandaş zor durumda kaldı.
Posta gazetesi yazarlarından Tamer Heper bankaya kredi borcunu ödeyemeyenleri yakından ilgilendiren bir soruya yanıt verdi. Heper kendisine gelen ‘Babamın 2009 yılında kullandığı kredi için 2019 yılında bir varlık şirketi tarafından takip yapıldı. Normal takip 40 bin liralık kredi için babamdan 200 bin lira istiyorlar ve tarlasını satmaya kalkıyorlar. Bu mümkün mü? F.T.’ sorusunu şu şekilde yanıtladı:
Okuyucumun anlattığı durumda tarlanın satışı bazı hallerde mümkün bazı hallerde mümkün değil. Şöyle anlatayım. Bazı hallerde mümkün derken; okuyucumun ‘normal takip’ diye sözünü ettiği takibin ilamsız takip yani halk tabiri ile adi takip olduğu anlaşılıyor. Bu tür takiplerde, süresinde itiraz edilmekle takip durur. Alacaklı olduğunu iddia eden taraf ise takibin devamını sağlamak için dava açmak zorundadır. Şayet okuyucumun babası bu takibe süresinde itiraz etseydi, şimdi tahminime göre borçtan kurtulmuş olurdu. Takibe itiraz edilmedi ve takip kesinleşti ise satışı talep mümkün hale gelir. Burada ‘tahminime göre’ dememin bir nedeni var. Takibi bankanın yapmadığını, varlık şirketinin yaptığını söylüyor. Yani varlık yönetimi şirketlerini kastediyor. Peki banka kredisi ile bu şirketlerin ilgisi ne?
Efendim alacakların takibi için kurulmuş bazı şirketler var. Bu şirketler bankalar ve bankalar gibi kuruluşların alacaklarını temlik alıyorlar, yani kendileri alacaklı duruma geçecek şekilde sözleşme yapıyorlar. Bankanın 100 birimlik alacağını 20 birime satın alıyorlar, sonra alacağı okuyucumun olayında olduğu gibi yüksek rakamlar halinde takibe koyuyorlar ve tahsil ettikleri para kadar kâra geçiyorlar. Bu şirketler yasal olarak kurulmuş şirketlerdir. İşte okuyucumun babasının kredi borcunu takip eden şirket, bunlardan biri. Şayet takip başladığında okuyucumun babası takibe itiraz etseydi olay tarla satışına kadar gelmezdi. Zira tatbikatta büyük çapta gördüğüm şu; bu şirketler bankalardan veya başka şirketlerden temlik alırken borca ait belgeleri ya hiç almıyorlar veya eksik alıyorlar. Bu nedenle de itiraz halinde borcu ispatlayamıyorlar. Bundan dolayı da takip dosyasına itiraz halinde ya dava açmıyorlar veya açtıkları davayı kaybediyorlar.
Ancak okuyucumun babasının durumu tarlasının satışına kadar geldi ise demek ki takibe itiraz olunmamış ve takip bu yolla kesinleşmiş. Şimdi bazı ihtimallerden daha söz edeyim. Borcun 2009 yılına ait olduğu söylendiğine göre 10 yıl geçmekle borç zamanaşımına uğramıştır, bu husus ileri sürülebilinir. Ancak olayın önemine binaen hemen borcun bulunmadığının tespitine dair bir dava açmak gerekebilir. Zira ortada hem zamanaşımı ihtimali var hem borcun kat kat fazlasının talep edilmiş olması var hem de tahmin ettiğim husus yani borcun belgesinin takip yapanın elinde bulunmama ihtimali var. Bunlar değerlendirilebilir.