Kriz büyüyor! Diğer sektörlere de sıçradı...

Otomotiv sektöründe yaşanan çip krizi, Asya’daki elektronik ve beyaz eşya üreticilerini de etkilemeye başladı. Çip sektörünün devleri yatırımlarla hızla artan talebe yetişmeye çalışıyor.

Çip krizi otomotiv sektöründen sonra Asya’daki elektronik ve beyaz eşya üreticilerini de etkilemeye başladı. Akıllı telefon ve televizyon gibi elektronik ürünlerin yanı sıra çamaşır makinelerinde ve akıllı tost makinelerinde bile kullanılan düşük teknolojili birçok çipler için, tedarikçiler talebe yetişemiyor.

Uzmanlara göre beyaz eşya üretimlerini de sekteye uğratabilir. ABD-Çin çip savaşları da durumu kolaylaştırmıyor. Alman Volkswagen otomotivde ikinci çeyreğin ilk çeyrekten de zor geçebileceği konusunda uyarırken, Japon çip devi Renesas yangın sonrası 100 günde sevkiyat takvimine döneceğini duyurdu ve hem üretim yatırımlarını hem işbirliklerini sektörün devlerinden TSMC ve Intel’in de yaptığı gibi yükseltiyor.

Dünya gazetesinden Hilal Sarı'nın haberine göre, küresel çip krizinin etkileri ilk çeyrek üretimlerini otomotiv sektöründen elektronik ve ev eşyalarına taşmaya başladı. Güney Koreli Samsung Electronics ve LG Electronics, 2022 yılına da uzaması öngörülen çip krizinden etkilenen devler arasında.

Fakat çip sadece otomotiv ve elektronikte değil, evimizdeki birçok beyaz eşyada da kullanılan bir bileşen. Credit Suisse Asya Çip Araştırmaları Direktörü Randy Abrams “Mikrokontrolör birimlerinin arzı şu anda kısıtlı ve bu genel beyaz eşyaların üretimini de etkileyebilir” diyor. Financial Times’a konuşan Güney Koreli çip tedarikçileri de siparişlere yetişemediklerini ve talebin sadece elektronik ve otomotivden değil, beyaz eşyadan da olduğunu söylüyor. Düşük teknolojili bu mikrokontrolör birimleri çamaşır makinesinde çamaşırların ağırlığını ölçme özellikleri veya akıllı bir tost makinesinde ekmeğin ne kadar kızaracağını belirlemek için de kullanılıyor, ancak otomotiv ve tüketici elektroniğindeki sorunlar önceliklendirilince bu çiplerin üretimi bazı tedarikçilerin verdiği bilgiye göre arka sıralara atıldı.

Whirlpool: Mükemmel fırtına

ABD’li Whirlpool China Başkanı da geçtiğimiz günlerde krizi "Mükemmel fırtına" olarak tanımladı ve artan talebe rağmen çip kıtlığı nedeniyle şirketin Avrupa ve ABD'ye ihracatının düştüğünü söyledi. Şirket mikrodalga fırın, buzdolabı ve çamaşır makinesi üretiminin yarısından fazlasında kullanılan basit işlemcilere ulaşmakta zorlanıyor.

Güney Koreli üretici DB HiTek - Apple’ın iPad’leri için çip yapıyor - “Müşterilerin akıllı telefonlarda, televizyonlarda ve diğer ev aletlerinde kullanılan çiplere olan talebi kapasitemizi aşıyor. Özellikle ekran sürücü çipleri, elektrik yönetimi çipleri ve görüntüleme sensörlerinde büyük bir arz açığı var” diyor. Bazı analistler pandemiden normale dönüldükçe elektronikten gelen talebin azalacağı görüşünde.

Ancak mevcut durumda arzın talebe yetmediği çip sektöründe şirketlerin “çifte sipariş” vererek kendilerini gelecek arz kısıtlarına karşı hazırladığı da bir gerçek.

Samsung CEO’su Koh Dong-jin geçen ay yaptığı açıklamada çip sorununun ikinci çeyrekte de devam edebileceğini ve yeni üst segment akıllı telefon lansmanını gelecek yıla ertelemek zorunda kalabileceğini söylemişti. LG de konuyu yakından takip ediyor ve henüz üretimi etkilenmedi ancak “sorun uzarsa bundan etkilenmeyecek üretici yok” uyarısını yapıyor.

“5G savaşı Çin’e çip stoklattırıyor”

Güney Koreli tedarikçiler çip arzındaki sıkışmanın bir diğer nedeninin ise ABD’nin Çin’in 5G atılımlarına karşı açıkladığı yaptırımların gölgesinde Çinli şirketlerin daha fazla yaptırım gelmeden çipte stok alımı yapması olduğunu öne sürüyor. Pandemiyle birlikte ABD ve Çin arasında çip sektörü için bir üstünlük yarışı başlarken, ikili ilişkilerde ihtilaf konusu olan Tayvan, dünyanın en büyük üreticisine ev sahipliği yapıyor. TSMC IHS Markit verilerine göre dünya genelinde otomobillerde kullanılan mikroçiplerin yüzde 70’ini üretiyor ve şirket gelecek üç yılda 100 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu. Yine Tayvanlı Nanya da 5G ihtiyaçlarına yönelik 10 milyar dolarlık bir tesis inşa edeceğini duyurdu. ABD’li Intel de Arizona ve Pekin’de 20 milyar dolar yatırımla iki çip tesisi için yatırım yapacak.

VW: İkinci çeyrek daha zorlu geçecek

Alman otomotiv devi Volkswagen ise çip krizinin otomotiv sektöründeki üretime ikinci çeyrekte ilk çeyrekten de sert bir etki yapacağı konusunda uyarıyor. Şirketin İspanyol markası Seat’ın Başkanı Wayne Griffiths, FT’ye verdiği demeçte “Tedarikçilerimizden ikinci çeyrekte çok ciddi - muhtemelen de ilk çeyreğe göre daha zorlu - sorunlar yaşanabileceği konusunda uyarılar alıyoruz” diyor. Barcelona fabrikasında üretimin “kıt kanaat” yapıldığını aktaran Griffits, markanın tedarikçiden çip geldikten sonra hangi modelleri üreteceği kararını verdiğini aktarıyor.

Yangın sonrası 100 günde sevkiyat takvimine dönüyor

Otomotiv çiplerinin devlerinden Japonya merkezli Renesas da mart ayında Nika fabrikasında çıkan yangın sonrası “100 günde” sevkiyatların normale döneceğini söyledi. Toyota, Honda ve Nissan Motors gibi Japon otomotiv üreticilerinin ana çip tedarikçisi Renesas dünya genelinde otomobil mikrokontrolör çiplerinin yüzde 30’unu üretiyor. Şirketten 19 Nisan’da yapılan açıklamada yangın öncesine göre kapasitenin hala yüzde 10 aşağıda olduğu ve 17 Nisan itibariyle üretimin yeniden başladığı belirtildi.

Bazı hatlardaki verimin artması ve yeni üretim işbirliklerinden gelen beklentilerin üzerinde verimle siparişlerin 22 Mart’tan itibaren 100 gün içinde normal seyrine döneceği taahhüdü verildi. Açıklamada bu 100 günlük sürede de 7 ila 10 günlük bir gecikme yaşanabileceği de aktarıldı. Nikkei’de yer alan habere göre Japon çip devinin fabrikasında üretimin hızla yeniden başlaması için 14 bin kişi çalıştı.

21 Nisan’da da otomotiv uygulamalarında öncü ABD’li şirket SiFive Inc ile yeni nesil RISC-V çözümleri içeren otomotiv uygulamalarında işbirliği yapacaklarını duyuran şirket aynı zamanda Apple’ın tedarikçilerinden İngiliz Dialog’u 4,9 milyar Euro’ya almak için anlaştı. 2017’den beri yaptığı toplam 16 milyar dolarlık şirket satın alması ile CEO Hidetoshi Shibata’nın ifadeleriyle “tek bir pazar, ürün ve uygulamaya bağlı olma riskini azaltıyor.”

Sonraki Haber