Manisa depreminin ardından İstanbul açıklaması!

Manisa'da yaşanan depremin İstanbul'da da hissedilmesinin ardından Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, art arda yaşanan depremler hakkında açıklamalarda bulundu.

Manisa'nın Akhisar ilçesinde meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki depremin ardından artçı depremler devam ediyor. Manisa'da yaşanan depremin İstanbul'da da hissedilmesinin ardından Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, art arda yaşanan depremler hakkında açıklamalarda bulundu. Ercan, "Bu depremler İstanbul'u asla etkilemez. Çünkü Ege Bölgesi'nin kırık işleyişi İstanbul depreminden farklıdır. İstanbul Depremi yanal atımlı bir kırıktır. Bir defa büyük İstanbul depremi yok. Bu sürekli bir söylem olarak ağızda dolanıyor. Kim biliyor ki bunun büyüklüğünü? Kanıtı ne? Bilimsel bir kanıtı yok" dedi.

 "Akhisar'daki kırık demetinin tümü tetiklenmiş durumda" 

Manisa'da yaşanan depremin neden pek çok yerde hissedildiğini açıklayan Ercan, "Türkiye'de her 3 depremden bir tanesi Ege Bölgesinde olur. Yalnız Ege Bölgesinin depremlerinin işleyişi Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu kırıklarından daha farklıdır. Onlar göçüntü türü depremlerdir. Göçüntü türü depremler eğer sığ ise çok uzak alanlarda duyumsanırlar. İşte bu depremin duyumsandığı gibi. Bu depremin büyüklüğü 5 onda 6 dolayında benim kestirmem öyle. Dolayısıyla Bükreş', Makedonya'ya kadar duyulmasının ana sebebi, göçüntü türü olması. Yanal atımlı kırıklarda bu etki daha azdır. Ve göçüntü türü depremler, aynı büyüklükte daha çok yıkıma neden olurlar. Bunun olmasının nedeni bu. Ege Bölgesindeki deprem açıklamalarına geldiğimiz zaman, burada iki tane deprem üretebilecek odak vardır. Yaklaşık 10 yıldır bunu söylüyorum, bir tanesi Midilli, Foça, Karaburun üçgeniydi. Biliyorsunuz iki yıl önce bu deprem oldu. Ondan sonra da dikkati çektiğim, 10 yıldır söylüyoruz, Akhisar ile Manisa arası gerginliği. Bu konuda değerli meslektaşlarımın da yapmış olduğu çalışmalar, hep aynı. Burada bir gerginlik birikimi var. burası depremi üretecek. Akhisar ile Manisa arasında sadece bir kırık değil, bir kırık demeti var. Bu kırık demetinin hemen hemen tümü tetiklenmiş durumda şu anda" diye konuştu.

 "Artçı depremlerin sayısı 50'ye vardı"

Manisa'da artçı depremlerin sayısının 50'ye vardığını dile getiren Ercan, "Biliyorsunuz dün öğleden sonra saat 17.00 dolayında o bölgede 3-3,5 büyüklüğünde bir öncü deprem oldu. Arkasından bir 4 onda 1 geldi. Ondan sonra 4 onda 1'in artçılarını gördük. Ama akşam saat 22.22'de bu kez 5 onda 6'lık bir deprem oldu. Bu deprem tabii çok ürküttü ama 4 onda 1'lik deprem zaten halkı uyarmıştı. Dolayısıyla halk zaten uyarılmış bir durumdaydı. Ama 5 onda 6 geldiği zaman bu iş tabii çok ciddiye alındı. Bu bölgede artçı depremlerin sayısı aşağı yukarı 50'ye vardı. Artçı depremlerin en büyüğü ise 4.7 Bana göre bir dinginleşme süreci içine girmiş durumda. Artçı depremler en az 2-3 hafta sürebilir ama artçı depremler yıkıcı olmaz. Ege Bölgesinde, özellikle Akhisar-Manisa arasında depremin yıkıcı olması için büyüklüğün 6 onda 4'ten fazla olması gerekiyor. Benim burada beklentim ise, Türkiye'de depremi bekleyen 33 yer arasında burası da vardı. Bunlar sırasıyla oluyor zaten, burada benim öngördüğüm deprem büyüklüğü 5 ila 6 onda 2 arasındaydı. Eğer diyelim ki, öngörümüz tutmadı, bir büyük deprem gelirse eğer, bunun büyüklüğü 6 onda 2'den daha büyük olamaz. Ama bu yıkımcıl olmaz" şeklinde konuştu.

"Bu depremler İstanbul'u asla etkilenmez" 

Bu depremlerin beklenen büyük İstanbul depremine etki edip etmeyeceği sorusuna ise Ercan, "Bu depremler İstanbul'u asla etkilemez çünkü Ege Bölgesi'nin kırık işleyişi İstanbul depreminden farklıdır. İstanbul Depremi yanal atımlı bir kırıktır. Ama diğeri göçüntü türüdür. Ege Bölgesinin sınırları Çanakkale'nin güneyinden başlayıp, Balıkesir'in güneyi, Bandırma'yı kuzeyde tutarak, ondan sonra Bursa'nın güneyi, Manyas'a kadar iner ve oradan Uşak, Denizli, Aydın, Manisa ve İzmir'i içine alan bu bölgedeki deprem işleyişi tamamen farklıdır. Onun için dün olan depremin İstanbul depremini tetiklemesi gibi bir durum olamaz" diye yanıt verdi.

"Büyük İstanbul depremi ifadesinin bilimsel bir kanıtı yok"

Ercan, "Bir defa büyük İstanbul depremi yok. Bu sürekli bir söylem olarak ağızda dolanıyor. Kim biliyor ki bunun büyüklüğünü? Kanıtı ne? Bilimsel bir kanıtı yok. Var mı bir alet yerin içine sok, ne kadar basınç olduğunu söyle. Şimdi İstanbul'daki kabuk kalınlığı yaklaşık 28-30 kilometre. Bu kabuğun, kırılmaya karşı göstermiş olduğu direnç 6 miyar gigatondur. Bu 6 milyar gigaton'luk gücü kıracak bir baskı gelmedikçe, bu deprem olmaz. Bunun bir birikme hızı var. Bunun kırılması için daha 2045'e kadar birikmesi gerekiyor. Yani 2045'te olabilecek bir depremin belirtisi 2033'te başlar. 2045 deprem olabilmesi için en uygun yıldır. Ama gecikme olasılığı vardır her zaman için. Gecikme olasılığı bazen 75, bazen 100 yıl bile olabilir" dedi.

"Asıl korkulması gereken Tekirdağ depremi" 

Asıl korkulması gerekenin Tekirdağ'da beklenen deprem olduğunu söyleyen Ercan, "Tabii İstanbul'da olabilecek deprem ne kadardır dersek, Küçükçekmece'nin açıklarında olabilecek depremin büyüklüğü 6 onda 4 ile 6 onda 7 arasında. 6 onda 4 İstanbul için yıkıcı değildir. Ama 6 onda 8, 6 onda 9 olursa yıkıcı olur. İstanbul'un aslında korkması gereken Tekirdağ depremidir. Tekirdağ depremi Marmara Ereğlisi, Silivri arasında olacak. Yani İstanbul il sınırının batısında olacak. Bizim tam da Marmara'daki doğal gaz dolum kurgularımızın olduğu yerde ve aynı zamanda denizin içinde yedek dolmaçımız var yani doğal gazı biriktirdiğimiz yer, tam orada olacak deprem. Geçenlerde olan 4 onda 7'lik ve 5 onda 8'lik depremin olduğu yerde olacak. O bunun alıştırmasıydı aslında. İşte bu depremin büyüklüğü 7 ile 7 onda 2 olacaktır. Bu Tekirdağ'ı, Şarköy'ü, Çanakkale'yi, Gelibolu'yu, Lapseki'yi, Karabiga'yı, Mudanya'yı, Erdek'i, Bandırma'yı, Yalova'yı ve hatta Gemlik'i çok önemli şekilde etkileyecektir" dedi.

Sonraki Haber