Menajer Ayşe Barım tutuklandı! Savcılıktaki ifadesine ulaşıldı

Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçundan adliyeye sevk edilen menajer Ayşe Barım, çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Öte yandan Barım'ın savcılıktaki ifadesine de ulaşıldı. İşte detaylar.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Taksim'deki Gezi Parkı odaklı olaylara iştirak ettiğine ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialara ilişkin soruşturma kapsamında gözaltında bulunan Barım'ın İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlandı. Sağlık kontrolünden geçirilen Barım, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Öğle saatlerinde adliyeye getirilen Barım'ın savcılıkta ifadesi alındı.

 TUTUKLANDI

Yaklaşık 3 saat süren ifadenin ardından savcılık Barım'ı tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk etti. Sulh Ceza Hakimliği tarafından savunması alınan Ayşe Barım, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçundan tutuklandı.

SAVCILIKTAKİ İFADESİNE ULAŞILDI

Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan, bazı sanatçı ve oyuncuların menajerliğini yapan Ayşe Barım'ın, savcılıktaki ifadesi ile sulh ceza hakimliğinin karar yazısına ulaşıldı.

Ayşe Barım, savcılıktaki ifadesinde, 2002'de sahibi olduğu menajerlik şirketini kurduğunu, aylık gelirinin 300 bin lira olduğunu belirtti.

Gezi Parkı eylemlerinin başlangıcında, konuyla ilgili Mayıs 2013'te kimsenin kendisini aramadığını öne süren Barım, Muhteşem Yüzyıl isimli dizide oynayan, beraber çalıştıkları bazı oyuncularla Gezi Parkı'ndaki eylemlerin başlangıcında buraya gittiklerini aktardı.

Barım, "Tam hatırlayamamakla birlikte onlardan birinin arayarak, setten çıkarak Gezi Parkı'na gideceğini, 'Çocuklar ne yapıyor diye bakmak istiyoruz.' dediğini hatırlıyorum. Ben de bireysel olarak kendim gittim, oyunculara eşlik etmek üzere buluştum." beyanında bulundu.

GEZİ PARKI EYLEMLERİNDE ROL OYNAYAN OLUŞUMLARLA İLGİSİNİN OLMADIĞINI SAVUNDU

Barım, Gezi Parkı'na hatırladığı kadarıyla 1 ya da 2 kez gittiğini, buradaki eylemlerde rol oynayan kurum ve kuruluşlarla, topluluk veya oluşumla resmi veya gayri resmi ilişkisinin bulunmadığını, oyuncularından kimseyi buralara yönlendirmediğini savundu.

Hakkında çıkan "Evimde hepsinin kaseti var, siz rahat olun. Gezi'de ne yaptıysam şimdi daha iyisini yapacağım, elleri mahkum" şeklindeki haberleri iftira olarak nitelendiren Barım, "Gezi Parkı döneminde, benim yakın çevrem beni çok iyi tanır ve bilir. Ben yakın olduğum, ortak iş yaptığım sanatçılarla hiçbir zaman meydana çıkıp beyanat vermedim. Onlara da böyle bir açıklama yapma hususunda herhangi bir yönlendirme ve telkinim asla olmadı. Bahse konu sanatçılara benim talimat vermem gibi bir durum söz konusu olamaz." savunmasını yaptı.

BİLDİRİNİN KİM TARAFINDAN HAZIRLANDIĞINI BİLMEDİĞİNİ İDDİA ETTİ

Ayşe Barım, Gezi Parkı'nda oyuncuların şiir okuduğu görüntülere ilişkin, bildiri, şiir ve yazıların kim tarafından yazıldığını ve bu yazıların oraya nasıl getirildiğini bilmediğini söyledi.

Birlikte çalıştığı oyunculardan kimsenin kendisine "Gezi Parkı'na gidelim." şeklinde yönlendirme yapmadığını öne süren Barım, Mehmet Ali Alabora ile ilgili görüşmelerinin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Onunla (Mehmet Ali Alabora) o dönem Oyuncular Sendikası Başkanı olması nedeniyle, oyuncularla yakın temas içerisinde olduğundan görüşürdüm. Alabora'nın o dönem sosyal medyada hedef haline geldiğini hatırlıyorum, bu tape içeriğindeki metin için kendisiyle görüşmüşümdür. Başkaca irtibatıma bakıldığında kendisi ile görüşmem hiç yoktur. Birlikte çalıştığım oyuncularımın başlarına bu süreçte provokatif bir eylem gelmesinden endişe duymamdan ve Mehmet Ali'nin Oyuncular Sendikası Başkanı olması sebebiyle aramışımdır."

Barım, Osman Kavala'yla olan tanışıklıklarının ise bir filmin galasıyla ilgili bina kullanımı konusu hakkında olduğunu öne sürdü.

#HelpTurkey isimli paylaşımların kendisiyle ilgisinin olamayacağını, oyuncularına yönlendirme yapmadığını kaydeden Barım, bilgisayarında ele geçirilen "Occupy Gezi Kadın" isimli görseli birisinin kendisine göndermiş olabileceğini, bu resimdeki kişiyi Bergüzar Korel'e benzetmiş olduğu için sakladığını savundu.

İfadesinin devamında oyuncuları korumakla yükümlü olduğunu aktaran Barım, bildiriye ilişkin görüşünün yayınlanmaması yönünde olduğunu, bildirinin kim tarafından hazırlandığını bilmediğini iddia etti.

Barım, 3 haftadır psikolojik anlamda kötü olduğunu, mağduriyetinin devlet tarafından giderilmesini istediğini, tek amacının işini en iyi şekilde yapmak olduğunu, suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.

Sonraki Haber