Mescid-i Haram nerede? Mescid-i Aksa nerede, Kudüs neresi? Mescid-i Haram ile Mescid-i Aksa arası kaç kilometre? Miraç olayı nasıl gerçekleşti?

Miraç Kandili nedeniyle milyonlarca müslüman Miraç hadisesinin gerçekleştiği yerler olan Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa’nın nerede olduğunu, mucizenin nerede gerçekleştiğini araştırıyor. Peki, Mescid-i Haram nerede? Mescid-i Aksa nerede, Kudüs neresi? Mescid-i Haram ile Mescid-i Aksa arası kaç km? Miraç olayı nasıl gerçekleşti? İşte detaylar…

“Yukarı çıkmak, yükselmek” anlamına gelen Miraç, Hz. Peygamber’in göğe yükselişi ile ilgili mucizesidir. Hz. Peygamber’in Allah katına çıkışını ifade eder. Olay, Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya gidiş ve oradan da yükseklere çıkış şeklinde yorumlanır. Resûl-i Ekrem’in bir gece Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya yaptığı yolculuğa isrâ, oradan göklere yükselmesine mi‘rac denilmiştir. Miraç Kandili nedeniyle Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa ile ilgili bilgiler araştırılıyor.

MİRAÇ OLAYI NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Miraç hadisesi, Peygamberimizin üstün makamlara yükselişi ve Allah’ın Yüce katına çıkarılışı olayıdır. Aslında İsra ve Miraç hadisesi olarak adlandırılır. Hz. Peygamberin gecenin bir bölümünde Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürülmesine "İsrâ", buradan da yüce makamlara yükselmesine, Allah’ın katına çıkarılmasına ise "Miraç" denir.

Peygamberimiz (sav) söz konusu mucize gerçekleştiğinde Mekke'de bulunmaktadır. Kendisi Mekke'den Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürülmüştür.

MESCİD-İ HARAM İLE MESCİD-İ AKSA ARASI KM?

Mescid-i Haram Mekke'de, Mescid-i Aksa ise Kudüs'tedir. Bu iki yer arasındaki uzaklık mesafesi ise yaklaşık 1235 km'dir.

MESCİD-İ HARAM NEREDE?

Mescid-i Harâm tabiriyle Kâbe, Kâbe’yi kuşatan ve ibadet için kullanılan alan, Mekke veya Mekke haremi kastedilir. Mescid-i Harâm yeryüzünde bilinen en eski mesciddir. Hz. Peygamber İslâmiyet’i tebliğ için zaman zaman Mescid-i Harâm’ı kullanmış, yapılan baskılara rağmen Hacerülesved ile Rüknülyemânî arasında namaz kılmıştır.

Hz. Ömer’in İslâmiyet’i kabul etmesinden sonra müslümanların Mescid-i Harâm’da açıkça namaz kılmaya başladıkları bildirilmektedir. Kur’an’da, Mescid-i Harâm’ın ziyaret edilmesini engellemenin ve halkını oradan çıkarmanın Allah katında büyük günah olduğu belirtilir. Mekke’nin fethi üzerine Resûl-i Ekrem meşhur fetih konuşmasını Mescid-i Harâm’da yapmış ve oraya sığınanların emniyette olacağını bildirmiştir.

MESCİD-İ AKSA NEREDE? KUDÜS NERESİ?

Mescidü’l-aksâ Kudüs’te bulunmaktadır. Kudüs, üç ilâhî dinde de önemli bir yere sahip olan ve kutsal sayılan şehirdir. Mescidü’l-aksâ ‘nın asıl adı Ârâmîce Beth makdeşa, İbrânîce Beth ha-Mikdaş ve Arapça Beytülmakdis olup “mukaddes ev” demektir; ilk kuruluşundan beri taşıdığı bu ad sonradan şehrin tamamını kapsamına almıştır. İslâm âlimleri, Kur’ân-ı Kerîm’de el-Mescidü’l-aksâ adıyla anılan ve çevresinin mübarek kılındığı belirtilen yerin (el-İsrâ 17/1) Beytülmakdis olduğu konusunda ittifak halindedir. Arapça aksâ “uzak” anlamındadır ve mâbedin Mekke’ye uzaklığından dolayı bu ad verilmiştir. Mûsevîliğe göre mâbed dünya yaratılmadan önce de vardı ve gökte idi. Rab dünyayı onun gölgesinin düştüğü yerden yaratmaya başlamış, ardından o noktada Hz. Âdem’i yaratmıştır. Bir hadise göre ise burası, Mescid-i Harâm’dan sonra içinde insanların Allah’a ibadet etmeleri amacıyla yapılan en eski ikinci mâbeddir.

Bugün Kâbe’ye çevresiyle birlikte Mescid-i Harâm denildiği gibi Mescid-i Aksâ’ya da çevresiyle birlikte Harem-i şerif denilmekte ve bununla eski Kudüs’teki kuzeyi 321, güneyi 283, doğusu 474 ve batısı 490 m. uzunlukta olan ve yer yer 30-40 m. yüksekliğe ulaşan surlarla çevrili bulunan, içinde Kubbetü’s-sahre’nin de yer aldığı kutsal mekân kastedilmektedir. Mescid-i Aksâ’nın yerinin tesbiti ve planlanması Hz. Dâvûd ile başlar. Ancak Allah mâbedin Hz. Süleyman tarafından yapılacağını bildirir. Bunun üzerine Dâvûd, oğlu Süleyman’a durumu anlatıp mâbedi inşa etmesini emreder ve mâbed yapımıyla ilgili bütün malzemeleri ve elemanları ona teslim eder. Mâbed için gerekli taş ve kereste Lübnan dağlarından karşılanmış, Sûr Kralı Hiram bunları Hz. Süleyman’ın yolladığı işçilere ve kendi adamlarına inşaatta kullanılacak şekilde hazırlatıp Kudüs’e göndermiştir. Çünkü mâbedin yapımı sırasında ne keser ne çekiç sesinin duyulduğu belirtilmektedir. Ahd-i Atîk’e göre inşaat İsrâiloğulları’nın Mısır’dan çıkışının 480. ve Hz. Süleyman’ın hükümdarlığının dördüncü yılında, yahudi takviminin ikinci ayı olan “ziv” ayında (nisan-mayıs) başlamış ve yedi yıl kadar sürmüştür. Çok değerli eşya ile dolu olan Beytülmakdis, Hz. Süleyman’dan sonra zaman zaman istilâcıların yağmalama ve yıkımlarına mâruz kalmıştır.

Hz. Peygamber’in mi‘rac yolculuğuna çıkmadan önce müslümanların kıblesi olan Mescid-i Aksâ’ya getirildiği İsrâ sûresinin ilk âyetinde açıkça belirtilmektedir. Hicretin ardından buranın kıble oluşu on altı - on yedi ay kadar sürmüştür. Bu durum İslâm’da Mescid-i Aksâ’ya verilen değeri göstermekte ve Kudüs’ün ele geçirilmesinden yıllar önce Resûl-i Ekrem’in söylediği, ibadet ve ziyaret maksadıyla gidilmesi gereken üç mescidden birinin Mescid-i Aksâ (diğerleri Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebevî) olduğu (Buhârî, “Fażlü’ṣ-ṣalât fî mescidi Mekke ve’l-Medîne”, 1,6; Müslim, “Ḥac”, 511-513), bu mescidlerde kılınan namazın kişinin evinde tek başına eda edeceği namazdan elli bin kat daha çok faziletinin bulunduğu (İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 198) yolundaki hadisleri bunu pekiştirmektedir.

Sonraki Haber