Mikro mobilite şirketleri otomotive meydan okuyor

2020 yılında 41,2 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan global mikro mobilite pazarı 2021 yılında 48,11 milyar dolara çıkarken, 2030 yılına kadar ise 200 milyar dolarlık büyüklüğü aşması bekleniyor. Türkiye’de ise düşen satın alma gücüne bağlı olarak paylaşımlı mikro mobilite pazarının daha da önem kazanarak 2026’da 20 milyar doları bulacağı konuşuluyor.

DÜNYA İÇİN İKLİM ÖNEMLİ

Dünyada mikro mobilite pazarının hızla büyümesinin temel sebepleri olarak; artan petrol ve gaz fiyatları, yoğun trafik, otomotiv endüstrisindeki doygunluk ve park kolaylığı sıralanıyor. Ama özellikle gelişmiş ülkelerde sera gazı emisyonlarındaki artışa ve iklim değişikliğiyle mücadele yönelik hayata geçirilen çok sayıda düzenleme de mikro mobilite pazarına olan ilgiyi artırıyor. Elektrikli scooter ve mikro mobilite girişimleri 2017 yılında Bird ve Lime sayesinde önce ABD şehirlerinde hızlı bir şekilde yayılırken, kısa bir süre sonra ise Avrupa merkezli Voi ve Tier dâhil diğer girişimlerin çoğalmasıyla birlikte uluslararası şehirlerde hızla çoğalmaya başladı.

KUŞU GÖRMÜŞ MARTI’YI KURMUŞ

Türkiye’de ise ilk elektrikli scooter girişim olan Martı, 2019’un mart ayında faaliyete başladı. Aslında Martı’nın kurucusu ve CEO’su Alper Öktem, 2017’de Los Angeles’ta bir iş seyahati sırasında ‘Bird’ü görünce, “Bu iş Türkiye’de tutar” diyerek kardeşi Sena Öktem’le e-scooter işine girmiş. Bugün 530 milyon dolarlık değere ulaşan ve 46 bin araçlık filoya sahip Martı’nın faaliyete geçişi, kullanıcı talebi, gençler arasında yaygınlaşan kullanma alışkanlığı ve pandemi şartları eklenince sektörde faaliyet gösteren marka sayısı bir anda 10’a yaklaştı.

Ama Türkiye’de mikro mobilite pazarının bu denli hızlı büyümesinin en temel sebebi, dünyadaki etkilerinin dışında, satın alma gücünün düşmesine paralel kişisel araç sahipliğinin imkânsız hale gelmesi, yetersiz toplum taşıma ve taksi ağından da kaynaklanıyor.

ŞAHSİ ARACA GEREK YOK

Türkiye’de mikro mobilite pazarının neredeyse yüzde 70’ine sahip Martı’nın 31 yaşındaki kurucusu ve CEO’su Alper Öktem’le Teksas’taki fuarda bir araya geldik. Öktem, yakın gelecekte tüm ulaşım araçlarının elektrikli; tüm elektrikli araçların da paylaşımlı olacağına inandığını belirterek, “Çünkü bu daha iyi bir dünya, daha az trafikli hayat demek. Diğer taraftan özellikle Türkiye’de satın alma gücü düşerken, otomobiller çok pahalandı ve pahalanmaya devam ediyor. İnsanların şahsi araç almaya gücü yok, ihtiyacı da kalmayacak. Bu yüzden gelecek bizim gibi hem çevreyi düşünen hem de ekonomik ulaşım çözümleri sunan şirketlerde” yorumunu yapıyor.

BİR TUŞLA HER ARAÇ SENİN

“Düşünün, evinden çıktın, gitmek istediğin bütün mesafelere  gidebileceğin aracı 50-100 metrede bir şirket koymuş” diye konuşan Öktem şöyle devam ediyor: “Bu durumda otomobil almana gerek yok. Bir tuşla elektrikli otomobile bin, bir tuşla elektrikli scootera bin, bir tuşla elektrikli mopede bin. Kimsenin şahsi araç almasına, benzinli araç kullanarak çevreyi kirletmesine gerek kalmayacak.”

Alper Öktem, şehirlerde otomobillerin istilası altında yaşadığımızı da söyleyerek, kamuya ait açık alanların neredeyse yüzde 90-95’ini otomobillerin işgal ettiğini belirtiyor. Evet, mikro mobilite özellikle Türkiye gibi satın alma gücü çok düşük ülkeler için ulaşımda en kolay ve ekonomik model olarak ön plana çıkıyor. Bakalım 28 yaşında Martı’yı kuran ve 31 yaşında New York Borsası’nda halka açmaya hazırlanan Alper Ökten’in büyük bir özgüvenle söyledikleri gerçekleşecek mi? Ama ekonominin lokomotifi otomotiv sektörünü de pek karşısına almaması gerek.