Montrö bildirisine imza atan emekli amirallere gözaltı
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin ortak açıklama yapan 103 emekli amiral hakkında başlatılan soruşturma kapsamında, Cem Gürdeniz ve Atilla Kezek'in gözaltına alındığı öğrenildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 'montrö' bildirisinde imzası olan 14 emekli amiralle ilgili gözaltı kararı aldı. Başsavcılığın bildiri soruşturmasında emekli amirallerden 10'u gözaltına alınırken, 4 şüpheliye 3 gün içinde emniyete müracaat etmeleri için tebligat yapıldı. Soruşturmada amiraller 'cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmak'la suçlandı.
Son dönemde gündemde olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin ortak açıklama yapan 103 emekli amiral hakkında başlatılan soruşturma kapsamında, imzacılardan Kadir Sağdıç, Cem Gürdeniz ve Atilla Kezek'in gözaltına alındığı öğrenildi.
Emekli amiral Cem Gürdeniz'in eşi Rengin Gürdeniz tarafından yapılan paylaşımda, "Polisler evimize baskın yaparak Cem’i gözaltına aldılar" ifadelerine yer verildi.
Sosyal medya hesabı üzerinden paylaşım yapan gazeteci Müyesser Yıldız da, ”Sabah saat 06:00 operasyonu! İlk etapta emekli amirallerden Kadir Sağdıç, Cem Gürdeniz ve Atilla Kezek’in gözaltına alındığı öğrenildi. Ergun Mengi de gözaltına alınan emekli amiraller arasında” açıklamasında bulundu.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara ve bir tarikatta görüntülenen cübbeli-sarıklı tuğamirale tepki gösteren 104 emekli amiralin gece yarısı bildirisi, Ankara’da tansiyonu yükseltti. Bildiride kullanılan ifadeler, muhtıra çağrışımı ve demokrasi dışı arayış olarak yorumlandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açıklamayı hazırlayanlar ile varsa irtibatlıoldukları kişilerin tespiti ve yasal gereğinin takdir ve ifası amacıyla re’sen soruşturma başlatılmıştı.
Bildirinin içeriği neydi?
104 emekli amiralin tartışmalara yol açan bildirisinde özetle şu ifadeler yer aldı:
* “Yüce Türk Milletine, son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse uluslararası antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır...Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazları’ndan geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir.
* Montrö, Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesi’nin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz. Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nın, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.
* Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.”