Nasıl olacak böyle?
Dün de en son heyelan haberi geldi. Neyse ki ucuz atlatıldı.
Ama endişelendiğim her kötü haber ülkede merhamet ve birlik ile ortak akıllarla çözümler yerine daha da kamplaşmayı ve düşmanlığı arttırıyor.
Birileri düşmanlığı arttırdıkça peşlerinden gidip birbirimize daha çok saldırıyoruz. Sosyal medyanın haline bakın, her yer hakaret, saldırı, dikte ve kavga dolu.
Bozuk ruh hali ile insanlar klavyeleri satıra döndürmüş hücuma geçiyor. Bakın yollarda insanlara ve gergin suratlarına.
Hani, Her yıla yeni umutlarla başlarsınız ya; Güzel dilekleriniz olur geleceğe yeni seneye dair.
Bunu düşünmek bile keyif verir, umut verir.
‘Yaa bu yıldaki kötü şeyler, üzüldüğüm ne varsa geride kalsın, sağlıkla mutlulukla geçsin’ dersiniz.
İşte biz de; 2020 için de neredeyse hepimiz benzer duyguları yaşadık. Normal ve iyi şeyleri arzu eden sıradan dünya insanları gibi.
Yaşadık da; şu ana kadar ülke olarak 2020 geçen günler itibarı ile bir kabus gibi üzerimize çöktü. Belki bazılarımız, ‘yok canım benim süper gidiyor’ diyebilir.
Ancak ülke iyi olamayınca, peşi sıra kötü üzücü haberler gelince ne kadar iyi olsanız da ‘memleket üzgün, ben iyi olsam ne yazar’ demek gelmiyor mu insanın içinden.
Ama bazıları karşımdaki beter olsun da yeter, derdinde. Olmaz sevgili kardeşim senin düşündüğün gibi olmaz. Yapma.
Art arda acı haberler, olumsuz gelişmeler zaten bir de kavgadan kutuplaşmadan gergin ülkemizde maalesef daha bir moral çöküntüsüne yol açtı.
Etrafımızda çok kişi yaşananlara bakıp, ‘Bu kadar ardarda olay da olmaz ki, artık moral falan kalmadı. İnşallah bu uğursuz silsile biter’ temennisinde.
Şehitlerimiz, bitmek bilmeyen yüreğimizi yakan ciddi depremler, yeni deprem korkuları, acı kayıplarla çığ felaketleri, yardıma giden insanların görevlilerin başına gelen talihsiz kahredici kazalar ve daha niceleri.
Sosyal medyada bahsettiğimiz bu mesele artık en önemli maddelerden biri oldu.
Bazıları ‘ne uğursuz yılı canım, ihmallerden dolayı hatalardan kaynaklı’ diyor.
Evet belki bazıları. Belki daha dikkatli olunabilirdi. Ancak, bu tartışmaya şehitlerimizi, hayatlarını kaybetmiş vatandaşlarımızı karıştırmayalım. Lütfen.
Vatan için canını vermiş elinden gelen en doğruyu yapmış fedakar evlatlarımıza sırf yorum olsun diye laf söylemek kimseye yakışmaz.
Başka konuda ne söylenirse söylensin, bu iş başkadır.
Ama başa dönersek; evet bu yıl işler iyi başlamadı. Ama sadece bizde de değil. Dünya da garip. Savaş tehlikeleri her yerde.
Bir corona virüsü tehlikesi de cabası. Türkiye’ye sıçrar mı korkusu her gün tepemizde dolaşıyor.
İnsanlar bu konuda da tedirgin. Etrafta maskeli insanlar giderek sık görülmeye başlandı. ..
Ama sorunlarımız varsa da ortak akılla bunlara çözüm bulmak en güzeli değil mi....
Çok sevdiğim biri der ki, ‘iyiyi çağıralım ki iyi gelsin’..
Doğruluğunu derinliğini bilmem, sorgulamam da. Ama kendimi iyi hissederim.
Ama biz kötünün peşinde gitmeye çalışıyoruz. İnanın bu bir tılsımdır; kötü olup da, kötüleri çağıranların sonu pek hayırlı olmaz. Buna çoğumuz bu tür insanlarda tecrübe etmişizdir.
Asıl bunu hepimiz için ülkemiz için yine söyleyelim ve iyiyi çağıralım;
‘ İyi olun, güzel ülkemiz iyi olsun.’