Niyet okumayı bırakın
Öncelikle şunu söyleyeyim; bu ikisi de Ayasofya’nın ibadete açılmasının keyfini hazzını yaşamamıza engel oldu, o büyük güne gölge düşürdü. Gerek hutbedeki sözlere gerekse Hilafet çağrısına kişisel olarak katılmadığımı söyleyeyim…
Ancak bütün bunlara ne kadar karşıysam, tartışmalar sırasında ortaya atılan “Aslına bakarsanız, bunlar AK Parti’nin gizli ajandası. Beştepe’den habersiz bunlar yapılamaz” şeklindeki saçma sapan iddialara da bir o kadar karşıyım. Ne Beştepe’nin ne de AK Parti iktidarının böyle bir gündemi var.
Neden mi? Gelin bakalım!...
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik:
“Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bu nitelikleriyle Cumhuriyetimiz hepimizin ortak çatısıdır. Ülkemizin siyasal rejimi büyük sosyal ve siyasal tecrübelerden geçmiş ve geleceğe yürümektedir. Cumhuriyetimiz tüm nitelikleriyle gözbebeğimizdir. Sosyal medyada siyasal rejimimizle ilgili ortaya çıkan sağlıksız tartışma ve kamplaşma, Türkiye’nin gündemi değildir”.
AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı:
“AK Parti'nin siyaseti, 'ajandası' 18 yıllık iktidarında kayıtlıdır. Her beyanı, her yazıyı, her provokatör itirazı ya da mukabilini AK Parti zannetmek sadece yanılsamadır. Partinin fikriyatı, gündemi başta Genel Başkan olmak üzere ancak ve sadece yetkililerce açıklanır”.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın:
“Atatürk bu vakfiyeyi ortadan kaldırmış birisi değil. Kişisel çıkarları için kullanmış birisi değil. Dönemin şartları içinde oranın müze olarak kullanılması için bir karar verilmiş. Ali Erbaş hocanın hutbesinde Atatürk’e dil uzatma söz konusu değil. Dönemin şartları içinde müze olarak kullanılması için bir karar verilmiş. Tekrar camiye dönüştürülmesine ilişkin araya bir süre girmiş. Ulus devlet düzenini hakim olduğu bir dönemde imparatorluk dönemi şartlarını empoze edemezsiniz. Hilafet tartışması saltanat tartışması suni bir gündemdir. Türkiye’nin böyle bir gündemi yok. Hilafet tartışmasını başlatmak bizi asıl hedeflerimizden saptırmak anlamına gelir”.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın siyaset tarzı radikalizmi dışlar. İdeolojik saiklerle milli ve manevi değerlerimizi karşı karşıya getirme çabaları beyhudedir. Radikalizmin her türüne karşıyız. Ayasofya bağlamında ortaya atılan hilafet tartışmalarını da anlamsız ve beyhude buluyoruz. Bunun Türkiye siyasetinde bir karşılığı da yoktur. Milletimiz zaten bu yararsız tartışmalara prim vermedi, vermeyecektir”.
Buyurun İşte, açıklamaların tamamı ortada! Neyin zorlamasını yapıyorsunuz? Niyet okumayı bırakın!
*******************************************
ABD, Kılıçdaroğlu ve Kavala
Yazmayayım, iğdiş etmeyeyim diyorum ama olmuyor! CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu sürekli pas atıyor. Aynı gün yapılan iki açıklama. Önce ABD Dışişleri Bakanlığı, ardından Kılıçdaroğlu.
Açıklamaları hatırlayalım…
ABD Dışişleri Bakanlığı:
“Bu hafta Türk hayırsever ve sivil toplum lideri Osman Kavala, hiçbir suçtan hüküm giymeksizin hapisteki 1000. gününü geçirdi. Birleşik Devletler, uluslararası yükümlülük ve taahhütlere saygı duymanın önemini vurgulamaktadır. Türkiye'yi adalet ve hukukun üstünlüğü konusunda kendi taahhütlerine uymaya ve yargılandığı davada adil, şeffaf ve hızlı bir çözüme kavuşulması için gayret ederken Osman Kavala'yı serbest bırakmaya çağırıyoruz".
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:
“Osman Kavala 1001 gündür içeride. Beraat etmişse beraat etmiştir, yeni bir suç uyduruyorsanız siz Osman Kavala'dan intikam alıyorsunuz. Artık yargı değil olay bir intikama dönüşmüştür”.
Yorumu size bırakıyorum, sadece tıpatıp birbirine benzeyen bu iki açıklamadaki tek fark; biri 1000 demiş diğeri 1001…