O ev sahibi anlattı; Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz gecesi

O fotoğraf, o sahne gözümüzün önünden gitmiyor.

15 Temmuz gecesi, asker üniforması giymiş FETÖ’cüler tanklarla, uçaklarla darbe yapmaya kalkışmışlar, sokaklarda, köprülerde ve meydanlarda halkın üzerine kurşun yağdırıp Meclis ve Polis Özel Harekât Merkezi’ni bombalarken, Ankara’dan Atatürk Havalimanı’na inen uçağından sakin sakin çıkan ve yine aynı sükunetle tankların yanından geçerek giden Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafı.

Mütevazı bir evde, darbe girişimi canlı olarak yayınlanırken elinde çayı durgun bir yüz ifadesiyle televizyon izleyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafı.

Fotoğraf karesinde dönemin CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat da var. Oysa ev o sırada CHP’lilerle dolup taşıyor aslında.

O ev de sahibi de gizemli biri değil.

Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun Florya’daki evi.

Gazetelerden okuduğumuz kadarıyla ev öylesine kalabalıklaşıyor ki o sırada CHP’de olan Öztürk Yılmaz’a “Kusura bakma yerimiz dar” deniliyor. Bunu da zaten Öztürk Yılmaz’ın şikâyet etmesinden öğreniyoruz.

Neyse sadede gelelim.

Geçen pazartesi günü tv100’de Taksim Meydanı programında bizlerin dışında esktra bir konuk daha vardı. Eski Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu. Konu malum; CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Brütüs ve hançer hikâyesi, yeni tüzük kurultayında neler olur, geçmişte yapılan hatalar, Kemal bey neden kaybetti vb.

Olağan şüpheli ise Ekrem İmamoğlu.

Burada bir parantez açalım.

Başkanı olduğu belediyeyi borçsuz, üstelik kasasında nakitle teslim eden, dahası bir de kendinden sonra gelecek başkana ve İBB’ye onlarca dönümlük arsa kazandıran bir Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu. Bu durumu Ekrem İmamoğlu’na hatırlatıp “Böyle bir başkanı neden aday göstermediniz?” diye sorsan eminim “Hiç iş yapmayan hata da yapmaz” gibi sözlerle cevap verir . Biliyorsunuz daha önce Bülent beyi “çalışmıyor” diye suçlamıştı. Arkasındaki neden de Kemal beyi desteklemesiydi, bunu da bilmeyen yok.

Bülent bey ile yayın çıkışında konuşurken sohbet birden derinleşti ve ben kendisine “Sizinle şu 15 Temmuz gecesini konuşmak isterim” dedim. İlk önce “Belki ileride, daha sonra konuşuruz” cevabı vermesine rağmen ısrar edince ayaküstü sohbet yarım saat sürdü ve bana o geceyi anlattı.

Bülent Kerimoğlu darbe gecesi arkadaşlarıyla bir mekânda yemek yemektedir. Genel Başkan’ı karşılama görevi ona aittir çünkü Atatürk Havalimanı Bakırköy Belediye Başkanı olarak kendisinin yetki alanı içindedir. Dostlarından izin isteyerek karşılamak üzere lokantadan ayrıldığında çok önemsemedikleri “Darbe söylentisi” nin gerçek olduğunu bizzat yaşayarak müşahede eder. Atatürk Havalimanı’na gittiğinde ilginç bir tablo vardır. Bir tarafta darbeciler tanklarıyla havalimanını tutmuşlar, öte yanda da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı karşılamaya gelen on binlerce insan.

“Saat 22.45’te ben Genel Başkanımızı karşıladım. İndikten sonra kendisinden Beşiktaş’a gideceğini öğrendim. Ama sonradan aldığımız bilgiler bunun mümkün olmadığının, yolların tıkandığının haberini veriyordu bize. Bu yüzden civarda bir otel arayışına girdik. Wow Otel’i aradık yer yoktu. Yeşilköy’deki o eski Çınar Otel’i ve birkaç oteli daha aradık yine yer bulamadık. Kimse inanmadı ama bu doğruydu. Bunun üzerine ben teklif ettim Sayın Genel başkanımıza bizim eve gitmeyi.”

Kemal bey kabul edince cümbür cemaat kalkılıp Bülent Kerimoğlu’nun evine giderler. Bülent bey dediğine göre bir hayli de alkollüdür o sırada. Evde partili yöneticilerden oluşan büyük bir kalabalık vardır.

Peki sonra?

Ben sordum Bülent Kerimoğlu cevapladı:

-Kemal beyin ruh hali nasıldı? Ne dedi bu darbe girişimiyle ilgili.

-Şunu söyleyeyim. Bir kere çok üzgündü ve hiç konuşmadı desem yeri. Sürekli televizyon izledi.

-Peki bir telefon trafiği olmadı mı, sonuçta ülkede korkunç şeyler oluyor ve insanlar öldürülüyor, darbe yapılmaya çalışılıyor.

-Olmaz mı tabii oldu. Bir kere Sayın Genel Başkanımızın direktifiyle darbeye karşı olduğumuzu duyuran bir bildiri yayınlandı saat 23.30 civarında. Başkanımızın telefon trafiği de oldu bu süre zarfında. Misal o sırada Meclis’te bulunan CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’le görüştü. Onlara Meclis’i terketmemeleri ve diğer CHP’li vekillerin de Meclis’e gitmeleri gerektiğini söyledi. O sırada meclis başkanı olan AK Partili İsmail Kahraman ile duygusal bir konuşma yaptı. Sanıyorum Başbakan Binali Yıldırım ve pek çok AK Partili ile de görüştü. 

-Sayın Cumhurbaşkanı ile de görüştü mü?

-Tayyip Erdoğan ile görüşüp görüşmediğini bilmiyorum.

-Kemal bey ne kadar televizyon başında gelişmeleri takip etti?

-Biz saat 04.30’da televizyonu kapadık. Genel başkanımız ısrarla Ankara’ya gitmek istiyordu ama yollar kapalı olduğu için o saate kadar buna imkân bulamadık. Ancak televizyonu kapattıktan sonra biraz dinlendi. Hava aydınlanınca biz kendisini deniz yoluyla, motorla Pendik’e götürdük. Orada bekleyen araçlarla da Ankara’ya doğru yola çıktı.

-Sizce neden bu kadar suskundu? Beklemiyor muydu böyle bir darbe girişimini?

-Böyle bir çılgınlığa cesaret edeceklerini düşünmedi belki. Bilmiyorum, dediğim gibi çok üzgündü, adeta şoka uğramıştı.

-Hep eleştirilir biliyorsunuz. Ben de söylerim. Geçmişte “Eğer bir darbe olursa ilk önce ben tankların üzerine çıkarım” diyen Kemal Kılıçdaroğlu nasıl oldu da o gece tankların yanından hiçbir şey yokmuş gibi geçip gitti? Bence büyük bir tarihi fırsatı kaçırdı. Bunu yapsaydı kahraman olurdu ve emin olun bir sonraki seçimi kazanırdı.

-Olabilir Fuat bey ama söyledim, çok üzgündü ve kaosa düşmüştü. Bu durumlarda hiçbir şey yapamazsınız, basiretiniz bağlanır. Ben hekimim ve biz doktorlar da böyle olaylar yaşarız. Bir tanıdığım cerrah çok önemli bir ameliyat esnasında kaosa düştü ve inanın ameliyatı asistan bitirmek zorunda kaldı. O zaman duruyor çünkü insan.

-Yanında pek çok parti yöneticisi vardı, onlar da mı böyle bir öneride bulunmadı?

-Bildiğim kadarıyla hayır.

-Misal, CHP’lileri ve tüm vatandaşları darbeye karşı direnişe de çağırabilirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan bunu yaptı ve milyonlarca insan sokakları, meydanları ve köprüleri doldurdu. Onlara CHP’liler de katılsaydı ülkemiz bu unutulmaz tarihi geceyi taçlandırabilirdi.

-Doğru ama şu da var. Sayın Genel Başkanımız tankların yanında geçti diye eleştiriliyor ama oradan aynı uçakla ya da diğer uçaklarla gelen pek çok siyasetçi de geçti.
Ben misal Ertuğrul Kürkçü’yü gördüm.

Evet, Bakırköy eski Belediye Başkanı ile sohbetimiz özetle böyle. Son derece samimi, şeffaf ve akıcı bir sohbet oldu hakikaten. Bülent bey artık siyasette aktif olarak yer almayacak ve hekimliğe geri dönecek. Onun pozitif enerjisinden siyasetin yoksun kalması üzücü.

Kendisine kaossuz bir meslek hayatı diliyorum.