Pençe-Kılıç sadece PKK/YPG'ye mi darbe?

Irak ve Suriye’nin kuzeyinde azılı terör örgütü PKK ve onun türevleri olan PYD/YPG’nin terör mevzilerine karşı 19 Kasım 2022 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Pençe-Kılıç Hava Harekâtı başlatıldı.

Bu harekât ile PKK/KCK/YPG ve diğer terörist unsurları etkisiz hâle getirerek; Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak, terörü kaynağında yok etmek hedeflenmiştir.

İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım'da altı kişinin hayatını kaybettiği, 81 kişinin yaralandığı bombalı saldırıyı düzenleyen eli kanlı terör örgütüne karşı Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız kullanılmıştır. Bu doğrultuda, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve teröristler tarafından ülkemize saldırılarda üs olarak kullanılan bölgelere PENÇE-KILIÇ HAVA HAREKÂTI icra edilmiştir.

SİVİLLERE SALDIRAN ELİ KANLI TERÖR ÖRGÜTÜ

İstanbul İstiklal Caddesi'nde bebek, çocuk, kadın, yaşlı, genç ayırt etmeksizin sivilleri hedef alan eli kanlı terör örgütü, Pençe-Kılıç Hava Harekâtı sonrasında Gaziantep ve Kilis'te de sivillere, okullara yönelik saldırılar gerçekleştirdi.

Saldırılarda içlerinde öğretmen, öğrenci, çocuk, hamile kadınların da olduğu birçok sivil vatandaşımız hayatını kaybetti. Gözü dönmüş, eli kanlı terör örgütü zaten sivil, çocuk, bebek, kadın, yaşlı ayrımı gözetmeden köyler, okullar basarak, yol keserek, caddelere, parklara, çöp kutularına bombalar bırakarak bugüne kadar 40 bin vatandaşımızı şehit ettiği inkâr edilemez bir gerçektir.

ABD BU TERÖRİSTLERİ NASIL (NEREDEYSE) DÜZENLİ ORDU HALİNE GETİRDİ?

Peki bu eli kanlı terör örgütü PKK ve türevi olan PYD/YPG/KCK/Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bazı rakamlara göre 30 bin, bazılarına göre 40 bin, 70 bin ve hatta 130 bine varan sayıda Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’ye karşı neredeyse düzenli bir terörist ordusuna nasıl dönüştürülmüştür?

Bunda başta ABD olmak üzere birçok devletin desteği ve katkısı vardır.

Şimdi size sadece açık kaynak bilgilerine ve belgelerine dayalı olarak ABD’nin bu terör örgütünü nasıl bu hale getirdiğini son dönem faaliyet ve söylemleri ile özetleyeceğim. Sonra siz müttefiklik ve dostluk konusunda kendi yorumunuzu yaparsınız.

Diğer devletlerin PKK/YPG/SDG’ye desteklerini ise bir sonraki yazımda yazacağım.

SURİYE’DEKİ “TAVŞAN KAÇ-TAZI TUT” OYNUNUN İKİ TERÖRİST ÖRGÜTÜ ABD İŞGALİ ALTINDA DOĞDU

PYD/YPG’nin de tıpkı IŞİD gibi temeli 2003 yılındaki ABD işgali dönemine rastlamaktadır.

Rastlantıya bakın ki Suriye’deki “tavşan kaç-tazı tut” oyununun iki terörist örgütü 2003 yılında ABD işgali altında Irak’ta doğmuştur.

PYD çatısı altında bulunan YPG, her ne kadar kendisini ABD, AB ve BM tarafından terör listesine girmiş PKK yapısından ayrı gibi gösterilmeye çalışılsa da, esasında bu yapılanma 2003 yılında ilk kuruluş kongresinde Kandil’de yapmıştır.

YPG’nin silahlı kanadını teşkil ettiği PYD’nin yönetici ve militan kadrolarının tamamı da PKK tarafından yetiştirilmiştir.

ABD’nin Ulusal Terörle Mücadele Merkezi’nin (NCTC) internet sitesinde bulunan “terör grupları” başlığı altında PKK örgütü hakkındaki bilgiler içerisinde PKK’nın çatı kuruluşu Kongra-Gel’in Suriye kolu olarak PYD’nin de sayılmasına rağmen ABD’li yetkililer kendi kurumlarının tespitini yalanlarcasına PYD/YPG sanki PKK’dan farklıymış gibi söylemlerde bulunmaya devam etmektedirler.

ABD PKK’NIN ORGANİK UZANTISI PYD/YPG/SDG’Yİ BÖYLE OLUŞTURDU

Şimdi size ABD kurumları, yetkilileri ve siyasilerinin 2015’ten günümüze dek PYD/YPG/SDG terör örgütünü nasıl büyütüp, eğitip, desteklediğini kronolojik olarak sunacağım.

12 Ekim 2015'de, Pentagon, ABD C-17 nakliye uçağının Kuzey ve Doğu Suriye’deki sözde SDG (YPG) kontrolündeki bölgeye 45 ton silah ve mühimmat içeren 100 palet attığını doğruladı.

Terör örgütü PYD güya sözcüsü Polat Can da ABD’nin “saldırı tüfekleri, havan topları ve mühimmat” gönderdiğini söyledi.

01 Şubat 2016’de, ABD’li diplomat McGurk, Suriye’nin kuzeyindeki PYD kontrolündeki bölgeye giderek PYD’ye destek ve taltiflerini ifade etti.

Şubat 2016’da, PYD -SDG’nin IŞİD’e karşı yürüttüğü saldırılarda, SDG yani YPG teröristlerinin içinde ABD Özel Kuvvetleri de bulunduğu ortaya çıktı.

17 Mart 2016'da, sözde Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin ilanından bir gün sonra, dönemin ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, SDG bileşeni sözde Halk Koruma Birliklerini (YPG) "sahada mükemmel ortaklarımız olduklarını kanıtlamış oldukları için minnettarız ve ortaklığımızı devam ettireceğiz” dedi.

Mayıs 2016’da, ABD Özel Kuvvetleri askerleri PYD/YPG’ye ait militan üniformalarıyla ve rozetleriyle görüntülendi.

Özellikle 2014-2016 yılları arasında YPG/PKK’ya yoğunluklu olarak İngiliz, Amerikan, Kanadalı olmak üzere birçok başka devlet uyruklu Batılı militan akınlarına şahit olduk.

29 Mart 2017’de ABD’li Korgeneral Stephen Townsend “Kuzey Suriye’de oldukça geniş bir halk koalisyonunun liderliğini Kürtler sağlıyor, çünkü yetenekli bir liderleri var.”

8 Mayıs 2017’de Trump, PKK/YPG’ye ağır silah yardımı yapma tasarısını onayladı.

Haziran ve Temmuz 2017’de 809 TIR ile PKK/YPG'ye silah ve mühimmat gönderildi. 

Ağustos 2017’de ABD, PKK/YPG’ye 100 TIR dolusu daha silah yardımına ek olarak 10 tane de tank teslim etti.

Eylül 2017’de ise Amerikan Foreign Policy Dergisi ABD’nin Suriye’de PKK/YPG’ye 700 milyon dolarlık silah yolladığı iddia etti.

21 Kasım 2017’de ABD, Suriye'de desteklediği terör örgütü PKK/PYD'ye, 120 zırhlı araç verdi.

12 Şubat 2018'de ABD Savunma Bakanlığı, SDG için 300 milyon dolar ve sınır güvenliği için 250 milyon dolar dahil olmak üzere sözde Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile ilgili olarak 2019 için 550 milyon dolarlık bir bütçe planı yayınladı.

2018 yılı ABD’nin PKK/YPG eliyle işgal edilen alanlara yerleştiği sene oldu.

Şubat 2018’de, ABD PKK/YPG’nin işgal ettiği bölgelerdeki üs sayısını 15’e çıkartmıştır.

12 Ekim 2018’de, PKK/YPG’ye 500 TIR silah sevkiyatı gerçekleştirildi

2019 yılında bu askeri sevkiyatlar katlanarak artmaya devam etti.

Ocak 2019’da ABD’nin de askeri destekleriyle birlikte PKK/YPG, Deyr-i Zor’u alarak işgal alanını genişletirken, ABD’de de buna paralel olarak nüfuz alanını genişletmiştir.

Haziran 2020 ‘de, ABD’nin PKK/YPG’ye yönelik askeri yardımları finansal ve nakit yardımlara da dönüşerek 21 milyon dolarlık ilk resmi nakit yardım PKK/YPG’ya aktarılmıştır.

Ağustos 2020’de, Suriye'de petrol kaynaklarının büyük bölümünü işgalinde bulunduran terör örgütü YPG/PKK, ABD’nin petrol satışını önlemek üzere çıkardığı Sezar Yasalarını ABD eliyle delerek Suriye petrolünü satmaya, hatta Suriye rejimine satmaya başlamıştır.

Mart 2021’de, ABD, PKK/YPG’ye pilotluk ve helikopter eğitimleri vermeye başladı.

Mayıs 2021’de, Pentagon bütçesinden YPG/PKK’nın da dahil olduğu program için 522 milyon dolar tahsis edildi.

01 Mayıs 2021’de YPG/PKK, Washington'da ilk kez bir lobi firmasıyla (Jim Dornan Strategies) anlaştı. YPG/PKK’nın Washington'da "DEAŞ terör örgütüyle mücadelesine" ilişkin lobi çalışmalarını, Cumhuriyetçilere yakın söz konusu firma üzerinden yürüteceği açıklandı.

24 Temmuz 2022’de  ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), etkisiz hale getirilen terör örgütü YPG/PKK elebaşı "Ciyan Tolheldan Afrin" kod adlı "Salwa Yusuk" için taziye mesajı paylaştı.

24 Ağustos 2022’de ABD'den terör örgütü PKK/YPG'ye destek kapsamında 80 TIR’dan oluşan silah ve malzeme yüklü konvoy Suriye'nin kuzeydoğusunda görüntülenmişti.

2022 yılı içinde ABD’nin terör örgütünün işgalindeki bölgelere gönderdiği askeri malzeme yüklü TIR sayısının bin 205’e ulaştığı belirtildi.

08 Eylül 2022’de DEAŞ’la mücadele amacıyla kurulan Birleşik Ortak Görev Gücü’ne bağlı ABD askerleri Suriye’de Haseke ilinin doğusundaki Malikiyye ilçesinde ve Şırnak’ın karşısında Derik’te, Türkiye ve Irak sınırına yakın bölgede YPG/ PKK’lı teröristlerle silahlı eğitim ve tatbikat gerçekleştirdiler. Tatbikatın fotoğrafları Görev Gücünün resmi Twitter hesabından “Birlikte daha güçlüyüz” mesajıyla yayınlandı.

Teröristlere silah kullanma, yerden insansız hava araçları (İHA) yardımıyla mevzi ele geçirme taktikleri, havan topu saldırıları, topçu ateşi, hava indirme, üslere yönelik sinsi taarruz, üs savunma, önleme konularında eğitimler verildiği alenen açıklandı.

ABD TÜRKİYE’NİN KARARLILIĞI KARŞISINDA PKK/YPG’YE “BİZE GÜVENMEYİN” MESAJI VERDİ

10 Kasım 2022’de ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, SDG ismini kullanan terör örgütü YPG/PKK elebaşı Ferhat Abdi Şahin’in, ABD’nin kendilerine Türkiye’nin muhtemel operasyonuna karşı teminat verdiği iddiasına karşılık, “Suriye’de SDG ile ortaklığımız sadece DEAŞ ile mücadeleye dayalı” dedi. Bu sözler terör örgütü üyelerinde büyük hayal kırıklığı oluşturdu.

19 Kasım 2022’de ABD Erbil Başkonsolosluğu, web sitesi üzerinden yayımladığı duyuruyla Türkiye’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyine operasyon düzenleyebileceğini ifade etti. Öte yandan ABD'nin bu mesajı, bölgede silah yardımı ile desteklediği PKK/PYD/YPG'ye "uyarı" olarak yorumlandı.

20 Kasım 2022 ABD Özel Kuvvetler Komutanı Jeff Dennis, Suriye'deki eğitim verdiği PKK/YPG'li teröristlerin sözde mezuniyet törenine katıldı. Törende konuşma yapan ABD'li komutan, teröristleri tebrik etti.

21 Kasım 2022’de Pençe-Kılıç Harekâtı üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı, “Suriye'de gerilimi azaltma çağrısında bulunuyoruz. Irak'ta, Irak'ın egemenliğini ihlal eden koordineli olmayan askeri harekâta karşı çıkmaya devam ediyoruz, kuzeydoğu Suriye'deki saldırı operasyonlarını durdurmaya çağırıyoruz " dedi.

21 Kasım 2022’de ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Frank Pallone, Türkiye'nin Suriye ve Irak'ın kuzeyinde gerçekleştirdiği Pençe-Kılıç Hava Harekâtı'na sert tepki göstererek “Türkiye'ye F-16 savaş uçağı satışını engellemek için çalışmamın bir başka nedeni de bu. Türkiye’nin saldırganlık modeli, ABD askeri teçhizatı konusunda ona güvenemeyeceğimizi gösteriyor” dedi.

ABD’li Demokrat Senatör Chris Van Hollen ise, terör örgütü YPG/PKK'yı "Kürt müttefikler" olarak nitelendirerek, Washington yönetiminin Ankara'ya "güçlü bir mesaj vermesi gerekiyor” diyerek Türkiye’ye tepki gösterdi.

ZOR OYUNU BOZMUŞTUR!

22 Kasım 2022’de Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby ise, “Türkiye, güneyindeki terör tehditleri ile karşı karşıya ve kendini savunma hakkına sahip" dedi. Bu sözler, Türkiye’nin tartışmasız haklı ve meşru zeminde hareket ettiğinin teyidi bakımından önemlidir.

22 Kasım 2022’de Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un, "Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlama konusundaki endişelerine anlayış ve saygıyla yaklaşıyoruz. Bunun Türkiye’nin meşru hakkı olduğunu inanıyoruz” sözleri de memnuniyet vericidir.

Geldiğimiz noktada, Türkiye’nin kararlılığı ve diplomasisinin neticesi olarak hem ABD hem de Rusya’nın da inadı kırılmış, Türkiye Suriye’nin kuzeyindeki muazzam büyüklükteki bir alanda bulunan terörist mevzilerine çok kapsamlı hava harekâtı düzenlemiştir.

PKK/YPG’nin sözde medya sözcüsü Mustafa Bali isimli teröristin sosyal medya hesabından paylaştığı karikatürün yorumunu da size bırakıyorum

Zor oyunu bozmuştur!

SIRA KARA HAREKÂTINDA

Bundan sonra yapılması beklenen ve gereken bir kara harekâtıdır. Malum Suriye'den Türkiye'ye gerçekleşen sığınmacı akını Arap ve Suriyeli Türkler’den oluşmaktadır. Onların boşalttıkları bölgeler PKK/YPG tarafından doldurulmuş vaziyettedir.

Bölgenin terör odaklarından ve sığınmacıların mallarına çöken haramilerden arındırılması insani bir borçtur. Gasp edilen mal ve mülklerin asıl sahiplerine teslim edilmesi de insani ve hukuki bir yükümlülüktür. Bunun için de Türkiye bir kara harekâtıyla sığınmacılara geri dönüşleri için yeterli büyüklükte güvenli bölge oluşturmak durumundadır.

Suriye'deki terör odaklarını tamamen yok etmek için kara harekâtı yapmak zaruri görünmektedir! Meşru müdafaa hakkımızdan doğan askeri operasyonları tekrar yapmak durumunda kalmamak ve teröristlere alan bırakmamak için buraların PKK/YPG'den temizlenmesi şarttır!

Dosta güven, düşmana korku salan kahraman TSK’yı Allah her daim muzaffer kılsın!