Pınar Gültekin davasında karar açıklandı! Ödül gibi ceza!

Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i vahşice öldürüp yaktıktan sonra üzerine beton döken Cemal Metin Avcı'nın yargılandığı davada karar çıktı. Ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan katile haksız tahrik indirimi uygulanıp, 23 yıla düşürülmesi kararı toplumun bir çok kesiminden tepki aldı.

Muğla'da, üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i boğduktan sonra varile koyup, yakan Cemal Metin Avcı'nın 'canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme' suçundan yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme heyeti, 23 aydır tutuklu Avcı'ya önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi ardından haksız tahrik indirimi uygulayıp, 23 yıl hapse düşürdü. Tutuksuz kardeşi Mertcan Avcı, annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan'ın ise beraatine karar verdi.

Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i boğduktan sonra varile koyup, yakan ve 23 aydır tutuklu olan Cemal Metin Avcı ile suç delillerini gizleyerek yok ettikleri öne sürülen kardeşi Mertcan Avcı, annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı eşi Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan'ın yargılanmasına, Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 13'üncü duruşmayla devam edildi. Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu sanık Avcı'nın, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşmada; tutuksuz sanık kardeşi Mertcan Avcı, Pınar Gültekin'in annesi Şefika Gültekin, babası Sıddık Gültekin ile avukatlar hazır bulundu. Yoklama ile başlayan duruşmada, Gültekin ailesinin avukatlarının Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'na Mertcan Avcı'nın tutuklanma talebine yönelik verdiği dilekçenin reddine karar verilerek, esasa ilişkin savunmalar alındı. Baba Sıddık Gültekin, kızının diri diri yakıldığını anlatıp, "Evladıma yönelik atılan iftiraların gerçek olmadığı her defasında ortaya çıktı" dedi.

Anne Şefika Gültekin, ailece perişan durumda olduklarını, kızının geri gelmeyeceğini söyledi.

"Profesyonel bir sanık profili ile karşı karşıyayız"

Avukat Rezan Epözdemir, cinayet öncesi ve sonrasının profesyonelce tasarlandığını söyleyip, "Sanık, ailesini bağ evine göndererek etrafı temizletmiş. Pınar, sanığı tehdit etmemiş, evli olduğunu öğrendikten sonra ayrılmaya karar vermiş. Ancak sanık son kez konuşmak için Pınar'ı alarak eve götürüyor. Bu cinayet tek başına işlenemez. Hayatın olağan akışına ve fizik kurallarına aykırı. Evde ve yolda kan izi yok. Deliller varilde yok ediliyor. Profesyonel sanık profili ile karşı karşıyayız. 162 kilogram varili tek başına kaldırmanız için superman olmanız gerekiyor" dedi.   

Tutuksuz Mertcan Avcı da suçlamaları kabul etmediğini, olayla ilgilisi olmadığını öne sürdü.

"Şerefimle ve onurumla oynadı"

Cemal Metin Avcı, bağ evinde yapılan keşifte 165 kilogram varil kaldırdığını söyleyip, "Varili havaya da kaldırdım. Değişik manipülasyonlar yapılmaya çalışılıyor. Canavarca hisle eziyet çektirerek ya da tasarlayarak bir kişiyi öldürmedim. Maktulün benden şantajla aldığı paraların makbuzu olmak üzere birçok delili mahkemeye sundum. Kendisiyle bağ evinde görüşmemizin nedeni elindeki görüntüleri almaktı. Maktul şerefimle ve onurumla oynadı. Tek kurban ben değilim. Pişmanım, keşke sonuç böyle olmasaydı" diye konuştu.

Mahkeme heyeti, esasa ilişkin savunmaların alınmasının ardından kararını açıklamak üzere duruşmaya yarım saat ara verdi.

Aranın ardından mahkeme heyeti, oy birliğiyle Cemal Metin Avcı'ya önce 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis verdi ardından da haksız tahrik indirimi uygulayıp, bu cezasını 23 yıl hapse çevirdi. Mahkeme heyeti, Avcı'nın tutuksuz sanık olan kardeşi Mertcan Avcı'nın 'tasarlayarak, canavarsa hisle ve eziyet çektirerek öldürme' ve 'delilleri yok etme ve gizleme', annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan'ın da 'delilleri yok etme ve gizleme' suçlarını işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine karar verdi. Kararda istinaf yolunun açık olduğu belirtildi.

"Bugün hukukun öldüğü gündür"

Pınar Gültekin davasında kararın açıklanmasından sonra Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, duruşma çıkışı açıklamalarda bulundu. Cemal Metin Avcı'nın, en başından beri kendisiyle çelişen ifadeleri olduğunu savunan Epözdemir, "Kendi içinde değişen haksız tahrik savunması oldu. Geldiğimiz noktada mahkeme, haksız tahrik indirimi uyguluyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapsi, Cemal Metin Avcı bakımından 23 yıl hapse çeviriyor. Başsavcılık, ağırlaştırılmış müebbet uygulanması için karar vermişti. Mertcan Avcı bakımından yine ağırlaştırılmış müebbet istemişti. Cinayet mahallinde maktul diri diri yakılırken başında olan ağabeyiyle 'Kokoreçleri yakıyorum' diye şakalaştığı Mertcan Avcı'ya beraat kararı verildi. Böyle bir utanç günü olamaz. 'Suç delillerini gizleme ve yok etme'den yargılanan 4 sanığa da beraat kararı verildi. Hukuken, fiilen bize göre kabul edilemez bir karardır. Hukuk devleti olarak hak arama özgürlüğümüzü kullanacağız. İstinaf nezdinde bu karara itiraz edeceğiz. Yargıtay'a başvuru yapacağız. Sürecin başında Cumhurbaşkanı'nın 'Hukuki sürecin tamamen takipçisi olacağım', Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın da 'Sürecin takipçisi olacağız' diye açıklaması vardı. Bugün hukukun öldüğü bir gündür. Hukuk ayaklar altına alındı. Tarafımızca mahkemeye güvenilmiyordu. Bu karar utanç vesikasıdır, 'Yazıklar olsun' diyoruz" dedi.

"Ailece mahvolduk"

Baba Sıddık Gültekin de on üç duruşmaya da katıldıklarını ifade ederek, "Benim kızım diri diri yakıldı. Her şey ortada halen neyin savunmasını yapıyorlar anlamıyorum. Bu insanlara idam cezası verilse bile bu mahkemeye inanmıyorum. Her Muğla'ya gelişimde ölüyorum. İki yıldır tek isteğim adalet. Sizin vereceğiniz kararın emsal olması lazım, biz bunu istiyoruz. Hepsine mahkemenizce en ağır cezanın verilmesini istiyorum." diye konuştu.

Anne Şefika Gültekin de iki yıldır çocuklarının ilaçla ayakta durduğunu anlatarak, "Ailece mahvolduk. Adalet yerini bulsun artık. Kızlarımız, kadınlarımız ölmesin en ağır cezayı almasını istiyorum." ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencisi olan Pınar Gültekin, 16 Temmuz'da Ula ilçesindeki evinden ayrılmış ve daha sonra kendisinden haber alınamamıştı.

Ailesi ve yakınları, bir süredir sosyal medya üzerinden Gültekin'in bulunması için kampanya düzenliyordu.

Ailesi ve arkadaşlarının sosyal medyada paylaştığı bilgilere göre, Gültekin en son Akyaka'dan Muğla'ya gelmek için durakta beklerken görülüyordu. Ayrıca, Gültekin'in Menteşe'deki bir alışveriş merkezine gittiği ve üzerinde beyaz bir elbisenin olduğu bilgisi de paylaşıldı.

Jandarma, Gültekin'i bulmak için arama çalışmalarını bahsi geçen alışveriş merkezi civarında yoğunlaştırdı. Çalışmalar sürerken, Menteşe ilçesinin kırsal Yerkesik Mahallesi'ndeki ormanlık alanda bir kadın cesedi olduğu ihbarı geldi.

Bulunan cesedin Gültekin'e ait olduğu tespit edildi. Yapılan ilk incelemeler, Gültekin'in boğularak öldürüldüğünü ve daha sonra cesedinin bir varile konarak, ormanlık alana bırakıldığını ortaya koydu.

Sonraki Haber