Prof. Ahmet Ercan'dan flaş deprem dalgası ölçüm açıklaması! Hem İzmir'i hem İstanbul'u ilgilendiriyor

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İstanbul’da bir firmanın deprem konusunda dalga gelişlerini ölçebilen bir sistem yaptığını ve bunu İzmir’de denemeye başladığını duyurdu.

İzmir Bayraklı'da Deprem Haftası dolayısıyla “Deprem Gerçeği ile Yaşamak” adlı panel düzenlendi. Etkinlikte İzmir’in deprem senaryosu, zemin araştırmaları, depremin vatandaş üzerindeki etkileri, deprem sonrası yapılanlar ve yapılması gerekenler konuşuldu. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İstanbul’da bir firmanın deprem konusunda dalga gelişlerini ölçebilen bir sistem yaptığını ve bunu İzmir’de denemeye başladığını duyurdu.

 Bayraklı Belediyesi ile Bayraklı Kent Konseyi tarafından düzenlenen “Deprem Gerçeği ile Yaşamak” adlı panel, Osmangazi Konferans Salonunda gerçekleşti. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer’in moderatörlüğünü yaptığı etkinliğe Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, konuşmacı olarak katıldı. Bayraklı’da deprem gerçeğini anlatan ve gerçek hikayelerin yer aldığı ‘Bayraklar asılı kaldı’ ve ‘Göçük altında’ adlı kitaplarını anlatarak konuşmasına başlayan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İstanbul’da bir firmanın deprem konusunda dalga gelişlerini ölçebilen bir sistem yaptığını ve bunu İzmir’de denemeye başladığını duyurdu. Ercan, “Yakın zamanda ayda 5-6 liralık abonelik sistemiyle vatandaşlar da telefonlarına alacakları bir uygulamayla bunu kullanabilecek” dedi. Ercan ayrıca, “Deprem aniden gelmez. 7 büyüklüğünde bir depremin olacağı 10 yıl önceden belirtiler verir. Bunları doğru gözlemleyip tedbirler alınmalıdır. Depremde erken uyarı düzeni oluşturulması hayati önem arz ediyor” diyerek uyarıda da bulundu.

"Yıkılmayan yapılar yorgunlaştı"

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem konusunda araştırmalar yaparak görüşebildiğim kadar vatandaşla konuştum ve etkilerini bir kitapta topladım. İnsanlar depremde korku ve can havliyle hemen kaçmaya, çocuklarına koşmaya, telefonlarına ulaşmaya çalışıyor ve birçoğunu da deprem ayakta, merdivende, kapıda yakalıyor. Hayatta kalmak için en güvenli yerde cenin pozisyonunda kafamızı koruyacak şekilde kalmak, alabiliyorsak belki telefonu yanımıza almak en doğru sonuç olacaktır. Yaşadığımız yapıların sağlam zeminde, kaliteli yapılmış olmasına dikkat etmek gerekir. Deprem sonrası zemin ve yıkılmayan yapılar yorgunlaştı. Yeni bir depremde yerin sıvılaşması daha da artacak. Dünya afet yasası büyük deprem sonrası yıkılan evlerin yerine yapılaşma olamayacağını söylüyor ama bizim ülkemizde bu durum farklı işliyor. Halkımız da yıkılan evinin yerine yeni ev yapılsın istiyor ama biri de çıkıp 'Buraya yeni yapı yapılması doğru değildir' demiyor. Daha güvenli zeminlerin olduğu yerlerde yapılaşmaların olması en doğru karar olmalıdır. Deprem gerçeğini hiçbir zaman unutmayalım."

"İzmir depremi milat olsun"

Bayraklı Kent Konseyi Başkanı Ali Nuri Köse ise, “Ortak akıl, ortak proje her zaman bir kentin ileri adım atmasında önemli rol oynamaktadır. Depremin en çok etkilediği yer Bayraklı oldu ve biz de bu konuda deprem gerçeğini, yapabileceklerimizi konuşmak istedik. Topluma faydalı etkinliklerimizi sürdüreceğiz” derken, depremin kişiler üzerinde bıraktığı izlerin kolay unutulmayacağını vurgulayan Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer de, “Ben de Doğanlar Apartmanı’nda bu depremi yaşayanlardan biriyim. Bayraklı’da yıkılan 17 yapının altında 290 kişi kaldı. Çok zor günlerdi. Umuyoruz ki; bu deprem bir milat olur ve eksikliklerimizi çok hızlı ve doğru şekilde tamamlarız. Hayatlarımızı daha sağlıklı ve güvenli yapılarda sürdürmeye devam ederiz” diye konuştu.
Panele, Bayraklı Kent Konseyi Başkanı Ali Nuri Köse, Bayraklı Belediyesi başkan yardımcıları, muhtarlar, İzmir’in çeşitli ilçelerinden ve Bayraklı’dan çok sayıda depremzede katıldı.

Sonraki Haber