Ramazan ayı bu yıl neden 29 gün sürecek? Neden 29 gün oruç tutuyoruz?
11 ayın sultanı Ramazan’a sadece sayılı günler kaldı. Ramazan’a az bir vakit kala ilk sahur ve iftar günlerine heyecanlı bekleyiş başladı. Oruç ibadetini yapacak birçok kişi ise bu yıl Ramazan ayının neden 29 gün süreceğini merak ediyor. Peki, Ramazan ayı bu yıl neden 29 gün sürecek? Neden 29 gün oruç tutuyoruz? İşte detaylar…
Ramazan başlıyor! Milyonlar 11 ayın Sultanı Ramazan’ı karşılamaya hazırlanırken, ilk sahur ve ilk iftar için hazırlıklar da şimdiden başladı. Ramazan’ın gelişini simgeleyen hilalin görünmesinin ardından oruçlar tutulacak. Pek çok kişi de bazı yıllarda 30 gün süren orucun bu yıl neden 29 gün olduğunu sıklıkla sorguluyor. Peki, Ramazan neden 29 gün? Kaç yılda bir 29 gün oruç tutulur? Neden 29 gün oruç tutuyoruz? İşte Ramazan ile ilgili merak edilenler…
RAMAZAN AYI BU YIL NEDEN 29 GÜN SÜRECEK?
Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı kameri ay hesaplamalarına göre, şevval ayının hilali, Ramazan'ın 29'uncu günü akşamı görüleceği için bu yıl Ramazan ayı 29 gün sürecek. Miladi takvimine göre Ramazan ayı 23 Mart tarihinde başlayacak, 20 Nisan tarihinde de sona erecek.
NEDEN 29 GÜN ORUÇ TUTUYORUZ?
29 gün ya da 30 gün oruç tutmak ayın evreleriyle alakalı bir durumdur. Dünya, ay ve güneş üçü bir konuma geldikleri zaman İslam literatüründe içtima, astronomi literatüründe ise kavuşum dediğimiz bir durum oluşuyor. Bir sonraki kavuşuma kadar 29 buçuk gün geçiyor. Bu sebeple bundan 8 derece açıldığı zaman hilalin ilk defa görüldüğü zaman belirlenir. Bu hilallerin iki hilalin birbiriyle görülmesi arasındaki zaman 29 buçuk gün olduğu için 29 gün veya 30 gün aylar çekebilir. Kemeri aylar, bu sene de Ramazan 29 gün çekiyor.
ORUCA BAŞLAMAK İÇİN HİLALİN GÖRÜLMESİ ŞART MIDIR?
Kamerî aylar, adından anlaşıldığı gibi başlangıcı ve bitişi ayın hareketlerine göre belirlenen aylardır. Ramazan orucu, Ramazan ayında tutulduğundan ve Ramazan ayı da ay takvimine göre her sene değiştiğinden, oruca başlayabilmek için öncelikle, Ramazan ayının başladığını tespit etmek gerekmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Hilali (Ramazan hilalini) görünce oruca başlayınız ve hilali (Şevval hilalini) görünce bayram ediniz. Hava bulutlu olursa içinde bulunduğunuz ayı otuza tamamlayınız.” (Buhârî, Savm, 5, 11; Müslim, Sıyâm, 3-4, 7-9) buyurmuştur.
Bu hadis ilk bakışta hilali çıplak gözle görmedikçe oruca başlanmayacağı ve bayram edilmeyeceği fikrini uyandırmaktadır. Konu ile ilgili diğer rivayetler değerlendirildiğinde, bu hadislerin amacının günün şartları içinde en uygun uygulamanın öğretilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bir rivayette Hz. Peygamber (s.a.s.), “Biz ümmî bir toplumuz; hesap ve okuma yazma bilmeyiz. Şunu biliriz ki ay, ya 29 ya 30 gündür.” (Buhârî, Savm, 13; Müslim, Sıyâm, 15; Ebû Dâvûd, Savm, 4) buyurarak, kamerî aybaşlarının belirlenmesinde hesap yöntemine de başvurulabileceğine işaret etmiş olmaktadır.
Çıplak gözle görülsün ya da görülemesin, ay mutat hareketlerine devam etmektedir. Kur’an-ı Kerim’de güneş ve ayın bir hesaba göre hareket ettiği (Rahmân, 55/5), bunların, diğer fonksiyonlarının yanında aynı zamanda birer hesap ölçüsü kılındığı (En'âm, 6/96), yılların sayısını ve hesabı bilmemiz için aya menziller tayin edildiği (Yûnus, 10/5), gökler ve yer yaratıldığı zaman on iki ay meydana gelecek şekilde bir nizam konduğu (Tevbe, 9/36), ayın yeryüzünden hilal şeklinde başlayıp kademe kademe farklı şekillerde görülmesinin insanlar ve hac için vakit ölçüleri olduğu (Bakara, 2/189) ifade edilmektedir.
Buna göre Hz. Peygamber (s.a.s.), kamerî aybaşlarının belirlenmesi konusunda çıplak gözle görmeyi, başvurulacak yegâne yöntem olduğu için değil, belki o günkü şartlar içinde en sağlıklı sonuç veren yöntem olduğu için öngörmüştür. Hilali gözlemlemenin amacı Ramazan ayının girip girmediğini belirlemektir. Bu sebeple, hilali çıplak gözle görme dışında, bizi bu amaca ulaştıracak başka yöntemlerden yararlanmak da mümkündür.
Bugün, insanoğlunun ulaştığı teknolojik gelişmişlik, ayın hareketleri konusunda en ince ayrıntıyı bile izleme imkânı sunmaktadır. Artık ince astronomik hesaplar yoluyla, gelecek birkaç yıllık namaz vakitlerini gösteren takvimleri hazırlama imkânı bile doğmuştur. Dolayısıyla kamerî ayların başlangıçlarını hesap yöntemiyle belirlemek meşrudur.