Rekabet Kurumu'ndan zincir marketlerle ilgili önemli açıklama
Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, zincir marketlere yönelik ilkinden daha büyük, ikinci bir soruşturmanın ilerlediğini, bu soruşturmada kartel ve yeniden fiyat belirleme iddialarının olduğunu söyledi. Küle, üç büyük grubun uzlaşma başvurularını reddettiklerini açıkladı.
Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, dijitalleşmenin hızla yaygınlaştığı ekonomik ortamda, Kurum’un önemli kararlara imza attığını, TBMM’ye sunulmaya hazırlanan yasa değişikliğine ilişkin olarak (Google, Trendyol, Facebook gibi) büyük sayısal teknoloji şirketlerine “geçit bekçisi”(Gate Keeper) kavramını önerdiklerini açıkladı.
Zincir marketlere yönelik ilkinden daha büyük, ikinci soruşturmanın ilerlediğini, üç büyük grubun uzlaşma başvurularını reddettiklerini ilk kez açıklayan Birol Küle, Dünya gazetesinden Maruf Buzcugil ve Mehmet Kaya’nın sorularını yanıtladı.
Fiyat artışlarının enflasyon dışında olan kısmını belirlemek rekabet otoritesinin alanında dediniz, zincir market soruşturmalarında ne aşamadasınız?
Bizim uykumuzu kaçıran bir durum. Bütün dünyada emtia fiyatları artıyor, gelişmiş ülkeler dahi enflasyonla karşı karşıya kaldılar. Biz Rekabet Kurumu çalışanları, rekabet savunucuları, uzmanları olarak şuna bakıyoruz: Maliyet enflasyonu, talep kaynaklı enflasyon olabilir ama fiyat artışının tamamı mı maliyet ve talepten kaynaklanıyor, yoksa bunun içinde rekabet ihlalinden kaynaklı kısım var mı ve ne kadar?
Hangi alanlarda rekabet ihlali sayılabilecek artış görüyorsunuz?
Şu anda gıdada ve hızlı tüketim maddelerinde çok belirgin ama sadece o da değil. Diğer yarı mamul ve hammaddelerde de var. Çimento, demir, diğer sektörler. Mobilya sektörünün hammaddesini oluşturan sunta-ağaç ürünlerinde var. Rekabet Kurumu burada enflasyonun içinde kendisine ait olan payı minimize etmek zorunda. Bu sorumlulukla çalışıyoruz.
Peki çok gündemde olan zincir market soruşturmaları ne aşamada?
Aslında pandeminin başlarında 2020 Ocak ayı gibi fiyatlardaki hareketliliği gördük ve zincir market incelemelerine başladık ama inceleme uzun sürdü çünkü kabul edersiniz ki müthiş bir büyüklük, çok veri var. Biz sadece 5 büyük zincir marketle başlamamıştık. Burada belirteyim, bizde karşı incelemeler de başladı. Henüz gizliliği olan bir incelemede delillere ulaştık, o deliller bizi başka sektöre götürdü, daha büyük bir tablo ortaya çıktı.
Perakende sektöründe birinci soruşturmamız, -gerekçeli kararını da açıkladık- bence çok önemli bir rekabet savunuculuğu. Daha önce biz kartellerde firmaların birbiriyle ilişkisine bakıyorduk şimdi gördük ki; doğrudan birbirleriyle ilişki kurmadan, bir aracı vasıtasıyla iletişim kurabiliyor. Düşünün bu fiyat geçişlerini, promosyon türlerini, zamanlarını, kampanya zamanlarını, indirim zamanlarını birbirleriyle iletişim olmadan, münferiden yapsalar, inanın tüketiciye çok büyük faydası olur.
Devam eden ikinci soruşturma birinci soruşturmadan daha önemli, Nisanda raporu bitecek. Orada 15 büyük tedarikçi, çok büyük şirketler var. Hatta üç büyük şirket uzlaşma için geldiler ama uzlaşmalarını kabul etmedik. Meclisimizin yasa gerekçesi çok açık; O yasanın ruhuna uygun başvuru yapmadılar, biz de ‘uzlaşma talebinizi reddediyoruz’ dedik. İkinci süren soruşturma çok daha kapsamlı, orada hem yeniden satış fiyatlarını belirleme ihlali, hem de kartel iddiaları var. Tabii bunlar soruşturma heyetinin yaptığı raporlama ve iddiadır.
Birleşme ve devralmalar da da yaklaşım değişti bildiğimiz kadarıyla?
Bu konuya çok ciddi bakıyoruz. Daha önce basit bir hakim durum testi yapıyorduk. Şimdi hakim durum testini bıraktık, etkin rekabet gücünün azaltılması testini uyguluyoruz. Bir birleşme devralmada hakim duruma geçmeyebilir ama etkin bir pazar gücüne sahip olur ve o etkin pazar gücü rekabeti azaltabilir, pazarı bozabilir. Biz zarar teorilerimizi oluştururuz izin verebiliriz, vermeyebiliriz. Bu bakışla nihai incelemede olanlar var, daha önce çok nihai incelememiz olmazdı bizim.
Birleşme ve devralmalarda yerli firmaların satışına yönelik endişeler dile getiriliyor, rekabet otoritesi bu konuya nasıl yaklaşır?
Ben her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yerli ve milli duygulara sahip olmasını isterim ama rekabet hukukunu uygularken böyle bir aracımız yok. Rekabet hukuku evrenseldir. Aksi yaklaşım adil, tarafsız, objektifl iği bozabilir. Biz rekabetçi endişeyle, rekabet hukuku açısından bakarız, başka bir bakış halinde bütün kararlarımız zaten yargıya açık, yargı düzeltir.