Sadettin Saran: Seçim konuşmak şu anda Fenerbahçe’ye sadece zarar verir

Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Saran, Süper Fener gazetesine açıklamalarda bulundu. Saran; Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, harcama limitleri, yabancı kuralı, Obradovic, seçim ve sosyal sorumluluk projeleri gibi birçok önemli konu hakkında konuştu.

“Eğer duyarsam ki biri demiri ısırmış, kesin Saran’dır, derim”

Sayın Saran öncelikle bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Siz hem iş dünyasının hem de spor camiasının çok yakından tanıdığı bir isimsiniz. Sporcu geçmişinizi baktığımızda Amerika’da eğitim yıllarınızda yüzme sporuyla ilgilendiğinizi görüyoruz “En Değerli Sporcu” seçildiğinizi de biliyoruz.

Ardından milli takımımızda takım kaptanlığı ve rekorlar görüyoruz. Nasıl bir sporcuydunuz? Biraz o yıllardan bahsetsek…

Sağ olun. Rica ederim...Hırslı bir sporcuydum. Antrenmana herkesten önce giderdim. Takım kaptanıydım zaten. Bazen çok kar yağardı. Antrenör arabasıyla gelemezdi havuza. Ben bisikletimle gitmiş olurdum. Beni en güzel tarif eden, bana sonradan referans olan Amerikalı bir antrenörümdü. “Eğer duyarsam ki biri demiri ısırmış, kesin Saran’dır, derim” yazmıştı referans mektubuma.

"Ben babama bakarak Fenerli oldum; annemiz Amerikalıdır o da doğal olarak Fenerbahçeli..."

Peki efendim siz bir röportajınızda “5 yaşımdan beri Fenerbahçeliyim” diyorsunuz. Aileden gelen bir durum sanırım sizi etkileyen neydi? İlk gittiğiniz maç ve o anki duygularınız?

Biz bütün aile Fenerbahçeliyiz. Dört erkek kardeşiz. Ben babama bakarak Fenerli oldum. Kardeşlerimi de ben Fenerli yaptım tabii ki. Annemiz Amerikalıdır. O da doğal olarak Fenerbahçeli.

"Ali Koç’a benden daha çok teveccüh vardı, oyları bölmeye de gerek yoktu..."

Günümüze gelirsek yöneticiliğini de yaptığınız Fenerbahçe’ye başkan olmak istediğinizi söylediniz. Aslında Fenerbahçe camiasında genel kanı Aziz Yıldırım’ın karşısında sizi görmekti. Ali Koç aday olmasaydı o dönem aday olur muydunuz? O günlerde neden aday olmadınız? Neden böyle bir tercihte bulundunuz?

Aday olmak için aday olmayı doğru bulmam. Ali Koç’a benden daha çok teveccüh vardı. Ayrıca Aziz Bey’in döneminden sonra en çok ihtiyaç olan şey de birlik beraberlikti. Oyları bölmeye de gerek yoktu o yüzden. Destek olmamın Fenerbahçe’ye daha faydalı olacağını da düşündüm. Bir de Ali Koç, eski yönetimin devamı olarak da görüldüğü için camia Ali Koç’un başkanlığını daha fazla benimsemişti.

"Ne kadar güçlüsün? En zayıf halkan kadar!"

Sizce bir spor kulübünün başarılı olabilmesi için yönetim yapısı nasıl oluşturulmalıdır?

Ne kadar güçlüsün? En zayıf halkan kadar! Güçlü bir yönetim kurmak lazım. Yönetime giren her Fenerbahçeli, başkan olabilecek potansiyelde olmalı. Mesela, maalesef bizim kulübün yönetiminde ben bunu göremiyorum.

"Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok"

Aziz Yıldırım ve Ali Koç dönemlerini kıyaslarsanız nerelerde kimler ne yanlışlar yaptı?

Tek tek konulara girmek istemem. Yanlış da anlaşılabilir. Çok hatalar oldu. Önemli olan hatalardan ders çıkarmak. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Doğru yapıyı kurduğunuzda, doğru yere doğru adamı getirdiğinizde başarı gelir.

"Seçim konuşmak şu anda Fenerbahçe’ye sadece zarar verir"

2021’de sizi başkan adayı olarak görecek miyiz? Siz seçilirseniz Fenerbahçe taraftarını neler bekliyor olacak?

Ben olağanüstü kongrelere karşı olduğumu her zaman söyledim. Ali Koç iki sene önce çok zor bir göreve seçildi. Fenerbahçe’nin birikmiş 600 milyon Euro borcu vardı. Elinden geleni yapıyor. Hatalarından ders çıkardığını söylüyor. Bize düşen destek olmak. Öyle de yapıyoruz. Maddi manevi elimizden gelen desteği veriyoruz Fenerbahçeliler olarak. Hemen ilk üç yılında her şeyi güllük gülistanlık yapmasını da kimse bekleyemez. Ancak tabii hatalarından ders çıkarması gerek. Öyle yaptığını da söylüyor. İnşallah Fenerbahçe bu sene daha iyi olacak. Önümüzde yepyeni bir sezon var. Seçim konuşmak şu anda Fenerbahçe’ye sadece zarar verir.

"Fenerbahçe, borcunu yapılandırmıyor diye cezalandırılıyor"

TFF'nin futbol kulüplerine getirdiği harcama limitleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben de kulüplere bir düzenleme getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta UEFA’da bir limit koydu. Ama haksızlıklar var. Gerek uygulama gerekse kriterler adil ve sürdürülebilir değil. Fenerbahçe'ye haksızlık yapılıyor. Fenerbahçe, borcunu yapılandırmıyor diye cezalandırılıyor.
"Türkiye’deki kulüplerde tüm branşlarla ilgili yapılacak çok şey var"

Ülkemizde kulübün başarısı hep futbolla ölçülüyor. Ama sizin gibi sporcu geçmişi olan bir isim futbol dışında amatör şubelere neler katmayı düşünüyor? Amatör spor ve sporculara sizin çok destek verdiğinizi biliyoruz. Kulüplerin amatör şubeleri başta futbol olmak üzere antrenör ve teknik kadroları sizce yeterli mi? Oyuncu yetiştirme bazında başarı için başka neler yapılmalı?

Türkiye’deki kulüplerde tüm branşlarla ilgili yapılacak çok şey var ama her şeyin başı insan. Önemli olan, sporcu veya antrenör, hem insan yetiştirmek hem de varolan değerli antrenörlerin, sporcuların kendilerini değerli hissetmelerini sağlamak. Gerisi gelir.
"Ben yabancı sınırına karşıyım, ancak..."

Fenerbahçe’nin en büyük eksikliği, ki bu diğer büyük kulüpler içinde geçerli

“Altyapıdan futbolcu yetişmemesi”. Genç futbolcularımız için onların A takımda yer alabilmesi için düşünceleriniz neler? Yabancı sayısı konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yabancıyı sınırlayarak kaliteyi yükseltemezsiniz. Bir kere onu söyleyeyim. Ben yabancı sınırına karşıyım. Ancak bu demek değil ki, paraları çar çur edip ülkeyi yabancı çöplüğüne çevireceksiniz. Scoutingi doğru kullanarak dünyanın her yerinden genç, yetenekli oyuncular bulabilirsiniz. Portekiz’in, Almanya’nın, Belçika’nın, Hollanda’nın, İngiltere’nin ne yaptığına bakmak yeterli. Kaldı ki, şu an yeni değiştirilen uygulamanın esası da “14 yabancı” değildi. 28 kişilik kadroda “minimum 14 yerli olma zorunluluğuydu”. Arada çok büyük fark var. Bunu ısrarla idrak etmek istemediler. Altyapıya, scoutinge gerekli önemi verirseniz, hem oyuncu yetiştirirsiniz hem de onları kaliteli yabancılarla rekabet ettirip, Avrupa seviyesine çıkarsınız.

"20 yılda 21 spor salonu yaptık, Milli Eğitim’e devrettik"

Saran Holding’i uzun yıllardır hep sosyal sorumluluk projelerinin içinde görüyoruz. Özellikle spor yoluyla katkıda bulunduğunuz birçok proje var. Bunlardan bahsedersek okurlarımızı bilgilendirmek için Saran Holding ülkenin sporuna hangi projelerle katkıda bulundu?

Bu dünyada hepimiz kiracıyız. Kiracı olmanın da bir bedeli var. Ben her şeyimi spora borçluyum. Spor bursuyla okudum. Milli sporcuydum. Yöneticilik karakterimi oluşturan değerlerin hepsini spordan aldım. Rekabetçilik, pes etmemek, disiplin, takımdaşlık, fedakarlık... Bunlar bana hayat boyu yardım etti. Üstelik paramı da spordan kazandım. Şirketlerimin lokomotif işi spor endüstrisidir hala. Topluma geri vermenin en doğru yolu da o yüzden bizim için yine spordu. Başta memleketim Kırıkkale’de  okullar ve spor salonları yaparak başladık. Sonra kurumsal bir anlayışla, her yıl bir spor salonu yapalım; özellikle de doğu ve güneydoğuda yapalım dedik. 20 yılda 21 spor salonu yaptık, Milli Eğitim’e devrettik. Allah ömür verirse, ölmez, batmazsak da yapmaya devam edeceğiz...

"Obradovic sadece büyük hoca değildi; büyük spor adamıydı"

Malumunuz Erkek Basketbolunda bir dahi hoca Obradovic vardı. Türkiye’ye ilk Avrupa kupasını Fenerbahçe takımı ile kazandırdı. Obradovic sizi gözünüzde nasıldı?

Obradovic sadece büyük hoca değildi; büyük spor adamıydı ve rol modeldi. Hırslıydı, başarılıydı ve centilmendi. Ülke sporu ona çok şey borçludur.

"Büyüme hedeflerimiz ve girişimlerimiz devam ediyor"

Çok önemli projeler ben bir spor adamı olarak size teşekkür ediyorum. Peki Sayın Saran yakın zamanda yeni projeler var mı? 

S Sport, S Sport 2 yeni televizyon kanallarımız. S Sport Plus diye de OTT platformumuz var bir de...Onları büyütüyoruz. Yine ayrıca yurtdışında turizm, spor ve medya alanlarında da büyüme hedeflerimiz ve girişimlerimiz devam ediyor. (Ajansspor)