Sevmek günahsa eğer, günahın benim olsun
SEVMEK GÜNAHSA EĞER, GÜNAHIN BENİM OLSUN
Sevgilerin samimi, aşkların tertemiz, hatıraların unutulmaz, emeğin değerli olduğu dönemi yaşayan son nesil olduk gençliğe ilk adımlarını bizim gibi 90’ların ortasında atanlar.
Babamın Şahin marka beyaz otomobilini zaman zaman izinsiz aldığımda, Reyhanlı sokaklarında Zerrin Özer, İzel Çelik Ercan, Sezen Aksu, Harun Kolçak, Ege’nin kasetlerinden birini son ses çalar, ne büyük aşklar yaşanmış, tertemiz sevmiş insanlar, ne şarkılar yazılmış sevgilinin ardından diye düşünürdüm.
Samimi sevginin, sadakatin temelleri o yıllarda atıldığı yüreğimize.
Sevgimiz temiz, dostluğumuz sağlam, yoldaşlığımız dürüst oldu her zaman.
Kimseyi gereksiz övmedik, kimseyi de ölçüsüz eleştirmedik.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış dedik her zaman.
Dost acı söyler düsturu ile yaşadık her zaman.
Yiğidi öldür hakkını inkar etme derdi büyüklerimiz.
İstanbul’a 2011 yılında geldiğimde, yıllarca birbirini arayan, biraz geç kalmış ama sonunda birbirini bulmuş sevgili gibi hissetmiştim kendimi, İstanbul beni, ben İstanbul’u aramış gibiydim.
Yerinde duramayan, inandığı değerler uğruna mücadele eden kişiliğimi sergileyeceğim büyük bir sahne gibiydi İstanbul...
Bizde sevdik elbette, çok sevdik.
Zerrin Özer’in dediği gibi “Sevmek günahsa eğer, günahın benim olsun “dedik. Günahını da sevabını da göğüsledik.
Bir lider sevdik, günahıyla sevabıyla. Recep Tayyip Erdoğan.
Samimiyetini sevdik, hırçınlığını sevdik, azmini sevdik, hayallerini sevdik, hizmetlerini sevdik, mazlumun yanında, zalimin karşısında oluşunu sevdik...
Ama öyle sözde değil özde sevdik.
2012 MİT krizi yaşandı, yanında durduk. Gezi Parkı olayları oldu yanında durduk. 17-25 Aralık olayları oldu, yanında durduk. 15 Temmuz oldu, ölümüne yanında durduk. Başkanlık sistemi dedi, il il gezdik, destek istedik. Cumhur ittifakı dedi, kapı kapı gezdik, destek istedik, ABD, dış güçler ekonomimizi çökertmek istiyor dedi, dövizleri bozduk.
Yani en kötü zamanlarda hep yanında olduk.
Fakat bugünlerde de sıkıntı var. Dolar, euro almış başını gidiyor, pahalılık can yakıyor, liyakatsiz insanlar makama geliyor, dış politikada yanlışlar var. Vatandaş erken emeklilik yasasını bekliyor, Makamdakilerin birçoğu güç zehirlenmesi yaşıyor. İnsanlar kimseye ulaşamıyor, derdini anlatamıyor, anlatsa derman bulamıyor. Yıllarca AK Parti’ye hizmet etmiş fakat kendine hiçbir makamda yer bulamamış insanlar alttan alttan başka partilere kaymış, yeni arayışlara girmiş haldeler. Bunları bazen ekranlarda, bazen yazılarımızda söyleyince kötülük değil, iyilik etmiş oluyoruz. “2023 TE LÜTFEN YIKILMAYIN, İKTİDARI KAYBETMEYİN SAYIN CUMHURBAŞKANIM” diyoruz, haykırıyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Eskişehir mitingindeki konuşmasını dikkatle izledim. Ekonominin kötü gidişi ile ilgili, dolar ile euro ile ilgili tek bir kelime etmedi!
Afrika ziyaretlerinden bahsetti, elbette güzel, tebrik ediyoruz kendisini, fakat gittikçe dibe vuran ekonomi ile ilgili en azından neler yapılacağını, nasıl tedbirler alınacağını duymak isterdik millet olarak.
Kadın kollarına, gençlik kollarına hitaben kapı kapı gezip “Sandıkları patlatacakmıyız” dedi, o sandıklar patlar da nasıl patlayacağı önemli.
Yıllarca hem sahada ,hem ekranlarda ,hem yazılarında samimi bir şekilde mücadele etmiş bir vatandaş olarak diyorum ki ,EKONOMİ İLE İLGİLİ ALACAĞINIZ TEDBİRLERİ ANLATIN,ERKEN EMEKLİLİĞİ GÖZDEN GEÇİRİN, SURİYE POLİTİKASINI GÖZDEN GEÇİRİN, MÜLTECİ SORUNUNA GÖZATIN, LİYAKAT SAHİBİ İNSANLARI MAKAMA GETİRECEĞİNİZİ VAADEDİN, ETRAFINIZDA VE EKRANLARDA KAYITSIZ ŞARTSIZ SİZE YALAKALIK EDEN GAZETECİLERDEN UZAK DURUN, SİZE DANIŞMANLIK DEĞİL DALKAVUKLUK EDEN ŞAHISLARI UZAK TUTUN, İŞTE O ZAMAN 2023’TE SANDIKLAR AK PARTİ’NİN ZAFERİ İLE PATLAR.
Aksi halde tabanınızın yeni parti arayışlarına çoktan başladığını ve sandıkta hezimet yaşayacağınızı bilin.
Bizim gibi seven ve düşünenlere gelince, sizi sevmek günahsa eğer günahı bizim olsun. Günahına da sevabına da razıyız.
Siz var olduğunuz sürece sevmeye mücadeleye devam edeceğiz. Fakat unutmayın ki DOST ACI SÖYLER.
Allah vatana millete zeval vermesin.
Vesselam.