Site yöneticisini korkunç şekilde öldürdü her şeyi itiraf etti! “Eski eşimle ilgili söylediklerini duyunca dayanamadım”

Isparta'da 71 yaşındaki site yöneticisi Hüseyin Cahit Erdoğan'ı öldüren 49 yaşındaki Süleyman Çelik, mahkemede her şeyi anlattı. Çelik "‘Karını getir bana bir kere erkekliğimi yaşatsın bütün borçlarını kapatayım’ deyince dayanamadım, bir yumruk attım. Sendeledi yere düştü. Kemeri alıp boğazını sıkmaya başladım. Kendimi kaybetmiştim. 5- 6 dakika sonra hareketsiz kalınca odanın bir köşesine çekerek üzerini orada bulunan halı ve eşyalarla kapatıp sonra da odadan çıkıp gittim" dedi.

Olay, 28 Ocak'ta Fatih Mahallesi'ndeki bir sitenin bodrum katındaki otoparkında meydana geldi. Site yöneticisi emekli öğretmen Hüseyin Cahit Erdoğan'ı otoparktaki odada hareketsiz halde görenler, sağlık ekiplerine haber verdi. Gelen sağlık ekibi, Erdoğan'ın hayatını kaybettiğini belirlendi. Çalışma başlatan polis, güvenlik kamerası görüntülerinden Süleyman Çelik'in, Erdoğan ile tartıştığını, ardından da öldürdüğünü tespit etti. Gözaltına alınan Çelik ifadesinin ardından çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.

YARGILAMA BAŞLADI
‘Tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen Süleyman Çelik'in yargılanmasına Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmaya Antalya E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan sanık Süleyman Çelik, olayda yaşamını yitiren Hüseyin Cahit Erdoğan’ın kızı Dilek Üçkardeş, oğlu Enver Erdoğan ve eşi Neşe Erdoğan ile tarafların avukatları katıldı.

"CAHİT HOCAYI BABA GİBİ SEVERDİM"
Sanık Süleyman Çelik, iddianamede üzerine atılı cinayeti işlediğini kabul etti ve olay gününü mahkeme heyetine yeniden anlattı. Cahit Erdoğan’ı önceden tanıdığını ve birbirleri ile bir husumetleri olmadığını, her cuma günü mesajlaştıklarını söyleyen sanık Süleyman Çelik, “Cahit hocamı bir abi, bir baba gibi görür çok severdim. Beni olaydan 1 gün önce WhatsApp’tan arayarak yöneticisi bulunduğu siteye gece bekçisi alacağını, çalışıp, çalışamayacağımı sordu. Ben de ‘yarın geleyim konuşalım’ dedim. Ertesi gün sabah 10.00 sıralarında belirtilen siteye gittim. Cahit hocam bana kalorifer dairesini, elektrik panolarını göstermek üzere sığınağa indirdi. Orada olukçular da vardı ve çalışıyorlardı” dedi.

"KEMERİ ALIP BOĞAZINI SIKMAYA BAŞLADIM"
Kombilerin olduğu odaya geldiklerinde dışarıdaki işçilerin sesleri geldiği için Cahit Erdoğan’ın kapıyı kapattığını anlatan Süleyman Çelik, "Ben kendisine icralık borçlarımın olduğunu peşin 30 bin lira avans verip veremeyeceğini sordum. Bana ‘Karşılıksız kim kime para veriyor’ dedi. Hoca ardından ‘Karını getir bana bir kere erkekliğimi yaşatsın bütün borçlarını kapatayım’ deyince dayanamadım, bir yumruk attım. Sendeledi yere düştü. Arkamı dönüp gideceğim sırada belindeki kemeri çıkarmış boynuma dolayarak kendisine doğru çekti. Motosiklet kullandığım için kar maskesi takmıştım o yüzden kemer tam sıkmadı ve döndüm yüz yüze geldik. Kurtulmak için elini ısırdım ve o esnada bir yumruk daha attım. Yere düşerken kemeri de düşürdü. Yerde boğuşmaya başladık. Kemeri alıp boğazını sıkmaya başladım. Kendimi kaybetmiştim. 5- 6 dakika sonra hareketsiz kalınca odanın bir köşesine çekerek üzerini orada bulunan halı ve eşyalarla kapatıp sonra da odadan çıkıp gittim” diye konuştu.

"OLAYDAN SONRA İŞE GİTTİM"
Sanığa olaydan sonra eve gittiği üzerini değiştirdikten sonra çalıştığı akaryakıt istasyonuna giderek çalışmaya başladığı ve polis tarafından iş yerinde gözaltına alındığı konusu soruldu. Sanık olayı doğrulayarak, “Evet olaydan sonra işe gittim” cevabını verdi.

"NEDEN EŞİNDEN BAHSETMEDİN"
Mahkeme heyeti sanığı dinledikten sonra, “Daha önce kolluk kuvvetleri, savcılık ve hazırlık duruşmasında maktulün eşin hakkında söylediklerinden hiç söz etmemişsin. Ayrıca kemerle boğazını sıktığından da hiç söz etmemişsin. Neden söz etmedin?” diye sordu. Bunun üzerine sanık Süleyman Çelik, “Başkanım benim yetişkin kızım ve oğlum var. Olay basına yansır çocuklarım bundan dolayı üzülür diye söyleyemedim. Kemer hususunu savcıya anlatacaktım ancak bana ‘sadece sorduğum sorulara cevap ver’ dedi ve anlattırmadı” diye cevap verdi.

"EŞİM EVDEN ÇIKMAZDI, YALAN SÖYLÜYOR"
Maktulün eşi Neşe Erdoğan, kendisine söz verilince sanığın yalan söylediğini, eşinin kadınla kızla işi olmadığını, 2 yıldır yanı başından hiç ayrılmadığını belirterek, “Eşim asla küfretmezdi. İşte çocuklarım da yanımda, isterseniz onlara sorun. Biz ağzından hiç küfür çıktığını duymadık. Sanıktan şikayetçiyim” dedi.

"ESKİ EŞLE ÇOK SAYIDA GÖRÜŞMESİ VAR"
Sanık avukatı Ahmet Barış Koçer, sanığın olay sonrası boşandığı eşiyle ilgili konuyu bahsedememesinin nedenini belirttiğini, bunun gerçek olduğunu, savcının ifade aldıktan sonra düştüğü notta, “Sanığın beden diline ve söylediklerine bakıldığında söyleyemediği bazı şeyler olduğu kanaatine varılmıştır” dediğini kaydetti. Avukat Koçer, “Sanığın boşandığı eşi G.B. ile maktulün hayatın olağan akışına ters bir şekilde çok sayıda telefon görüşmeleri tespit edilmiştir. Olayda bir kişi vefat etmiştir. Allah’tan kendisine rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz ama sanığın da adil yargılanma hakkı göz önünde bulundurularak eski eşin bu olayla ilgili tanık olarak dinlenilmesini talep ediyoruz” dedi. Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmada tanığın dinlenilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. 

Sonraki Haber