Bakan Çavuşoğlu: BMGK Kovid-19'da çok geç kaldı
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) meselesini ele almakta çok geç kaldığını belirtti.
Bakan Çavuşoğlu, Washington DC merkezli düşünce kuruluşları Atlantic Council ve Türk Miras Vakfının (THO) ortaklaşa düzenlediği ve video konferans üzerinden yapılan "Yarını belirlemek için bugün ne yapılmalı?" başlıklı panelde, Türkiye'nin Kovid-19 salgını ile mücadelesini anlattı.
Kovid-19 salgınının, tüm dünya için bir "stres testi" olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Bu salgın, bizim zayıf yanlarımızı ortaya çıkardı. Aynı zamanda güçlü yanımızı da gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin her zaman BMGK'de reform yapılmasından yana tavır takındığına işaret ederek, "BMGK, yeni tip koronavirüs meselesini ele almada çok geç kaldı." dedi.
Kovid-19'un, İdlib'deki durumu daha da kötüleştirdiğine işaret eden Çavuşoğlu, "Suriye ve İdlib için çok geç olmadan uluslararası toplum harekete geçmeli." çağrısında bulundu.
Çavuşoğlu, Suriye ve Libya başta olmak üzere dünyadaki çatışmaların çözülmesinin, salgınla daha da önem kazandığını vurgulayarak, "Orta Doğu'daki çatışmalar sürerse, kimse kazanmaz ama herkes kaybeder." ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında tehdidi en başında ciddiye aldığını ve erken harekete geçtiğini belirterek, "Kendimizin tıbbi ekipman ihtiyacı olmasına rağmen İngiltere, İtalya ve İspanya gibi önemli müttefiklerimizin de aralarında bulunduğu 34 ülkeye yardım elimizi uzattık." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Washington DC merkezli düşünce kuruluşları Atlantic Council ve Türk Miras Vakfının (THO) ortaklaşa düzenlediği ve video konferans üzerinden yapılan "Yarını belirlemek için bugün ne yapılmalı?" başlıklı panelde, Türkiye'nin Kovid-19 salgını ile mücadelesini anlattı.
Türkiye'nin salgını en başında ciddiye aldığını ve bunun olumlu sonuçlarını gördüğünü söyleyen Çavuşoğlu, mücadelenin kararlılıkla süreceğini belirtti.
Çavuşoğlu, salgının ortaya çıkışıyla yurt dışındaki vatandaşların ülkeye getirilmesi için Dışişleri Bakanlığı bünyesinde kurulan koordinasyon ve destek merkezinin 7/24 hizmet verdiğini kaydetti.
Merkezin bu süreçte hummalı bir çalışma içerisinde olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "70'ten fazla ülkeden 25 binden fazla vatandaşımızı ülkemize getirdik. Burada bize çok yardımcı olan ülkelere teşekkür ederim. Şimdi de 50'den fazla ülkeden, 25 bin civarından vatandaşımızı getirmeye hazırlanıyoruz." diye konuştu.
Çavuşoğlu, bu süreçte mülteciler de dahil dezavantajlı grupların da unutulmaması gerektiğine vurgu yaparak, Türkiye'nin bu grupları salgından korumak için elinden geleni yaptığını söyledi.
"34 ülkeye yardım eli uzattım"
Çavuşoğlu, Türkiye'nin salgın döneminde de "Girişimci ve İnsani Dış Politikasını" devam ettireceğini vurgulayarak, "Kendimizin tıbbi ekipman ihtiyacı olmasına rağmen İngiltere, İtalya ve İspanya gibi önemli müttefiklerimizin de aralarında bulunduğu 34 ülkeye yardım elimizi uzattık. Bunları da siyasi endişelerle yapmadık." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin salgınla mücadelede çeşitli alanlarda birçok önlem aldığını hatırlatan Çavuşoğlu, bu adımların, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus tarafından da takdirle karşılandığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, "Şu ana kadar 104 ülkeden yardım talebi aldık ancak şu anda ne yazık ki hepsinin talebini karşılayamıyoruz. Ona rağmen şu anda Çin ve ABD'nin ardından, dünyada en çok yardım yapan 3. ülkeyiz." bilgisini paylaştı.
NATO'nun Kovid-19 salgınında üstlendiği role vurgu yapan Çavuşoğlu, "Kovid-19 döneminde NATO'nun en verimli platformlardan biri olmaya devam edeceğine ve bu salgından daha da güçlü bir şekilde çıkacağına inanıyoruz. NATO şu ana kadar güçlü bir birlik olduğunu kanıtladı." değerlendirmesini yaptı.
"Yeni bir mülteci dalgasını kaldıramayız"
Bakan Çavuşoğlu, Kovid-19'un, halihazırda ciddi bir insani krizle sınanan Suriye'deki durumu daha da kötüleştirdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Salgının, Türkiye'ye yeni bir mülteci dalgasını tetiklemesinden endişeliyiz. Uluslararası toplum bu krize yanıt veremedi ve ne yazık ki şu anda 1,5 milyon Suriyeli kapımızda. İdlib'den ya da başka bir yerden yeni bir mülteci dalgasını kaldıramayız. Bu sadece kapasite ya da yük meselesi değil. Aynı zamanda uluslararası toplum için sağlık riski."
Çavuşoğlu, İdlib'de varılan ateşkesin korunmasının şu dönemde daha da önemli olduğunu belirterek, Cenevre sürecine tekrar dönmenin gerekliliğine işaret etti.
Kovid-19 krizinde Türkiye'nin AB ile de diyaloğunu sürdürdüğüne dikkat çeken Çavuşoğlu, birlikle ilgili masada birçok mesele olsa da bu kritik dönemde ilişkilerde daha vizyoner olunması gerektiğini ifade etti.
Rusya ve ABD ilişkileri
Rusya ile ilişkiler konusuna da değinen Çavuşoğlu, hem komşu hem de bölgede önemli aktör olan Rusya ile Suriye, Ukrayna ve Libya gibi konularda karşı karşıya gelseler de birçok alanda iş birlikleri bulunduğunu hatırlattı.
Çavuşoğlu, ABD'nin de Türkiye'nin önemli bir müttefiki olduğunu ve bu ülkeyle birçok alanda beraber çalıştıklarını vurguladı.
Hafter ve destekçilerine baskı uygulansın önerisi
Öte yandan Çavuşoğlu, Libya'daki gelişmelere ilişkin de Berlin Konferansı ile bölgedeki çatışma ortamını siyasi çözüme kavuşturulmasının amaçlandığını ancak darbeci General Halife Hafter'in saldırılara devam ettiğini söyledi. Çavuşoğlu, bu noktada uluslararası toplumun, Hafter ve destekçilerine ateşkese uyulması ve saldırıların durdurulması konusunda baskı yapması gerektiğini dile getirdi.
Üçüncü sondaj gemisi yola çıkabilir
Son olarak Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz konusunda diyalog masası kurulması gerektiği inancıyla Birleşmiş Milletler (BM), AB ve Yunanistan'a çağrıda bulunmasına karşın Yunanistan'ın Türkiye aleyhine lobi faaliyetlerine giriştiğini anımsattı.
Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'deki gerginliğin düşürülmesi için diyaloğa açık olduklarını yineleyerek, aksi halde üçüncü sondaj gemisi Kanuni'yi bölgeye gönderebileceklerini sözlerine ekledi.