Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan boykot çağrısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fransız malları almayın" diyerek boykot çağrısı yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

Bu muhabbet ikliminde gönüllerimizi buluşturan herkese, siz kıymetli misafirlerimize teşekkür ediyorum.

Bu haftanın hayırlara vesile olmasını, kalplerimizi yumuşatmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

Milletimizin ve İslam aleminin Çarşamba'yı Perşembe'ye bağlayan gece idrak edeceğimiz Leyle-i Mevlid'ini şimdiden tebrik ediyorum.

Bu sene Mevlid-i Nebi haftasını gerek tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını gerekse bölgemizde yaşanan sıkıntılar nedeniyle ne yazık ki buruk yaşıyoruz.

Salgın dalgalar halinde yayılmaya devam ediyor. Vakitlice attığımız tedbirler sayesinde diğer ülkelere göre bu sağlık krizini hamd olsun daha hafif geçiriyoruz.

An be an durumu izliyor, bilgilendirmeleri alıyor ve gerekli talimatları veriyoruz.

Tüm dünyada hasta sayısının ürkütücü boyutlara ulaştığı bu dönemde milletimizden tedbirlere daha fazla hassasiyet göstermelerini rica ediyorum.

83 milyonun her birine burada görev düşüyor.

Bir süre daha sabredecek, kurallara uyacak ondan sonra inşallah felaha erişeceğiz.

O güzel günlere milletçe beraber kavuşacağız.

Millet olarak bu dönemde hüznümüzü arttıran tek şey Korona salgınında yitirdiklerimizin acısı değil. Yüreklerimizi asıl dağlayan, başta gönül coğrafyamız olmak üzere, Müslümanların içinde bulunduğu ahvaldir.

Dinimiz ve peygamberimizce yasaklanan fiilin her gün her an işlendiği bir dönem içindeyiz.

Libya'nın zengin kaynakları darbeciler ve batının emperyalist güçleri tarafından talan edildi.

Filistin'de zulüm, Arakan'da şiddet, Irak ve Afganistan'da terör can almaya devam ediyor.

Her şeyden önce insanız. İnsan olarak bizim dinimizde Hıristiyan olmak suç değildir, biz ona da Museviye de sahip çıkıyoruz.

Fransa'da Müslümanlara bir zulüm varsa hep birlikte biz oraya da sahip çıkalım diye buradan dünya liderlerine sesleniyorum.

Avrupa ülkelerinde İslam ve Müslüman düşmanlığının adeta veba gibi toplumlara sirayet ettiğini görüyoruz.

Müslümanlara ait iş yerleri, evler, okullar hemen her gün faşist grupların saldırısına uğruyor.

Fransız mallarına boykot çağrısı

Ben buradan milletime sesleniyorum; nasıl ki Fransa'da 'Türk markalı mal satın almayın' diyorsa, sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin bunlardan satın almayın.

Irkçı terörizm, medya ve siyaset eliyle, çoğu zaman da güvenlik birimlerinin de göz yummasıyla toplumda yaygınlaşıyor.

Avrupa'ya FETÖ tepkisi

FETÖ gibi örgütler en üst düzeyde korunurken, samimi müminler dışlanmakta, ötekileştirilmektedir.

Meşru zeminde faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları baskıya uğramaktadır.

DEAŞ gibi teröristlerin işlediği cinayetlerin faturaları dinimize ve müminlere kesimlere, Müslümanlara yönelik kin ve nefret körüklenmektedir.

Batı toplumları İslam'ı hedef alarak buradan çıkış yolu aramak gibi yanlışa düşmüşlerdir.

Koronavirüs salgınının sebep olduğu ekonomik sıkıntıların faturası bile Müslümanlara ve göçmenlere kesilmeye çalışılıyor.

Korkarım çok daha karanlık, çok daha sinsi planın çarkları işlemektedir.

Müslümanları düşmanlaştırarak elde edebileceğiniz hiçbir kazanım yoktur.

Çapsızlığınızı perdelemek için girdiğiniz bu yolun sonu felakettir.

İslam düşmanlığını görmezden gelemezsiniz. Ülkemizle ilgili olur olmaz konuda görüş bildiren Avrupa Parlementosu 3 maymunu oynayarak bu konuyu geçiştiremez.

Avrupa'nın basiret, ahlak, vicdan sahibi liderleri korku duvarlarını yıkmalı, İslam ve Müslüman düşmanlığı hakkında konuşmaya başlamalıdır.

Avrupalı siyasetçiler, Macron'un başını çektiği nefret kampanyasına artık bir 'dur' demelidir.

Macron'un hoşuna gitmese de, önceki gün yaptığım çağrıyı tekrarlamak istiyorum; ırkçılık ve İslam düşmanlığı görevi, konumu, makamı ne olursa olsun insanın akli ve vicdani melekelerini yok eden bir psikozdur.

Camilerin emlak niyetine satıldığı, ibadethanelerin ahıra çevrildiği, Kur'an kurslarının kapatıldığı günlerimiz oldu. Kur'an-ı Kerim'in tren vagonlarında, ahırlarda, derme çatma binalarda gizli saklı şekilde öğretildiği günlerden geçtik.

Milletin desteğiyle kurulan Kur'an kursları, imam hatip okullarımızın kapısına kilit vuruldu.

Bu ülkede Allah ve ahlâk demenin yasak olduğu zorlu, utanç verici günler yaşadık.

Sonraki Haber