Kritik MGK'de 'Barış Koridoru' Vurgusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki 6 saat süren kritik Mili Güvenlik Kurulu toplantısı sona erdi. Toplantı sonrası yayımlanadan MGK Bildirisi'nde 'Barış koridorunun inşası için kararlılık teyit edildi' ifadeleri kullanıldı.
MGK toplantısının ardından yazılı açıklamada;
Ülkemizin güvenliğini yakından ilgilendiren önemli iç ve dış gelişmeler ele alınarak, milli birlik ve beraverliğimiz ile bekamızı tehdit eden PKK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ başta olmak üzere bütün terör örgütlerine karşı yurt içinde ve yurt dışında azim ve kararlılıkla sürdürülen mücadele hakkında Kurul'a bilgi sunulmuş ve konu bütün boyutlarıyla müzakere edilmiştir.
PKK terör örgütüne karşı Irak'ın kuzeyinde "Pençe-1 ve Pençe-2 Harekatları"nın başarıyla yürütüldüğü, operasyon yapılan bölgeler tamammen temizlenenene kadar terörle mücadele harekatlarımızın devam edeceği önemle vurgulanmıştır.
Türkiye'nin Erbil Başkonsolosluğu'nda görevli bir diplomatımızın şehit olduğu menfur saldırı sert şekilde kınanmış, eylemin arka planının aydınlatılması ve sorumluları hakkında gereğinin yapılması hususundaki çalışmaların sonuna kadar takip edileceği kaydedilmiştir.
Çocukları zorla silahlandırarak terör eylemlerine alet eden PKK/PYD-YPG'nin bahse konu suçları uzun süredir işlemekte olduğu bilinmesine rağmen, bazı ülkelerce halen müttefik olarak görülerek, eğitim ve teçhizat dahil, askeri ve siyasi açıdan desteklenmesinin kabul edilemez olduğu belirtilmiştir.
PKK terör örgütünün Suriye uzantısı olan PYD-YPG'nin sözde yöneticileri başta olmak üzere bazı teröristlerin kırmızı bültenden çıkartılmasının, FETÖ üyesi baız terörsitlerin ise kırmızı bültene alınmamasının küresel ölçekteki terörle mücadeleye ve INTERPOL'ün kuruluş gayesine büyük zarar verdiği değerlendirilmiştir.
Suriye sınırımız boyunca oluşan otorite boşluğunun ülkemize yönelik tehditleri artırması sebebiyle, sınır güvenliğimiz çerçevesinde, bölgenin tüm terör unsurlarından temizleneceği ve bütün gücümüzle bir "Barış Koridoru"nun inşası için gayret sarfedileceği hususundaki kararlılığımız teyit edilmiştir.
Türkiye'nin stratejik ortaklık, savunma ve güvenlik iş birliği konusundaki hassasiyeti ve beklentileri dile getirilmiş; NATO antlaşması ile ikili anlaşmaların ruhuna uygun olarak, ülkemizin uluslararası hukuk ve ahde vefa ilkesi çerçevesinde taahhütlerine ve sorumluluklarına riayet ettiği, müttefiklerimizden de aynı hassasiyetin beklendiği ifade edilmiştir.
Doğu Akdeniz'deki uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatlkerimiz ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik bölge barışı ve istikrarını esas alan, iş birliğinin gelişimine katkıda bulunan, kararlı ve ilkeli tutumumuzun sürdürülmesinin hayati önem arz ettiği kaydedilmiştir" ifadeleri yer aldı.