tv100 depremin merkezinde! Uğur Dündar depremzedelere mikrofon uzattı! Bir depremzede kadın usta gazeteciye sarılıp hüngür hüngür ağladı
tv100 ekibi depremin merkezi Kahramanmaraş'ta... Uğur Dündar deprem bölgesinden bağlandı, "Burada gördüğümüz gerçekler şöyle. İnsanlara ekmek, su veriliyor ancak yoğun bir tuvalet ihtiyacı ve ısınma ihtiyacı var." dedi. Uğur Dündar, depremzede Şeref Bozoğlu ile röportaj gerçekleştirdi. Depremde yaşadıklarını anlatan depremzede Şeref Bozoğlu, "Yataktan hiç kalkmadım bitmesini bekledim" dedi. Deprem bölgesinde bir kadın Uğur Dündar'a sarılıp hüngür hüngür ağladı.
Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesindeki 7.7 ve Elbistan ilçesindeki 7.6 büyüklüğündeki depremler başta Hatay, Gaziantep, Malatya, Adıyaman olmak üzere bölgedeki birçok ilde faciaya neden oldu. Binlerce bina yıkılırken ne yazık ki binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti.
tv100, Türk televizyonlarında ilk kez tüm gün depremin merkezinden yayın yapan kanal oluyor. Uğur Dündar deprem bölgesinden canlı aktarıyor.
DEPREMZEDE KADIN HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADI
"Şimdi deprem öncesinde kentin en önemli en işlek caddelerinden biri olan Azerbaycan Bulvarına giriyoruz. Daha girer girmez bir enkazla karşılaşıyoruz. Özellikle bu şehrin bu bölgesinde çok ağır tahribat var." diyen Dündar, "Sanki bombalar atılmış araçlar tahrip olmuş, enkaz altında hala insanların olduğu söyleniyor. Ekipler enkaz çalışmalarına devam ediyor, insanlar son bir ümitle belki bir mucize olur diye bekliyorlar." ifadelerini kullandı.
Depremzede: Ağabeyimin oğlu 6 gündür göçük altında. Şehrim adına çok üzülüyoruz. Çıkmayan candan umut kesilmez bekliyoruz hala umudumuz var.
Uğur Dündar: İnşallah sağ olarak çıkartılırlar. Başınız sağolsun.
Depremzede: Bütün dünya halkı gelmiş uğraşıyorlar gece gündüz buradayız bekliyoruz.
Bir başka depremzede kadın: Keşke böyle gelmeseydiniz sizi çok seviyoruz. 6 gündür enkaz altında akrabalarımızı bekliyoruz.
UĞUR DÜNDAR'A SARILIP AĞLADI
Uğur Dündar’a sarılarak ağlayan kadın, “Yandık biz 5 tane yavrumu kaybettim. Ölüsüne razıyız.” dedi. Dündar ise, “Keşke elimden gelse de kurtarsak. Başınız sağolsun” diyerek cevap verdi.
“Rahmetli Turgut Özal’la Şırnak’a gelirken sizinle görüşmüştük” diyen bir depremzede, “Ben itfaiye müdürüydüm o zaman. Sizi çok seviyoruz. Burada iş makinelerine ihtiyacımız var. Kızım, oğlum damadım toprak altında ulaşamıyoruz. Az önce senden bahsettim dedim bize Uğur Dündar gibi insan lazım.”
Uğur Dündar, “Vallahi bende dayanamayacağım. Çok zor” dedi.
"DAYANILACAK GİBİ DEĞİL"
Kahramanmaraş Stadyumu'nun içinde kurulan AFAD çadırlarının olduğu bölgeye gelen Uğur Dündar, depremzede Şeref Bozoğlu'na mikrofon uzattı.
Deprem bölgesinde insanlara ekmek verildiğini, yiyecek verildiğini, su verildiğini ifade eden Dündar, "Ancak yoğun bir seyyar tuvalet ihtiyacı var. Ayrıca ısınma sorunları var bu insanların. Çünkü geceleri burada çok koyu bir ayaz oluyor. Dayanılacak gibi değil." dedi.
Dündar, deprem bölgesinde mucizelere de tanıklık ettiklerini ve bu mucizelerin röportajlar şeklinde daha sonra ekranlara geleceğini belirtti. Daha sonra Dündar, felaket gecesini anlatması için sözü depremzede Bozoğlu'na uzattı.
"Saat gece 04 sularında, yer doğu batı yönünde gidip gelirken, zik zak çizerek gidiyordu. Silkeliyordu daha doğrusu. Ben hiç yataktan çıkmadım. Salavat getirerek bitmesini bekledim. 3 katlı binamız çökmedi. 1969 yılında yapılma müstakil bina" diyen Bozoğlu, "Bunu vurgulamamın sebebi, şu stadın batı tarafında Ebrarlar Sitesi var. Tamamen yerle bir oldu. Biz oraya Mezarlıklar, Cinayetler Sitesi diyoruz. Buraya benim 4 yeğenim, hanımı ve 2 çocuğunu da dün gömdük. Amcamın kızını gömdük. Diğer akrabalardan haberimiz yok. Bu sitenin yapımı 1990'larda başladı." dedi.
"APARTMAN GÖLCÜK DEPREMİNDEN SONRA YAPILDI"
Söz konusu siteden daire alırken ağabeyine almaması gerektiğini söylediğini aktaran Bozoğlu, "'Bura fay hattının üzeri. Buranın fay hattının kırılması gecikti.' dedim. Bunu televizyonlardan duyarak söyledim. 'Ağabey gel buradan ev almayalım' dedim. Ben gittim müstakil ev almadım, çökmedi." ifadelerini kullandı.
Ağabeyinin apartmanının Gölcük depreminden sonra yapıldığını ifade eden Bozoğlu, şöyle devam etti:
"Biraz daha güçlü yapıldı. Tamamen hasarlı ama en azından canlarını kurtarırlar. Buraya inşaat yapılmaz. Depreme de uygun değil. Hırsızlık yaptılar açıkçası. Ben inşaatçıyım. Betonu gördüğüm anda sağlam olup olmadığını gözümle görürüm. Çünkü tam sulanmamış. Çimento sulanmadığı anda ısıdan kendi kendini yakar. Beton sulanacak, gündüzde sulanacak. Bunların çimentosu değirmendeki un gibi. Demirler parmağım kadar. Buralara böyle demir atılır mı?"
"SÜTUNLAR TOZ GİBİ"
Kendisinin bölgede bulunan tıp fakültesinden emekli olduğunu sözlerine ekleyen Bozoğlu, "Malzemeden çalınan ve deprem gerçeğine uygun olarak inşaa edilmeyen binalar mezar oldu insanlara. Kırılmış sütunu görüyorum. Toz gibi, halbuki çelik gibi olması lazım o sütunların." diyerek sitem etti.
Çöken sitenin müteahidinin öğretmen Tevfik Tepebaşı olduğunu kaydeden Bozoğlu, şahsın kaçtığını ve arandığını söyledi.
"BENİM ŞU ANDA YAŞAMAMIN BİR ANLAMI KALMADI"
Bozoğlu, devletin bu kişilerden hesap sormasını beklediğini dile getirerek, "Benim şu anda yaşamamın bir anlamı kalmadı. Benim dünyada en sevdiğim 4 kişi gitti. Ağabeyimin oğlu, hanımı, 2 çocuğu. Benim dünyada en sevdiğim. Şu an yaşamamın hiçbir anlamı yok. Ben bunun acısının sorulmasını istemem mi? En azından yüreğim soğur. En azından bundan sonra yapılacak işlere örnek olalım. Bunu soralım ki daha sonra yapanlar biraz sıkı yapsın. Böyle yapılan işlerden biz şikayetçiyiz." dedi.