Şule Çet davasında yeni gelişme! Mektuplar ortaya çıktı

Şule Çet'in ölümüyle ilgili davada tutuklu sanıklardan Çağatay Aksu'nun, diğer sanık Berk Akand'a gönderdiği ve dava dosyasına giren mektuplar ortaya çıktı.

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in, geçen yıl 28 Mayıs'ta plazanın 20'nci katından şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitirmesiyle ilgili, tutuklu sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın, Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'cinayet', 'nitelikli cinsel saldırı' ve 'hürriyeti tehdit' suçlarından yargılanmalarına devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar, Şule Çet’in babası İsmail Çet, aralarında CHP İlhan Cihaner’in de bulunduğu bazı milletvekilleri, kadın dernekleri temsilcileri, çok sayıda izleyici ile taraf avukatları katıldı.

Erkek arkadaşı tanık olarak dinlendi

Duruşmada tanık olarak dinlenen Şule Çet'in erkek arkadaşı Furkan C., Çet'le 1,5 yıllık ilişkileri olduğunu belirterek, "Güzel bir ilişkimiz vardı. Son dönemde ikimiz de sabah okula akşam işe gittiğimiz için çok sık görüşemiyorduk. En son yüz yüze ölümünden 3-4 gün önce görüştük. Olay günü ise saat 19.00 ya da 20.00 sıralarında telefonla görüştük, hal hatır sorduk. O gün oraya gideceğini bilmiyordum. Sabah saat 11.00 sıralarında ölüm haberini aldım. En son olaydan 7-8 gün önce cinsel birliktelik yaşadık. Psikolojik durumu çok iyiydi. Köpeği vardı. Onunla çok mutluydu. Son günlerde bir sıkıntısı yoktu. Kullandığı herhangi bir psikiyatri ilacı yoktu. En son görüştüğümüzde çok mutluydu" dedi.

Furkan C., Çet ile ev arkadaşı Lila Thorine arasındaki mesajlaşmasında isminin geçmesinin sorulması üzerine, Çet’in ev arkadaşını birkaç kez gördüğünü, yakından tanımadığını ve olay gecesi kesinlikle kendisine masaj atmadığını söyledi.

Sanıkların mektupları dava dosyasında

Sanık Berk Akand'ın avukatları, ayrı koğuşta kalan Çağatay Aksu'nun müvekkillerine yazdığı, Akand'ın da karşılık için yazdığı mektupları dava dosyasına sundu. Çet ailesinin avukatları her iki sanığın da davanın başından beri mektuplaştıklarını, suçu örtbas etmek için birlikte hareket ettiklerini iddia etti. Duruşmada, sanıklara bu mektupları neden yazdıkları soruldu. Sanıklar ayrı ayrı koğuşlarda kaldıkları için ve bir araya gelemediklerinden davayla ilgili gelişmeleri paylaşmak için mektuplaştıklarını öne sürdü. Bunun üzerine Çet ailesinin avukatı Onur Tatar, Çağatay Aksu'ya, "Mektubun birinde diğer sanık Berk Akand'a, 'Ya beraber çıkarız ya da beraber batarız' demişsin. Bununla neyi amaçladın?" diye sordu. Sanık Aksu ise, "Aynı suçtan yargılanıyoruz, ya beraber batarız ya da beraber çıkarız" anlamında söylediğini iddia etti. Çet ailesinin avukatları, mektupların her iki sanığın da suça ortak olduğunu, birlikte hareket ettiklerini ve mahkemede suçu gizlemek için ağız birliği yaptıklarını ortaya koyduğunu iddia etti.

'Mektupları hastaneye biz sunduk, suç olsa sunar mıydık?'

Sanık Berk Akand’ın avukatlarından Hüseyin Ayan, mektuplardan cımbızla alınan cümlelerle olayın çarpıtıldığını idda ederek, "Bu dosyanın başından sonuna kadar müvekkilimin olayın dışında olduğunu söyledik. Bunun tersini ispatlayacak ortada bir delil yok. Müvekkil başından beri aynı ifadeyi veriyor. Mektupları dosyaya biz sunduk. Suç olsa sunar mıydık? Kötü niyetli davransak 'belki müvekkile baskı yapıyor' diye sunardık. Ancak mektupların tamamını okuduğunuzda öyle bir şey olmadığı, müvekkilin de olup bitenden haberinin olmadığı ortaya çıkıyor" dedi.

Savcı müebbet istedi

Duruşmada savcı mütalaasını açıkladı. Savcı, yazılı olarak mahkemeye sunduğu mütalaasında sanıklardan Çağatay Aksu'nun 'kasten öldürme', 'cinsel saldırı' ve 'hürriyeti yoksun bırakma' suçlarından müebbet ve 39 yıla kadar hapis,  Berk Akand'ın ise tüm suçlar yönünden Aksu'ya yardım suçundan 31 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

'Ağırlaştırılmış müebbet olması gerekir'

Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, sanık Aksu için istenilen cezanın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olması gerektiğini belirterek, sanık avukatlarının süre istememeleri durumunda savunma yapacaklarını, aksi taktirde süre isteyeceklerini belirtti.

Sanık Aksu süre istedi

Sanıklardan Çağatay Aksu,  Adli Tıp Kurumu raporlarında, cinsel saldırı ve cinayetle ilgili en küçük bir delilin olmamasına rağmen savcının cezalandırılmasını istediğini, 16 aydır boşa savunma yaptığını gördüğünü belirterek, avukatının da talebiyle savunma yapmak için süre istediğini söyledi.

Sanık Akand: O gece ne olduğunu bilmiyorum

 Sanık Berk Akand da tek suçunun o gece arkadaşının iki kadeh daha içme teklifini kabul etmek olduğunu belirterek, "Şule’nin sevdiklerinden ve ailesinden af diliyorum. Belki o gün alkolü az alsaydım, her ne olduysa müdahale edip engelleyebilirdim. Ancak, o gece ne olduğunu bilmiyorum. 16 aydır ilk kez beraatımı isityorum" dedi. Akand'ın avukatları da, savcının ortada hiçbir delil yokken, iddianame doğrultusunda mütalaa verdiğini, mahkemenin dosyadaki tüm delilleri değerlendirerek adaletli bir karar vereceğine inandıklarını belirttiler.

Ara kararı açıklayan mahkeme, sanık Aksu ve avukatının mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talebini kabul ederek, duruşmayı 4 Aralık 2019 tarihine erteledi.

Sanık Aksu'nun Berk Akand'a yazdığı mektuplar

Şule Çet’in ölümüyle ilgili davada tutuklu sanıklardan Çağatay Aksu’nun, diğer sanık Berk Akand’a gönderdiği ve dava dosyasına giren mektuplar ortaya çıktı. Aksu, Akand’ın mahkemedeki tavırlarına sitem ettiği mektubunda, "Sen bana, ben sana kuşkusuz güvenmek zorundayız. Bizim olayda ciddi bir şey yok, sen de biliyorsun. Üçümüz başından sonuna kadar beraberdik. Sırf sen hatırlayamadığın için anlamsız beni suçluyorsun. Ama öyle olmadığını sen de çok iyi biliyorsun" ifadelerini kullandı. Mektubunda kamuoyu baskısı nedeniyle suçlandıklarını belirten Aksu’nun, "Ben takipteyim anbean. Sen benim dediklerimi yap" ifadeleriyle, Akand’ı yönlendirmeye çalıştığı ileri sürüldü.

’Seni de Şule gibi mağdur gösterecekler’

Aksu, ifadelerinde olay anında uyuduğunu söyleyen Berk Akand’a mektubunda şu ifadeleri kullanıyor:

"Olayın renginde değişen bir şey yok Berk. Sizin saçmalıklarınız yüzünden olayı saçma sapan yerlere getirdiler. Bırak artık şu ’uyuyordum’ işini. ’Hatırlamıyorum’ de, ’tamam kafam güzeldi’ de ’o an ben de yok’ dersin anlarım. Ama uyuma işi hikaye. Bana diyorsun, sen alasını yapıyorsun aslında. Sürekli seninkilerin beni saçma karalama çabaları. Seni de neredeyse zorla orada tuttuğuma getirecekler. Hatta, seni de Şule gibi mağdur gösterecekler. Yanlış yapıyorsunuz."

’Tam bir fiyasko’

Sanık Aksu, Berk Akand’ın mahkemede verdiği ifadede bardak yıkama sesi duyduğunu söylemesiyle ilgili de "Zaten yıkama olayı başlı başına rezalet. O kadar mesafede mümkün değil. O kapı özel, ses geçirmiyor bile. Yani senin onu ’duydum’ demen tam bir fiyasko" dedi.

Onlarca sayfalık mektuplarda sanık Aksu’nun, davanın avukatlarına, mahkemeye, tanıklara ve duruşmayı izlemeye gelenlere yönelik hakaretlerde bulunduğu da görüldü.

Öte yandan, Akandın avukatları da mahkemeye mektupla birlikte sundukları dilekçede, sanık Çağatay Aksunun müvekkilleri Berk Akand’a, verdiği ifadeler konusunda baskı yaptığını; ancak müvekkillerinin bu baskılara rağmen ifadelerini değiştirmediğini vurguladı.

Adliye önünde açıklama

Duruşma öncesi adliye önünde toplanan Ankara Kadın Platformu, Kadın Meclisleri ile çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve üyeleri 'Erkek adalet değil gerçek adalet', 'Şule Çet için adalet' yazılı pankart açarak, "Boyun eğme, katillerden hesap sor" sloganları attı. Kadın dernekleri adına konuşan Deniz Akıl, "Şule Çet başta olmak üzere, işlenen tüm kadın cinayetlerinin üzerinin örtülmemesi için buradayız. Burada olmaya devam edeceğiz. Ta ki adalet yerini buluna kadar. Kadın cinayetleri durana kadar" dedi.

Ceren'in babasından destek

Ankara'da Çankaya Üniversitesi'nde, sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından geçen 2 Ocak'ta öldürülen Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel'in babası Mustafa Damar da kadınlara destek verdi. Mustafa Damar, "Öldürülen kadınlarımızın sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Gün geçtikçe toplum duyarsız, sessiz kalamaz. Kadın cinayetleri davaları başka noktalara evrilmiştir. Akıl dışı, mantık dışı, ahlak dışı, hukuk dışı yöntemlerle öldürülen Şule Çet’lere, Ceren Damar’lara iftiralar atılmaya ölülerin hatıralarına saldırılmaya ve öldürülen kadınlarımızın, kızlarımızın naaşları üzerinde tepinmeye başlamışlardır. Ceren Damar’ların, Şule Çet’lerin ruhları sizin yakanızı bırakmayacak. Biz de bırakmayacağız. Adaletin tecelli etmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız" diye konuştu.

Sonraki Haber