Suriye Demokratik Güçleri (SDG) şapkalı PKK'lılar Irak'ın kuzeyinde sobelendi
16 Mart 2023 günü sabahı haber kuruluşları:
- “Irak’ın kuzeyinde, hem de Türkiye sınırına 60 km mesafedeki Duhok'un Çemanke nahiyesi civarında EUROCOPTER AS350 tipi kime ait olduğu bilinmeyen askeri bir helikopterin düştüğünü”
- Aralarında kadınların da olduğu dokuz kişinin de öldüğünü,
- Irak’ın Kuzeyi Bölgesel Yönetimi (IKYB)’nin “Duhok'ta düşen helikopterde terör örgütü PKK mensupları vardı" açıklaması yaptığını,
- Bu helikopterin yanında bir helikopterin daha bulunduğunu ama onun akıbetinin bilinmediğini” duyuruyordu...
KİMSENİN SAHİP ÇIKMADIĞI DÜŞEN HELİKOPTERLER
Ancak ne hikmetse Irak hava sahasında uçan bu helikopterlerin kime ait olduğunu ne merkezi Irak hükümeti, ne de Irak’ın Kuzeyi Bölgesel Yönetimi (IKYB) de bilmiyor, kimse de bu helikopterlere sahip çıkmıyordu…
Irak makamları, "Helikopterin kime ait olduğunun tam olarak tespit edilmesi için detaylı soruşturma devam ediyor. Uluslararası koalisyon güçleri ve Türkiye ile temasa geçtik" diyorlardı.
Durum vahimdi…
Üstü örtülememiş, hatta örtülemeyecek büyüklükte bir pislik ortaya çıkmıştı...
Aslında Türkiye açısından, bu pisliğin üstünün örtülmesine mutlak engel olunmasını ve dünyaya ifşa edilmesini gerektiren bir durum oluşmuştu...
Malum PKK, ABD, NATO ve Avrupa Birliği tarafından da terör örgütü kabul ediliyor.
İşte IKYB de resmen helikopterde PKK’lıların yani teröristlerin olduğunu açıklıyordu.
Demek ki birileri, ya kendi askeri helikopteri ile uluslararası camia tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK’nın mensuplarını taşımış ya da teröristlere helikopterler vermişti…
HER İKİSİ DE ULUSLARARASI SKANDALDAN ÖTE, ULUSLARARASI BÜYÜK BİR SUÇ İDİ…
Bunu yapanlar teröre yardım ve yataklık yapmanın yanı sıra resmen terörün içerisinde oluyordu.
Belli ki bu helikopterler PKK’ya aitti.
Yani birileri bu helikopterleri teröristlere vermişti, hem de eğitimi ile birlikte…
Sadece motor seri numaralarına bakarak dahi helikopterlerin ne zaman, kime satıldığını bulmak da kolaydı.
O zaman bir çıkar yol bulmak lazımdı.
PKK teröristti ama onun Suriye’deki alt markası YPG, daha doğrusu uluslararası meşruluk kazandırılmaya çalışılan ismiyle Suriye Demokratik Güçleri (SDG) terörist değildi.
Hem de SDG güya DEAŞ’a karşı mücadele ediyordu.
Öyle de yaptılar...
SDG maskeli PKK, “15 Mart akşamı Süleymaniye’ye doğru hareket halindeki iki helikopterin kötü hava koşulları nedeniyle düşmesi sonucu Şervan Kobani komutasındaki dokuz kişinin öldüğü, hava aracındakilerin ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı koalisyon kapsamında görev yaptığı” şeklinde açıklama yaptı.
Ancak Duhok’un Çemanke kasabasında düşen helikopter dışında ikinci aracın nereye düştüğüne dair bilgi vermediler.
Fakat bu açıklamalar tümü ile saçmalıktan ibaretti ve aslında YPG ve SDG’nin PKK ile aynı yapı olduğunun açıkça itirafı niteliğindeydi.
“PKK EŞİTTİR SDG VE YPG” İTİRAFI
Zira IKYB ölenlerin PKK’lı olduğunu açıkladığına göre, SDG de bizim elemanlarımız diyorsa, o zaman PKK eşittir SDG ve YPG!
Hem Suriye Demokratik Güçleri'nin Irak’ta ne işi olabilir ki?
Hem de gizlice Süleymaniye ve Duhok’a ve hatta Kandil’e niye gitsinler ki?
Irak’ın kuzeyinde DEAŞ ile ne mücadelesi yapıyorlardı?
ABD bunları güya Suriye için kurmamış mıydı?
Hani bunlar Irak’ın kuzeyinden ve PKK’dan bağımsız Suriyelilerdi?
Peki bu helikopterler IKYB ve Irak hükümetinin bilgisi olmadan nereye ve ne için gelmişlerdi?
Bu helikopterleri bu teröristlere kim ve neden vermişti?
Böyle gizli gizli terörist eylemler planlayıp, vekâlet savaşları yapsın diye mi?
ABD’NİN BU TERÖRİSTLERE HELİKOPTER PİLOTLUĞU EĞİTİMİ VERMESİ YENİ DEĞİL
24 Kasım 2022 tarihli “Pençe-Kılıç sadece PKK/YPG'ye mi darbe?” ve 28 Kasım 2022 tarihli “Hedef Türkiye olunca tüm düşmanlar dost oluyor!” başlıklı köşe yazımda ABD’nin bu teröristlere helikopter pilotluk eğitimi verdiğini tarih ve belgeleri ile yazmıştım.
Ama olay sonrası ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, Amerikan kuvvetlerinin Suriye’de SDG ismini kullanan PKK/YPG’ye helikopter eğitimi verip vermediklerine ilişkin soruya “Bildiğim kadarıyla hayır” cevabını veriyor, yani inkâr ediyordu.
Hatta Türkiye’de bile “Olamaz canım, PKK’nın helikopteri olamaz, olsa da PKK’lı teröristlere kim pilotluk eğitimi verecek” diyenler oldu.
Anlaşılan bu konulardaki gelişmeler ve yaşananlar öyle sistematik ve bütüncül takip edilmiyordu.
O zaman biz şimdi ABD’nin PKK’ya pilotluk dâhil, nasıl helikopter eğitimleri ve hatta helikopterler verdiğine dair açık kaynaklara yansıyan bilgileri kronolojik olarak hatırlatalım:
- 2017 yılında Amerikan Military Times Dergisi, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde kümelenen PKK/YPG’ye özel kuvvetler eğitimi verdiğini ve bu eğitimin PKK/YPG’ye sözde özel kuvvetler grubu kazandırmayı hedeflediği belirtilmişti. Ayrıca ABD’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki PKK/YPG’lilere pilotluk eğitimi verdiği de söylenmişti [1]. ABD’li yetkililer ise pilotluk eğitimi vermediklerini iddia etmişlerdi.
- 28 Mart 2021’de ise ABD’nin sürekli reddettiği bu iddiayı bizzat PKK/YPG’liler ABD’nin kendilerine pilotluk ve uçar birlik harekâtı eğitimi verdiğini övünerek dünyaya duyurdular.
- ABD, Türkiye'nin sınırına yakın bir bölgede PKK/YPG ile askeri manevralar yapıyor ve terör örgütüne havacılık eğitimi veriyordu...
- ABD'li pilotlar PKK/YPG'ye iki adet helikopter tahsis etmişti (muhtemelen düşen helikopterler de bu helikopterler).
- ABD’nin PKK/YPG'li teröristlerden oluşan bir havacılık birimi oluşturmak istediği söyleniyordu...
- PKK, ABD'den temin ettiği cayrokopterlerin kullanımı için ABD'li askerlerden eğitim alıyordu...
- PKK temin ettiği paramotorları kendisi üretmeye başlamış, ABD ve koalisyon güçlerinden de bu konuda teknik ve lojistik destek alıyordu...
- ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri Suriye'nin kuzeydoğusunda paraşütle atlama ve hava indirme tatbikatı yapıyor ve bu tatbikata PKK/YPG'li teröristler de katılıyordu...
- SDG adı altında terör örgütü PKK ile ABD arasındaki ortak devriye yeniden başlıyor ve Deyrizor'da iki devriye yapılıyordu.
Yani artık “kral çıplak.”
TÜRKİYE BUNLARIN HEPSİNİN İPLİĞİNİ PAZARA ÇIKARABİLİR!
Kanaatimce Türkiye bu büyük pisliğin üzerinin örtülmesine izin vermemeli ve kendisi tüm gücü ile bu “büyük uluslararası suçun” tüm dünya tarafından görülmesi için tüm hukuk ve diplomasi kapasitesini ve gücünü kullanmalıdır.
Bu olayda Türkiye’nin:
- “PKK eşittir SDG/YPG” gerçeğinin “kör göze parmak” şeklinde ortaya çıktığını,
- SDG şapkalı PKK’nın Irak’ın kuzeyinde sobelendiğini,
- Sözde görev ve sorumluluk sahasında içerisinde olmayan Irak’ın kuzeyinde SDG’nin ne aradığının izah edilemeyeceğinin,
- Zaten IKYB’nin bu helikopterlerde bulunanların PKK’lı olduğu açıklamasının oynanan tiyatroyu gözler önüne serdiğini,
- SDG adı altında yapılan yardımların PKK’ya yapıldığının görüldüğünü,
- SDG ile iş birliği yapan ve SDG’ye destek verenlerin teröre destek ve terörist ile iş birliği yaptığının belgelendiğini BM’ye, NATO’ya, AB’ye ve tüm dünyaya tüm gücüyle anlatmasının, konu hakkında soruşturmalar yapılmasını talep etmesinin tam zamanıdır.
BAZEN DİPLOMASİ VE HUKUK SİLAHTAN DAHA GÜÇLÜDÜR
Helikopterleri satan Fransız firması ve bu helikopterleri PKK/SDG’ye veren devlet hakkında ağır tazminat davalarının yanı sıra Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde ilgili devletler, firmalar ve kişiler hakkında ceza davası açmak için de elimiz son derece kuvvetli hale gelmiştir.
Bazen diplomasi ve hukuk, silah kullanmaktan daha etkili sonuçlar doğurur.
Bu tür diplomatik ve hukuki hamleler muhatap devletlerde yönetimler değiştirebilir, istifalara neden olabilir ve hatta hükümetleri düşürebilir. Tarihte bunun birçok örneği vardır.
Bununla birlikte firmalar aleyhine açılacak tazminat davaları firmaların iflasına neden olabilir.
Böylece “ağızlarına biber sürülür.”
Bu nedenle diplomatlarımıza ve uluslararası konularda uzman hukukçularımıza büyük iş düşüyor.
Türkiye düşmanlarını kazdıkları kuyuya düşürmek için ha gayret!
Kaynak: