Suriye, “Türkiye modeli” ile ayağa kalkacak

Suriye’de birçok muhalif gruba öncülük eden, Suriye Geçici Hükümet Başkanı Abdurrahman Mustafa ile telefonda görüştüm. Kendisi o esnada “operasyon odasında” idi.

Başkan Mustafa son durumu şöyle anlattı:

-14 yıldır halkın iradesi yoktu ve katliamlar oldu. Ama halkın iradesinin kırılmadığını herkes görmüş oldu.

-Şam'a gitme durumum şu an için erken, çünkü Münbiç bizim için Şam kadar önemli. Terör örgütü bitmeden Şam'da istikrar olmaz.

-Türkiye'deki Suriyeliler'in dönüşü hızlanacak. Talebin fazla olduğunu biliyoruz.

-Operasyon çok büyük, gidişler de büyük olacak.

-Diktatör gitti, Yeni Suriye'nin inşası başlayacak.

-Türkiye'nin ve Türk milletinin desteği olmadan inşa süreci olmaz.

-Devletlerin de destek olması gerekiyor, ama esas olan Türkiye'dir.

-Şam'da Türkiye modelini uygulayacağız. Türkiye'deki gibi seçimlere girip kim kazanırsa onunla devam diyeceğiz. İlk etapta devlet kurumlarını muhafaza ederek herkesi kapsayacak bir geçiş hükümeti veya bir meclis kurulur.

-Suriye şehirlerine Türk bayraklarını Suriyeliler gönüllü olarak astılar.

-Esas iş şimdi başlıyor.

-Kamplarda doğanlar için özgürlük dönemi başlıyor. Devrimin prensipleri olan etnik ve dini ayrımsız dönem başlayacak.

-Her şeyimize katlanan Türk milletine teşekkür ediyoruz.

“SURİYE BÖLÜNECEK Mİ?”

Bugüne dek, “Suriye’den bize ne?” diyenler, “Suriyeliler gitsin” diyenler, “Araplar bizim meselemiz değil” diyenler birdenbire “Suriye bölünecek” diye bağırmaya başladılar. Siz hayırdır gerçekten, size ne oldu? Hiç dert etmiyordunuz. Birden aydınlanma mı geldi?

Bakalım:

-Tel Rıfat ve Münbiç’te "Terör devleti" kurulacaktı; yapamadılar.

-Şam'da işkenceci rejim vardı; devrildi.

-Fırat'ın Batısı "ortak güçler" tarafından kirli örgütlerden temizlendi.

Hülâsa; 13 yıldır paramparça olup bölünen Suriye esas şimdi birleşiyor.

Birilerinin derdi işte bu “birliği” yok saymak!

“YUMUŞAK GÜÇ”

Milyonlarca Suriyeli, şimdi Suriye topraklarında Türkiye'nin yumuşak gücü olacak.

Milyonlarca Suriyeli artık Türkçe de biliyor.

Sınır ötesinde Türk bayrağını seven, Türk dilini öğrenen milyonlar var.

Zordu; ama oldu!

Büyük Devlet olmak budur.

“KAYBEDENLER”

ABD, İsrail, Rusya, İran ve bazı Avrupa ülkeleri kaybetti.

PKK/YPG “ağababalarına rağmen” kaybetti, terör koridoru yıkıldı.

“Suriyeliler kardeşimizdir” dediğimizde “Al evinde besle” diyen insanlık dışı kişiler kaybetti.

Esed'le beraber Türkiye'de Suriyeliler üzerinden ırkçılık yapanlar da düştü!

Garibanlarla, mazlumlarla uğraşıp durdunuz, yazıklar olsun!

“Filistin bizim meselemiz değil” diyenler kaybetti.

Türkiye’de başta CHP ve Zafer Partisi’nin politikalarının yanlışlığı ortaya çıktı.

Özgür Özel hâlâ “Esed’in elini sıkalım” diyordu.

“Dış politikada biriz” diyen Özgür Özel süreci yönetemedi.

Esed’e seslenip; “Türkiye sana el uzattı, gel bunu geri çevirme” diyeceğine maalesef Başkan Erdoğan’ı adeta hedef alıp, “Esed’le görüşsene” deme hatasına düştü.

“TÜRKİYE İSTİHBARATI HER YERDE”

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) uzun süredir saha hâkimiyetini korudu.

Esed’in düşmesinden tutun, Suriye’deki onlarca örgüte kadar kimin nerede olduğunu istihbaratımız biliyor.

MİT, bütün muhalif grupların ne olduğunu iyi biliyor.

Heyeti Tahrir Şam /HTŞ) şu anda “radikal bir pozisyon” almadı. Muhtemelen Türkiye ile de işbirliği yapacak ve atacağı adımları ona göre belirleyecek.

Sahada yaptığım görüşmelerden edindiğim izlenim: Bu kadar karmaşanın ve onlarca örgütün olduğu Suriye’de böyle bir planlamayı Türkiye dışında hiç kimse yapamaz.

SON SÖZ: Türkiye, Türkiye’den büyüktür.