Tatilde bitmeyen üç korku dolu gece!

Yunanistan’ın Rodos Adası’ndaki yangının görüntülerini izleyince aklıma 2021 yılında ciğerlerimizi dağlayan Marmaris yangını geldi. Üç gün orada yaşadıklarım bir bir gözümün önünden geçti. Biz hâlâ o psikolojiyi ailece atlatamadık...

Yunanistan'ın Türkiye'ye yalnızca 400 km uzaklıkta bulunan Rodos Adası’nda çıkan orman yangınında söndürme çalışmaları yedinci güne girerken, ülkedeki Korfu Adası'ndan da yangın haberi geldi. Her iki bölgede alevler evlere ve otellere ulaştı. Turistler ve yerel halk yangınla mücadele ediyor, ancak şiddetli rüzgârlar alevlerin hızla yayılmasına neden oluyor. Yaklaşık 40 bin kişi evlerinden ve otellerden tahliye edildi.

Fotoğraf: Serhat Kerenciler

MARMARİS’E TATİLE GELMİŞTİK

Nasıl unutulur 2021 Temmuz’unda Marmaris’te çıkan ve tüm bölgeyi saran o alevler. Rodos yangınında yaşananları izleyince o anlar aklıma geldi. Çünkü ben de Marmaris’teydim. Eşim, kızım, yakın dostum Dr. Nafiz Karagözoğlu ve ailesiyle Marmaris’e, artık evimiz gibi olan Orka Lotus Beach Otel’e gelmiştik.

Otel'in sahibi Torunoğulları ailesiyle çok yakın dostluğumuz var. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Turgut Torunoğulları’nın yaptığı EDELSTAAL Group International, Marmaris ve Fethiye’deki yatırımlarıyla Türk turizmine büyük katkı sağlayan bir firma. Yangının küçük küçük başladığı anlarda Marmaris’e gelmiştik.

Fotoğraf: Serhat Kerenciler

DENİZ SİMSİYAH OLMUŞTU

Yangın uzak bir bölgedeydi. Bize gelmesi zor diye düşünerek ilk gün rahat bir akşam geçirdik. Ertesi gün saat 14.00 gibi plajda oturuyorduk. Otelin hemen arkasındaki ormanlık alan kızarmaya başlamıştı. Hafiften gerilmeye başladık. Turgut Torunoğulları ve Serhat Kerenciler ile sürekli arkaya doğru bakarak yangının boyutunu anlamaya çalışıyorduk. Saat 15.00 sıralarında denizin üzeri simsiyah olmuştu. Helikopter sürekli su alıyordu denizden. Üzerimize küller yağıyordu.

Fotoğraf: Serhat Kerenciler

BU BİR HORTUM

Ve bir anda sert bir rüzgâr çıktı. Her şey uçuşuyordu. O anda paniğimiz başladı. Biz ve Turgut Abi’nin ailesi hızla merkeze doğru koşmaya başladık. Bir hortum oluşmuştu. Ben bunu helikopterin çıkardığı rüzgâr sandım. Sonradan öğrendim ki yangınlarda bir hortum oluşurmuş. Sahil şeridinden herkes kaçıyordu. Yaklaşık 3 kilometre sonra bir otelin önünde durduk. Nefes, nefesiydik. Çocuklar korkudan ağlıyor, yaşlıların artık ayakta duracak gücü kalmamıştı. Ne yapacağımızı bilemediğimiz bir psikoloji içerisine girmiştik.

Korktuğumuz olmuştu. Yangın otelin çevresini sarmıştı. Ruhen çökmüş, korku içerisindeydik. Bir gezi teknesi kiraladık. Ailelerimizi içerisine yerleştirdik. Nafiz Hocam tekneyi koordine ediyordu. Orada bile fırsatçılık konuştu. 3 liraya anlaştığımız tekne bir anda 5 lira oluvermişti. O noktadan sonra yapacak bir şey yoktu. Kadın ve çocukları tekneye bindirdik. Denizin ortasına doğru açıldı. Onlar en azından güvendeydi. Otelden de yiyecek içecek gönderildi.

Fotoğraf: Serhat Kerenciler

KORKU FİLMİ Mİ BU?

Asıl iş şimdi başlıyordu. Yangınla mücadele etmemiz gerekiyordu. Her yer kızıla dönmüştü. Sanki korku filmi çevriliyordu Marmaris’te. Otelin su depoları oldukça büyüktü. Artık savaş başlıyordu. Hava kararana kadar helikopterler ve yangın söndürme uçakları destek verdi. Ama artık hava kararmıştı ve uçamıyorlardı.

Şimdi sıra bizdeydi. Otelin fedakâr personeli ve bizler yangını durdurmak için mücadeleye başladık. Serhat Kerenciler ara ara drone kaldırarak tepeden son durumu görüntülüyordu. Bazılarımız küreklerle, bazılarımız hortumlarla yangının aşağıya inmesini engellemeye çalışıyorduk. Doğanın hışmıyla mücadele hiç kolay olmayacaktı.

Fotoğraf: Serhat Kerenciler

TOMA’LAR DEVREDE

Gece, dönemin Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ve Muğla İl Emniyet Müdürü Suvat Dilberoğlu, Marmaris İlçe Emniyet Müdürü Oktay Kapsız da yanımıza gelmişti. Suvat Müdür, polis TOMA’larını yangın bölgesine sevk etti. TOMA’lar gece hiç durmadan yangına müdahale ettiler.

Fotoğraftakiler: Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Özkan Tamirak ve Turgut Torunoğulları

Artık ayakta duracak halimiz kalmamıştı. İtfaiye ve belediye ekipleri ara ara gelip Orka Otel’in depolarından su çektiler. Marmaris halkı, otelcileri omuz omuza savaşıyordu. Devlet-millet el eleydi. Yanan bizim millî servetimiz, ciğerlerimizdi.

Otelin bahçesinde yerde bitkin düşmüş bizler biraz olsun uyumaya çalıştık. Gün ağarmıştı. Artık uçaklar havadaydı. Ama tehlikeye sürüyordu. Ormandan füze gibi fırlayan kozalaklar sağa sola alev taşıyordu. Bir an bile dikkatimizi dağıtmamıza izin yoktu. Bizi tek rahatlatan ailemizin güvende olmasıydı.

O PSİKOLOJİYİ ATLATAMIYORUZ

Ben sadece üç gününe tanık oldum o yangının. Haftalarca sürdü. Binlerce canlı hayatını kaybetti. Çok şükür kazasız atlatmıştık. Ama bizlerde derin bir yara bıraktı. O gün beş yaşında olan kızım Ece Nil, o tarihten itibaren ambulans ve helikopter sesinden korkar oldu. Ve biz hâlâ bu psikolojiyi yenmeye çalışıyoruz. Allah bir daha böyle felaketler yaşatmasın. Umarım Yunanistan’daki yangınlarda bir an önce söndürülür.