TBB'den itidal çağrısı
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Seçim İstanbul'da tekrarlanacak ama tüm ülke sathında yaşanacaktır. Bu sebeple tüm siyasi partilerin, adayların ve vatandaşlarımızın hiçbir gerginliğe yer vermeden bu zor süreci büyük bir olgunlukla yürütmesini bekliyoruz." dedi.
Feyzioğlu, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) İstanbul seçiminin iptali ve yenilenmesi kararına ilişkin TBB'de yaptığı basın açıklamasında, kararın kamu vicdanını son derece rahatsız ettiğini söyledi.
Seçimin iptalinin, usulsüz veya sahte seçmen yazımına dayandırılmadığını ve kısıtlı seçmen iddialarının reddedildiğini kaydeden Feyzioğlu, YSK'nin bazı sandıklarda sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olmamasına ve bazı sandıklarda da kamu görevlisi üyesinin bulundurulmamasına dayandırıldığını hatırlattı.
Feyzioğlu, YSK'nin seçim takviminde, sandık kurullarının usulsüz oluşturulduğu gerekçesiyle tam kanunsuzluk itirazının 2 Mart'a kadar yapılabileceğinin yazdığını anımsatarak, Kurulun kendi ilan ettiği takvime uymama gerekçesini Türk milletine açıklamak zorunda olduğunu dile getirdi.
"YSK, kendi sorumluluğunu kendisi üstlenmelidir"
YSK'nin yerleşik kararlarına göre, seçimden sonra sandık kurulu başkan ve görevlilerinin, görevlerini kötüye kullanmasının suç oluşturması halinde bu kişilerin cezalandırılabileceğini ancak bu durumun seçimin iptaline neden olamayacağını aktaran Feyzioğlu, YSK'nin bu yerleşik kararının neden sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle sınırlı kaldığını sordu.
Feyzioğlu, ilçe seçim kurullarınca sandık kurulu başkanlarının ve sandık kurullarında görev yapacak kamu görevlilerinin belirlendiğine işaret ederek, "YSK, eğer böyle bir kamu görevlisi olmayan kişilerin sandık başkanı yapılması durumu varsa, kendi sistemi içinde gerçekleşmiş bu hatayı nasıl olur da seçmene yükler? YSK, kendi sorumluluğunu kendisi üstlenmelidir." diye konuştu.
Feyzioğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"YSK'nin, usulsüz belirlendiğini iddia ettiği başkan ve üyelerin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine nasıl olup da hile karıştırdıklarını delillendirmesi gerekir. Böyle bir delil yoktur. Böyle bir delile kararda yer verilmemiştir. Dolayısıyla varsayımlar hem de çok uzak varsayımlar üzerinden karar verilmiştir. Üstelik sandık kurullarına itiraz süreci tam 2 ay önce tamamlandığı halde. İlçe seçim kurulları tarafından usulsüz atandıkları iddia edilen bu görevlilerin seçimlere müdahaleyi nasıl yaptıkları gerekçelendirilmelidir. Kamuoyunun bundan haberi yoktur. Seçmen, seçim sonucuna, iddia konusu sandık kurulu başkanlarının değil bizzat YSK'nin müdahale ettiği inancındadır. Bu inanç maalesef demokrasi açısından, Türkiye'nin demokrasisi, geleceği açısından son derece tehlikelidir. Bu sorumluluk YSK'ye aittir."
"Seçim sistemi ağır bir şekilde yaralandı"
YSK tarafından seçim sisteminin ağır bir şekilde yaralandığını söyleyen Feyzioğlu, kararın oy birliğiyle verilememiş olmasının kamu vicdanında oluşan derin yaranın, YSK'nin kendi içinde de oluştuğunun kanıtı olduğunu kaydetti.
Feyzioğlu, kararın oy çokluğuyla çıkmış olmasının ileriye dönük umutları yaşattığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Seçim İstanbul'da tekrarlanacak ama tüm ülke sathında yaşanacaktır. Bu sebeple tüm siyasi partilerin, adayların ve vatandaşlarımızın hiçbir gerginliğe yer vermeden bu zor süreci büyük bir olgunlukla yürütmesini bekliyoruz. YSK'nin hukuk mantığını zorlayan kararı, sadece Türkiye üzerine nice senaryolar yazan ve oynayan küresel güçler ile onların ülke içindeki tetikçilerini sevindirmiştir. Türkiye demokrasisinin aldığı ağır yara; ülkemizi karıştırmak, bölmek, sınırlarımız ötesindeki menfaatlerimizi koruyamaz hale getirmek isteyenlerin işine yaramıştır. O halde bu sevinci, bu çevrelerin kursağında bırakmak ancak seçim sürecini olgunlukla geçirmemize bağlıdır. Milletimizin sağduyusuna inancımız tamdır."