TİM Başkanı Gülle: Lojistik merkezler daha da önem kazanacak

23. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, daha yüksek hacimli ürünlerin ihracatında lojistik merkezlerinin yeni dönemde daha da önem kazanacağını belirtti.

Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, daha yüksek hacimli ürünlerin ihracatında lojistik merkezlerinin yeni dönemde daha da önem kazanacağını belirtti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, daha yüksek hacimli ürünlerin ihracatında lojistik merkezlerinin yeni dönemde daha da önem kazanacağını belirterek, “Yeni dönemde ülkemize yönelen talebe tam anlamıyla cevap verebilmemiz için üretim kapasitemizi geliştirmemiz gerekmektedir. Türkiye üretimde sürdürülebilirlik ilkelerini azami benimsemeli ve yeşil ekonomiye ağırlık vererek ihracatımız bu alanda belgelenmelidir.” dedi.

Gülle, Marmara Grubu Vakfı'nın online olarak düzenlediği 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, zirvenin dünya ekonomisi ve dünya siyasetinin çok önemli dönüşümler yaşadığı bir dönemde gerçekleştiğini vurguladı.

Tüm dünyada üretim çarklarının durduğu, ticaretin olağanüstü boyutlarda daraldığı bir dönemin geride kaldığını ifade eden Gülle, “Türk ihracatçısı, bu zorlu dönemde dahi üretim kabiliyeti ve tecrübesiyle, günün şartları neyi gerektiriyorsa onu üretmiş, 207 ülkeye başarıyla ihracat gerçekleştirdi” diye konuştu.

Gülle, küresel tedarik zincirlerinde halihazırda devam eden dönüşüm sürecinin pandemiyle birlikte daha da hızlandığının altını çizerek, “Özellikle gelişmiş ülkelerin sanayi malları ithalatında Çin’e olan yüksek bağımlılığı ve bu durumun yarattığı riskler, küresel ticarette yeni bir dönemi tetiklemektedir.” ifadelerini kullandı.

ABD ve AB ile diğer gelişmiş ülkelerin Çin’den olan ithalatlarını azaltmayı ve diğer ülkelerden daha çok ithalat yapmayı planladığını aktaran Gülle, başta tekstil ve hazır giyim sektörü olmak üzere çok sayıda sektörde Türkiye’den Çin’e ikame mal tedariki arayışlarının başladığını aktardı.

Gülle, daha yüksek hacimli ürünlerin ihracatında lojistik merkezlerinin yeni dönemde daha da önem kazanacağına işaret ederek, “Yeni dönemde ülkemize yönelen talebe tam anlamıyla cevap verebilmemiz için üretim kapasitemizi geliştirmemiz gerekmektedir. Türkiye üretimde sürdürülebilirlik ilkelerini azami benimsemeli ve yeşil ekonomiye ağırlık vererek ihracatımız bu alanda belgelenmelidir.” dedi.

"Yeni dönemde e-ihracat pastadan daha büyük pay alacak" 

Bu yılın ilk altı ayında, geçen yılın aynı dönemine göre e-ticaret hacminin yüzde 64’lük artışla 91,7 milyar dolara ulaştığını anımsatan Gülle, bu istatistiğin yeni dönemde e-ihracatın pastadan daha büyük pay alacağını gösterdiğinin altını çizdi.

Gülle, bu yıla da tazelenmiş bir rekor hedefiyle girdiklerini ve yılın ilk iki ayını hedefin üzerinde tamamladıklarını hatırlatarak, “Ancak mart ayı ile birlikte pandemi dünya ticaretinde benzeri az görülmüş bir daralmaya neden oldu. Eylül ayında ihracatımız rekor kırarak, 16 milyar 13 milyon dolara ulaştı.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin de küresel tedarik zincirlerindeki yeniden yapılanmadan azami faydalanmayı hedeflemekte olduğuna işaret eden Gülle, şunları kaydetti:

"Türkiye, Çin’e alternatif bir tedarikçi olarak öne çıkmaktadır. Bu iki ana eğilim küresel pazarlarda Türkiye ile Çin’i rakip haline getirmiş gibi görünmektedir. Ancak günümüz koşulları artık keskin bir rekabeti değil iş birliklerini ve iş birlikleri ile rekabeti zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye ve Çin her alanda enerjilerini rekabete değil iş birliklerine harcamalıdır. Bir Kuşak Bir Yol projesi de Türkiye ile Çin arasında yeni dönemde tesis edilecek iş birliklerinde en önemli unsur olarak kullanılmalıdır." 

"Türkiye ve İstanbul salgında pozitif olarak ayrıştı"

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da tüm insanlık olarak sağlığın ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığı bir dönemden geçildiğini belirterek, "Bütün üretim, sanayi, ticaret, ekonomi ve kültür endüstrileri durma noktasına geldi. Oluşturduğumuz bütün standartlardan vazgeçip tavizler verdik. Sağlığımızdan emin oluncaya kadar bu minvalde yaşamaya devam edeceğiz. Ekonomik göstergeler bütün ülkelerde dalgalanmalar gösterirken, ülkemiz ve İstanbul'umuz pozitif olarak ayrıştı." dedi.

Yerlikaya, Türkiye'nin insan odaklı ekonomisi, yardımlaşma ve dayanışma ruhuyla diğer ülkelerden farklılaştığını anımsatarak, "Şehir hastaneleri sayesinde kapasite sorunu yaşanmadı. Tıbbi malzeme arzında kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın ötesinde başka ülkelere yardım ulaştırdık. Tüm tedaviler ücretsiz verildi ve verilmeye devam ediyor. Tedarik zincirinde ya da mal arzında kopukluk yaşanmadı ve ihtiyaç sahiplerine de dayanışmayla ulaşıldı." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin bu dönemde istihdam teşvikleri, kısa çalışma ödenekleri, vergi kolaylıkları ve kredi imkanlarıyla ekonominin çarklarını sürekli çalıştırdığına işaret eden Yerlikaya, "Yeni ekonomik düzen için bir takım öngörüler var ama netleşmiş bir düzen olduğunu söyleyemeyiz. Alıştığımız gibi olmasa da bu fırtınalı denizin bir limanı mutlaka olacak. Göstergelere bakılınca İstanbul'daki ekonomik seyri görebiliyoruz. Bütün sektörlerle birlikte gayret sarf ediyoruz." diye konuştu.

"Anadolu’yu üretim üssüne dönüştürmeliyiz" 

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe ise moda endüstrisinde tedarik zincirinin değiştiğini belirterek, hazır giyim markalarının uzaktan tedarikin ve uzun dönemli stok yapmanın sakıncalarını salgın döneminde yaşayarak gördüklerini ifade etti.

Gültepe, Avrupalı markaların, ürünlerini yakın bölgeden en az stokla ve hızlı döndürebilecekleri ülkelerden tedarik edeceklerini kaydederek, bu yeni durumun Türkiye’ye büyük bir avantaj sağladığını vurguladı.

Hazır giyim ihracatının yüzde 70’e yakın bölümünü AB ülkelerine ve İngiltere’ye yatıklarını anımsatan Gültepe, “Yeni dönemde AB pazarında payımızı artırabiliriz. Diğer taraftan Çin ile ticaret savaşı nedeniyle ABD’den Türkiye’ye bir yönelim var. ABD hazır giyimde 100 milyar dolarlık devasa bir pazar. 9 ayda toplam hazır giyim ihracatımız yüzde 8,7 azalırken ABD’ye ihracatımız yüzde 20 arttı. Biz yeni durumu fırsata çevirip ABD’ye ihracatımızı önce 1,5 milyar dolara, orta vadede de 5 milyar dolara çıkarabileceğimize inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Gültepe, Avrupalı markalar için daha kısa aralıklarla koleksiyon hazırlanması gerektiğine dikkati çekerek, “ABD’li markalar için büyük üretim ölçeğine sahip yeni fabrikalarla kapasite yaratmalıyız. Yol haritamızı oluşturan Dört Dörtlük Plan’da da dediğimiz gibi İstanbul’u moda merkezine, Anadolu’yu üretim üssüne dönüştürmeliyiz.” açıklamasına bulundu.

Sonraki Haber