TÜM SEÇİMLERİ BİLEN BETİMAR’IN SON ARAŞTIRMASI! Suriye’deki gelişmeler AK Parti ve Erdoğan’ın oyunu nasıl etkiledi?

Kamuoyu araştırma şirketi BETİMAR’ı duymayan yoktur sanırım.

2018 yılından itibaren, son seçim dâhil Türkiye’de yapılan tüm seçimleri neredeyse kılı kılına bilen şirket. Başındaki isim de Gürkan Duman.

Gürkan bey dün gece yarısı bana Suriye’de olan bitenin ardından yaptıkları son kamuoyu araştırmasını gönderdi. Pek çok gazeteci arkadaşımız bu anketin kimi bölümlerini paylaştı ama ben daha geniş çaplı analizini yapmaya çalışacağım.

Toplam 1750 kişiyle 26 ilde yapılan bir anket bu.

Ankette pek çok soru ve verilen yanıtlardan çıkan sonuçlar var. Ama önce en GÜNCEL olandan başlayalım. Yani Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarından.

SURİYE’DEKİ GELİŞMELERİN TÜRKİYE’YE YANSIMALARI

Bu araştırmanın en dikkat çekici yanı şüphesiz, HTŞ ve Suriye Milli Ordusu’nun 61 yıllık Baas rejimini ve bir despot olan Beşar Esad’ı devirişinin üzerinden yapılan ilk kapsamlı anket oluşu.

Öncelikle muhaliflerin diktatör Esad ve rejimini devirişini seçmenlerin yüzde 72,1’i OLUMLU bulmakta. Bir fikir birliği var. Ama ilginç biçimde olumsuz bulan yüzde 19,7’lik bir kitle de var. Fikri olmayanlar yüzde 8,2…

Bu sonuçta halkın neredeyse görüş birliği içinde olması. Ancak OLUMSUZ bulan yüzde 19,7’lik kitlenin içine girdiğimizde ne göreceğimiz de önemli. BETİMAR bunun alt sorularını yöneltmemiş. Misal bu kitlenin ne kadarı Alevi, DEM’i destekleyen Kürt, laiklik hassasiyetleri yüksek CHP’li seçmen. Çünkü HTŞ’nin kamuoyu nezdinde bir şeriatçı ve Türkiye tarafından bile “terör örgütü” olarak tanınan bir örgüt oluşu bu kanaatin oluşmasında belirleyici bir rol oynayabiliyor. Ama öte yandan Erdoğan karşıtlığı üzerine kurgulanmış bir siyasetin yansıması olarak muhalif seçmende ne yapılırsa yapılsın hep kötüdür anlayışının egemen olması da bir başka etken. Bu ruh hali diğer soruların cevaplarında da kendini hissettirmekte. Bu konuda başka sorular da var ve hepsi birbirinden önemli.

SURİYE’DE YAŞANAN GELİŞMELER İLE İLGİLİ TÜRKİYE’NİN İZLEDİĞİ POLİTİKAYI (STRATEJİYİ) NE KADAR BAŞARILI BULUYORSUNUZ?

Başarılı: Yüzde 44

Kısmen başarılı: Yüzde 25,7

Başarısız: Yüzde 22,6

Fikrim yok: Yüzde 7,7

SİZCE SURİYE’DE HUZUR VE GÜVEN ORTAMI SAĞLANABİLİR Mİ?

Evet sağlanır: Yüzde 62

Hayır sağlanmaz: Yüzde 32

Bu sorunun cevabında da kötümserler devreye giriyor ve olumsuz anlamda fikir beyan edenlerin yüzdesi artarak yüzde 32’ye kadar ulaşabiliyor. Ama yine de durumdan iyimser olanların sayısı epey yüksek. Başarılı ve kısmen başarılı bulanların toplamı yüzde 69,7 ile çok yüksek bir oran.

YAŞANAN BU SON GELİŞMELERDEN SONRA, SİZCE TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİ SIĞINMACILAR ÜLKELERİNE DÖNER Mİ?

Evet dönerler: Yüzde 25,5

Bir kısmı dönse bile büyük kısmı dönmez: Yüzde 60,1

Hayır dönmezler: Yüzde 12,7

Bu cevapta seçmenlerin objektif olmaya çalıştıklarını ve reel durumu mevcut koşullardan yola çıkarak değerlendirmek istediklerini anlıyoruz. Yüzde 60,1 oranındaki kitlenin kendilerince mantıklı bir şıkkı tercih etmelerindeki neden bu olsa gerek.

SURİYELİ SIĞINMACILAR ÜLKELERİNE DÖNER İSE TÜRKİYE EKONOMİSİ SİZCE BU DURUMDAN NASIL ETKİLENİR?

Olumlu yönde etkilenir: Yüzde 66,9

Hiçbir etkisi olmaz: Yüzde 17,4

Olumsuz etkilenir: Yüzde 12,2

Yukarıdaki yanıtların alt okuması şu. Kemal Kılıçdaroğlu döneminden başlayarak hem CHP hem İyi Parti’nin sığınmacı düşmanlığına varan söylemleri, bu nefret üretiminin “Onlar yüzünden ekonomimiz bozuldu, işsizlik arttı” gibi temel altyapısı olmayan noktalara vardırılması, ardından “Bu piyasada iyi ekmek var” diyen Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’ni kurarak adeta bir Nazi Partisi söylemiyle hareket edip, yalanlar üzerinden, ırkçılıkla Suriyeli sığınmacı nefretini körüklemesinin gelinen noktayı doğurduğu anlaşılıyor. Hükümetin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hatalı söylemlerinin ve sorunu iyi yönetememelerinin de bunda payı hayli yüksek takdir edersiniz. Özellikle hükümetin, o sırada başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nun vizyonsuzluğu yüzünden, vize muafiyeti hayaliyle Geri Kabul Anlaşması’nı imzalayarak ülkemizdeki sığınmacıların Avrupa’ya geçişlerini engellemesi tam bir hayal kırıklığı yarattı.

Gelelim SEÇMEN TERCİHLERİ kısmına. İlk soru şöyle:

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I NE KADAR BAŞARILI BULUYORSUNUZ?

Çok başarılı: Yüzde 24,1

Başarılı: Yüzde 27

Ne başarılı ne de değil: yüzde 19,1

Başarısız: Yüzde 18,2

Bu çok enteresan bir sonuç hakikaten.

Başarılı bulanların oranı yüzde 51,1 ama daha da çarpıcı olan “Ne başarılı ne de başarısız” seçeneği işaretleyenlerin oranı; yüzde 19,1

Bu ne demek? Böyle bir seçeneği işaretliyorsa seçmen, Erdoğan’ın başarısız olduğu konular kadar BAŞARILI olduğu konuların da olduğunun teslim edilmesi anlamına gelen NÖTR bir yaklaşım. Daha da ilginç olan şu ki CHP SEÇMENİNİN YÜZDE 20,5’U ERDOĞAN’I BAŞARILI BULUYOR. Yüzde 23,3’ü de ne başarılı ne başarısız şeklindeki seçeneği işaretliyor. Erdoğan’ı başarılı bulanların seçmen tabanına göre dağılımında Yeniden Refah Partisi’nin seçmenleri yüzde 65,6 oranına ulaşıyor. İyi Parti’de bu oran yüzde 17,5, Zafer Partisi’nde yüzde 25,1, DEM Partisinde ise ilginçtir yüzde 25,6…

Şimdi de beklenen kritik soru:

BU PAZAR BİR MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMİ OLSA OYUNUZU HANGİ PARTİYE VERİRSİNİZ?

AK Parti: Yüzde 33,6

CHP: Yüzde 27,3

DEM: Yüzde 9,8

MHP: Yüzde 9,3

ZP: Yüzde 5,3

İYİ Parti: Yüzde 4,9

YRP: Yüzde 4,2

BETİMAR’IN 14 MAYIS 2023 SEÇİMLERİNDEN SONRA YAPTIĞI TÜM ANKETLERİN SEYRİ

Yukarıdaki tabloya bakıldığında, AK Parti’nin artık kendini toparlayarak yeniden birinci parti haline geldiğini, üstelik CHP ile arasındaki farkı açtığını, CHP’nin ise yeniden eski bulunduğu noktaya doğru gerilediğini görmekteyiz. Bunda da CHP’nin kendi tabanındaki iç çekişmeler, Genel Başkan Özgür Özel’in her konuda, özellikle de son Suriye konuşmalarındaki tutarsızlıkları, acemilikleri, gaf üstüne gaf yapması, Ekrem İmamoğlu’nun kredibilitesini iyice kaybetmesi ve başkanı oldukları kentlerin sorunlarının dağ gibi birikmiş olması önemli etkenler olarak öne çıkmakta.

Ciddi bir ekonomik sıkıntıya rağmen muhalefetin başarısızlığı ve iktidarın yeniden güven kazanmaya başlamış olması bu kamuoyu araştırmasının bize yansıttığı en önemli sonuç olmuş.

Eğer bu araştırma eskaza ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’yi yere göğe koyamayan son konuşmasından sonra yapılsaydı, gerçekten durum çok daha farklı olurdu.