Türkiye’de seçim güvenliği

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) hazırladığı Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi takvimi işliyor.

Türkiye, üç gün sonra beş yıl boyunca görev yapacak cumhurbaşkanı ile 600 kişilik yeni parlamento üyelerini seçecek.

Oy pusulasındaki sıralamaya göre Recep Tayyip Erdoğan, Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu ve Sinan Oğan cumhurbaşkanı adayı olarak yarışacak. Milletvekili seçimlerine 24 siyasi parti ile 151 bağımsız milletvekili adayı girecek.

Türkiye genelinde 973 ilçe, 1094 ilçe seçim kurulunda, 191 bin 884 sandık kurulacak. Toplamda 64 milyon 113 bin 941 seçmen oy kullanacak. 4 milyon 904 bin 672 yeni seçmen ilk kez oy verme heyecanı yaşayacak.

Saat 08.00-17.00 arasında oy kullanma işlemi tamamlanacak.17.00'den sonra gelen seçmen ise oy kullanamayacak. Seçmen bilgi kâğıdının getirilmesi zorunlu değil. Seçmen nerede, hangi sandıkta oy kullanacağını YSK’nın internet sitesinden öğrenip oyunu kullanabilecek. Seçmenlerin, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan resimli ve resmi nitelikteki kimliğini yanında bulundurması gerekiyor.

EVET veya TERCİH mührü basılmayan, birden fazla ittifaka, aynı ittifakta yer almayan parti veya adaya mühür basılan oylar geçersiz sayılacak. Oy pusulasının bütünlüğü bozulacak şekilde zarar görmesi, pusula üzerine mühür dışında veya mühür yerine herhangi bir özel işaretin, isim, imza kaşesi veya parmak izinin basılması da kullanılan oyun geçersiz sayılmasına neden olacak.

Yine oy pusulasının belirgin bir şekilde karalanması, çizilmesi veya işaretlenmesi, zarftan işaret amacı taşıyan herhangi bir madde çıkması halinde de oylar geçersiz sayılacak. Zarfa oy pusulalarından başka hiçbir şey konulmaması gerekiyor, aksi durumda kullanılan oy geçersiz kabul edilecek. Bu genel bilgileri verdikten sonra gelelim en çok tartışılan seçim güvenliği konusuna.

Türkiye’de hem seçmenler nezdinde hem de seçimleri düzenleyen kurumların sandık tecrübesi seçimlerin en önemli güvencesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk çok partili genel seçimi olan 1946 seçimleri adli denetim dışında, açık oy, gizli sayım ve liste usulü çoğunluk sistemi esasına göre yapıldı. Seçimin gerçek galibi Demokrat Parti olsa da sonuç sayısal çoğunluğu iktidar partisi CHP almıştır şeklinde açıklandı.

Dolayısıyla halkın iradesinin hiçe sayıldığı 1946 seçimleri Türk toplumunun vicdanında yara açarak demokrasi tarihimize “şaibeli seçimler” olarak geçti ve CHP’nin siyasi tarihine de leke düşürdü. Sonrasında CHP gerçek anlamda iktidar yüzü göremedi.

Açık oy, gizli sayımla yapılan şaibeli 1946 seçimlerini bir kenara bırakırsak çok partili hayata geçtikten sonraki tarihsel tecrübe, halkın iradesinin gerçeğe uygun biçimde sonuçlara yansıdığını gösteriyor. Süreç şeffaf ve kamuoyunun denetimine açık şekilde yürütülüyor. Bu anlamda Türkiye seçimleri, güvenilirlik konusunda rüştünü ispat etmiştir.

Seçim güvenliğinin sağlanması bakımından halkın işin öznesi ve sorumlusu olması önem arz ediyor. YSK’nın kurumsal kapasitesinin yanında siyasi partilerin seçim güvenliğine dönük yaptığı çalışmalar da milli iradenin sağlıklı şekilde tecelli etmesine katkı sunuyor.

Seçim güvenliği için asıl tehlikeyi seçim güvenliğinin olmadığını ifade edenler oluşturuyor. Oy verdikleri siyasi partinin sandık kurulu üyelerine güven sorunu yaşayarak açıkça bunu ortaya koyuyor. Yani millete güvenmiyor…

Birçok seçimde sandık kurulunda görev aldım. Bu seçimde devletimizin ve milletimizin selameti için TBMM’de en güçlü şekilde yer alması gerektiğini düşündüğüm siyasi parti MHP’nin sandık görevlisi olarak, diğer siyasi partilerin belirlediği temsilcilerle birlikte sandık başında olacağım. Herkes demokrasiye saygı çerçevesinde görevini yerine getirince sorunsuz, hatasız süreç tamamlanıyor. Tecrübeyle sabit…

Sandık kurulunda, milletvekili çıkarmış ve teşkilatı olan beş siyasi parti temsilcileri ve bir kamu personeli görev alıyor. Bu seçimde parti temsilcilerinden ikisi Cumhur İttifakı, üçü Millet İttifakı’ndan oluşacak. Yine müşahitler denetim noktasında sandık başında yerlerini alacak. Böyle denetimin ve şeffaflığın olduğu bir ortamda hile yapmaya kimse cesaret edemez. Seçim sistemimiz, seçimde hile yapılmasına müsaade etmiyor.

Kim aksini söylerse ya seçim mevzuatını bilmiyor ya da seçim sonuçlarını manipüle etme düşüncesine sahiptir. Küçük yerlerde ve kırsal kesimlerde, terör yandaşlarının baskısı ve yarattığı korku iklimi ile kabul edilemez bazı durumlar yaşansa da sonuca etki edecek boyutta olmuyor. Dileriz bu seçimde hiç bu tarz şeyler yaşanmaz. Dolayısıyla seçim güvenliği sorunu var diyerek seçim sonuçlarını provoke edenleri millet affetmez…

14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimlerinin ülkemizin dirliğine, milletimizin birliğine, huzur ve refahına hayırlı ve kalıcı sonuçlar getirmesini diliyorum. Seçimlerin sağduyulu, sakin ve demokratik olgunlukla gerçekleşmesini temenni ediyorum…