Bu hukuksuzluğu protesto ediyoruz
Karaismailoğlu, geçtiğimiz hafta yaşanan izinsiz arama olayına ilişkin konuştu; "Türkiye'nin saygın denizcilik firmalarından birine ait olan ve Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyesi bir ülkenin bayrağını taşıyan bir gemiyi şüpheli ilan edemezsiniz."
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türk bayraklı "ROSELINE-A" isimli ticari geminin açık denizde uluslararası hukuka aykırı şekilde durdurularak aranmasına ilişkin, "Sadece rotasından dolayı Türkiye'nin saygın denizcilik firmalarından birine ait olan ve Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyesi bir ülkenin bayrağını taşıyan bir gemiyi şüpheli ilan edemezsiniz. Aksi takdirde dünyadaki tüm gemileri şüpheli ilan edecek bir gerekçe ortaya koymak mümkündür." dedi.
Bakan Karaismailoğlu, Tekirdağ'da Ulusal Deniz Emniyeti ve Acil Müdahale Merkezini ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, 22 Kasım Pazar günü uluslararası sularda seyir halinde olan Türk bayraklı ticaret gemisine Avrupa Birliği İrini Operasyon Merkezinin talimatıyla bir savaş gemisi tarafından müdahalede bulunulduğunu anımsattı.
Bu müdahalenin, gemi kaptanının savaş gemisi tarafından istenen tüm sefer bilgilerini ileterek iş birliği yapmasına rağmen uluslararası sularda gerçekleştiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, "Bu müdahale, iyi niyetle devletimizin iznini almaya çalışarak değil, bayrak devleti olarak Türkiye'nin rızası olmaksızın, uluslararası hukuka aykırı olarak yapılmıştır. Olay, gemi kaptanı tarafından ilk olarak Bakanlığımızın ana arama kurtarma koordinasyon merkezine bildirilmiştir. İhbarda bulunulduğu ilk andan itibaren Bakanlığımızın merkezi ile gemi arasında irtibat kurularak durum hakkında alınan tüm bilgiler, ilgili kurumlarımız ile anlık olarak paylaşılmıştır." diye konuştu.
Somut bir delil yok
"Şu ana kadar şüpheyi ortaya koyan somut bir delil sunulamadığı gibi, Avrupa Birliği tarafından yapılan açıklamalarda geminin rotasının şüphe sebebi olduğu ifade edilmiştir." diyen Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
"Bu, kabul edilemez bir gerekçedir. Uluslararası hukukta bir gemiye müdahalede bulunabilmeniz için şartlar bellidir. Sadece rotasından dolayı Türkiye'nin saygın denizcilik firmalarından birine ait olan ve Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyesi bir ülkenin bayrağını taşıyan bir gemiyi şüpheli ilan edemezsiniz. Aksi takdirde dünyadaki tüm gemileri şüpheli ilan edecek bir gerekçe ortaya koymak mümkündür. Ticaret gemilerinin seyrüsefer serbestliğinin hiçe sayıldığı bu müdahale yalnızca deniz ticaretini sekteye uğratacak bir hareket olmamıştır. Gemi adamlarımıza suçlu gibi davranılarak bir odaya toplanmışlar ve uluslararası hukuka uygun olmayan tarzda fiziki müdahaleye maruz kalmışlardır."
Karaismailoğlu, pandemi sürecinde vefakar şekilde hizmet veren, çalışma süreleri dolmasına rağmen gemilerde aylarca çalışmaya devam etmek zorunda kalan, hayatın her alanındaki ürünlerin tedarik zincirinde yer alan gemi adamlarının sorunlarının çözülmesine yönelik uluslararası alanda sayısız çağrının yapıldığı bugünlerde gemi adamlarına yönelik bu müdahaleyi kabul etmelerinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Deniz ticaretinin sürdürülebilirliği konusunda ciddi bir tehdit olan bu adım karşısında Türkiye'nin ilgili tüm kurumlarının eş güdüm içinde gerekli tepkileri verdiğini söyleyen Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
Bu hukuksuzluğu protesto ediyoruz
"Ülkemizin denizcilik idaresi olarak Bakanlığımız, Birleşmiş Milletlerin bir alt örgütü olan Uluslararası Denizcilik Örgütünün tüm çalışmalarına konsey üyesi olarak aktif bir şekilde katılmaktadır. Ülkemizin kararlılığını sergilemek adına, dünya ticaretinin bu ve benzeri hareketlerden olumsuz yönde etkilenmesinden duyduğumuz endişeyi ve bu hukuksuzluğu protesto ettiğimizi Uluslararası Denizcilik Örgütünün dün başlayan hukuk komitesi toplantısının açılışında dile getirdik.
Bu endişelerimizin yanı sıra hukuka aykırı atılan bu adımı gerekçeleriyle birlikte tüm katılımcı ülkelere izah ettik. İlerleyen süreçte bu hukuksuzluğu her platformda anlatmaya ve önleyici tedbirleri hayata geçirme gayretlerimize devam edeceğimizi belirtmek isterim. Denizcilerimize buradan 'Allah selamet versin.' diyorum. Dünyanın neresinde olursa olsunlar, karşılaştıkları sorunlarda yanlarında olduğumuzu bilmelerini isterim."