Üsküp’ten İzlenimler

Küresel Gazeteciler Konseyi olarak, 19-22 Aralık tarihleri arasında Kuzey Makedonya'nın başkenti Üsküp'te gerçekleştirdiğimiz çeşitli faaliyetler, çok boyutlu bir perspektifle ele alınabilecek nitelikteydi. Bu ziyaret, iki ülke arasındaki tarihsel, siyasal ve kültürel bağları güçlendirme ve küresel düzeyde medya perspektiflerinin paylaşımını sağlama açısından önemli bir platform sundu.

Cumhurbaşkanı Sayın Gordana Siljanovska-Davkova ile Görüşme

Üsküp ziyaretimizin en dikkat çekici duraklarından biri, Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Sayın Gordana Siljanovska-Davkova ile yaptığımız görüşme oldu. Bu toplantıda, Türkiye ve Kuzey Makedonya arasındaki ilişkilerin tarihsel ve mevcut durumu çeşitli boyutlarıyla ele alındı. Ekonomik, kültürel ve diplomatik bağların öne çıktığı bu görüşme, şahsi ve kurumsal perspektiflerin karşılıklı olarak paylaşılmasına olanak tanıdı.

Uluslararası Balkan Üniversitesinde Konferans

Bir diğer anlamlı etkinlik ise Uluslararası Balkan Üniversitesinde, "Asimetrik Bir Savaş Aracı Olarak Sosyal Medya" başlıklı bir konuşma yapmam oldu. Bu konferans, sosyal medyanın modern iletişim ve manipülasyon yöntemleri üzerindeki etkilerini ele aldı. Konferansta, dijital platformların bilgi yayılımındaki rolü, etik sorumluluklar ve dezenformasyonla mücadele stratejileri detaylıca tartışıldı. Üniversitenin rektörü Sayın Prof. Dr. Lütfi Sunar, bu konuda yürüttüğü akademik çalışmalarla büyük bir etki yaratmış durumda. Çalışmalarını yerinde inceleme ve tartışma şansı bulmam, benim için önemli bir akademik katkı sağladı.

TBMM Başkanı Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş

Üsküp programımızın en anlamlı ve önemli duraklarından biri, TBMM Başkanı Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ile gerçekleştirdiğimiz kahvaltılı toplantıydı. Sayın Kurtulmuş, sıcak ve samimi bir ortamda Makedonya ile ülkemiz arasındaki tarihi bağların derinliğini, köklü dostluğun ve kardeşliğin önemini vurguladı. Ayrıca, bölgede gerçekleştirilen iş birliği projelerinden ve ilgili kurumların değerli çalışmalarından söz ederek, bu kadim bağların daha da güçlenmesi için atılan adımları paylaştı. 

Toplantıda, SODİMER'in faaliyetlerinden kendisine ayrıntılı olarak bahsetme fırsatı buldum. Eğitimde dijitalleşme, yapay zeka uygulamaları ve 21. yüzyıl becerilerinin kazandırılması gibi konularda gerçekleştirdiğimiz projeleri ve bu alandaki öncülük rolümüzü aktardım. Sayın Kurtulmuş, özellikle dijitalleşme ve eğitimde yenilikçi yaklaşımların bölgesel iş birliği ile daha da geliştirilebileceğini belirterek bu tür çalışmaların önemine dikkat çekti. 

Bu anlamlı buluşma, sadece geçmişten gelen bağlarımızın hatırlanması değil, geleceğe dair umut ve projelerin paylaşılması açısından da çok değerliydi. Türkiye ve Makedonya arasındaki dostluğun bir sembolü olarak bu program, bizlere yeni sorumluluklar yükledi ve aynı zamanda büyük bir ilham kaynağı oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçiliği’nde Misafirperverliği

Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçimiz Sayın Fatih Ulusoy’un nazik misafirperverliği, bu ziyaretin bir başka öne çıkan unsuruydu. Büyükelçilik ziyaretimiz sırasında, ülkedeki Türk topluluğunun güncel durumuna ve iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin daha da geliştirilmesine yönelik fikir alışverişlerinde bulunduk. Sayın Büyükelçi, Kuzey Makedonya'nın bilinmeyen özellikleri ve Türk toplumu ile olan özel bağları konusunda değerli bilgiler paylaştı.

Değerli Heyet Üyeleriyle Çalışmalar

Bu ziyaretin bir diğer önemli tarafı ise heyet üyelerimizle olan etkileşimlerimizdi. Değerli gazeteciler Nevzat Çiçek, Savaş Çokduygulu, EKO Türk TV sahibi Cengiz Özdemir, Nalan Yazgan, İmbat Muğlu ve KGK Başkanı Mehmet Ali Dim gibi önemli isimlerle birlikte bulunmak, fikirlerin ve deneyimlerin paylaşılması açısından büyük bir kazanç sağladı. Bu temaslar, gazetecilik ve medya alanında gelecekteki iş birliğini teşviki için de önemli bir zemin oluşturdu.

Sonuç

Üsküp ziyaretimiz, sadece iki ülke arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesiyle kalmayıp, medya, akademi ve diplomasi alanlarında çok boyutlu bir bakış açısı kazanmamıza olanak sağladı. Bu tür faaliyetlerin devamı, küresel çapta farklı bakış açılarını bir araya getirerek daha kapsamlı ve yapılandırılmış projelerin önünü açacaktır.

Bu gezide beni en çok etkileyen ve hala etkisini atamadım 2 önemli olay var. Bunlardan bir tanesi 140 yıl önce kurulan ve Türkçe eğitim veren Tefeyyüz Okulu ve öğrencilerinin bizi “Türkiye Türkiye” diyerek karşılamaları ve okul girişinde çok önemli bir mücadele teşkilatı olan yüceler ile tanışmamdı.

Kuzey Makedonya Türklüğü, Yüceller Teşkilatı ve Tefeyyüz Okulu

Kuzey Makedonya’da yaşayan Türk toplumu, tarih boyunca bölgede önemli bir kültürel ve sosyal varlık göstermiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Anadolu’dan bölgeye gelen Türkler, yüzyıllar boyunca bu coğrafyada köklü bir miras bırakmış ve Kuzey Makedonya’nın çokkültürlü yapısına katkıda bulunmuştur. Günümüzde Türkler, ülkede yaşayan en önemli gruplardan biri olarak kimliklerini koruma ve gelecek nesillere aktarma mücadelesini sürdürmektedir. Bu mücadelede iki önemli kurum olan Yüceler Teşkilatı ve Tefeyyüz Okulu, Kuzey Makedonya Türklüğünün kimliğinin korunması ve yüceltilmesinde önemli roller üstlenmiştir.

Yücel Teşkilatı

Yücel Teşkilatı, 1940’lı yıllarda Kuzey Makedonya Türk toplumunun haklarını savunmak, kültürel mirasını yaşatmak ve toplumu bir araya getirmek amacıyla kurulan bir örgüttür. Teşkilat, özellikle 20. yüzyılın ortalarında, Türklerin dillerini, geleneklerini ve dinlerini özgürce yaşamasını sağlamak için mücadele etmiş ve bu doğrultuda önemli adımlar atmıştır.

Yücel Teşkilatı, eğitim, kültür ve toplumsal dayanışma alanlarında önemli çalışmalar yapmıştır. Türkçe yayınların basılması, halk arasında okuma yazma oranının artırılması ve kültürel faaliyetlerin düzenlenmesi teşkilatın öncelikli hedefleri arasında yer almıştır. Ayrıca, bölgedeki Türklerin siyasi temsilini güçlendirmek için çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Bu bağlamda, Yücel Teşkilatı, Kuzey Makedonya Türklüğü için bir dayanışma ve direniş sembolü olarak görülmektedir. Bu teşkilatın dört üyesi, Tito tarafından ağır işkence ve hapise mahkûm edilmiştir. Şuayip Aziz İshak, Ali Abdurrahman Ali, Nazmi Ömer Yakup ve Âdem Ali Âdem sadece Türk olmak ve Türk kalmak fikrinin müdavimi olmanın bedelini, beş gün süren mahkeme sonrasında 27 Şubat 1948’de, hayatlarıyla ödemişlerdi. Bugün dahi bu insanların mezarlarının nerede olduğu tam olarak bilinmiyor.

Tefeyyüz Okulu

Kuzey Makedonya Türklerinin eğitim alanındaki en önemli sembollerinden biri de Tefeyyüz Okuludur. 1884 yılında Üsküp’te kurulan bu okul, Kuzey Makedonya’daki Türk varlığının en önemli eğitim kurumlarından biridir. Osmanlı döneminden bugüne kadar eğitim faaliyetlerini kesintisiz sürdüren okul, Türkçe eğitimin devam etmesi ve Türk kültürünün yaşatılması adına büyük bir rol üstlenmiştir.

Tefeyyüz Okulu, bölgedeki Türk çocuklarının anadillerinde eğitim almasını sağlayarak onların kimliklerini korumasına ve özgüvenle hayata hazırlanmalarına katkı sunmaktadır. Aynı zamanda, okulda verilen çağdaş eğitim sayesinde öğrenciler hem Makedonya toplumuna entegre olabilmekte hem de kültürel kökenlerini unutmadan geleceklerini şekillendirebilmektedir.

Bugün de Tefeyyüz Okulu, sadece bir eğitim kurumu olarak değil, aynı zamanda Türk toplumu için bir kültür merkezi ve bir buluşma noktası işlevi görmektedir. Mezunları arasında bilim insanları, sanatçılar ve siyasetçiler bulunan bu okul, Kuzey Makedonya Türkleri için bir gurur kaynağıdır.

Sonuç

Yüceler Teşkilatı ve Tefeyyüz Okulu, Kuzey Makedonya’daki Türk toplumu için yalnızca birer kurum değil, aynı zamanda kültürel kimliğin korunması ve yüceltilmesi adına birer simge olmuştur. Bu iki yapı, tarih boyunca Türklerin birlik ve beraberlik içerisinde kalmasına katkı sağlamış, gelecek nesillere ışık tutmuştur. Günümüzde de bu değerlerin korunması ve desteklenmesi, sadece Kuzey Makedonya Türkleri için değil, aynı zamanda Türk dünyası için büyük bir öneme sahiptir.

SODİMER olarak Makedonya-Türk toplumunun eğitim niteliğini arttırma çalışmalarında yer alacağız bu amaçla özellikle üstün yetenekli çocukların belirlenmesi ve hizmet içi öğretmen eğitimlerinde görev alacağız.

Bu anlamlı gezide bize ev sahipliği yapan değerli dostlarım Eran Hasibi ve Sedat Azizoğlu’na ve özellikle Küresel Gazeteciler Konsey Başkanı Mehmet Ali Dim’e gönülden teşekkür ediyorum. Makedonya’daki Türk köylerini ziyaret etmek, orada yaşayan kardeşlerimizin sıcacık yüreklerini hissetmek tarifsiz bir duygu. Köylerdeki okulların büyük çoğunluğunun "Mustafa Kemal ATATÜRK" adını taşıması, ana vatana ve büyük önderimize duyulan derin sevginin bir göstergesidir .Bu bağlılık, orada attığımız her adımda bizi sarıp sarmaladı, yüreğimizi kabarttı. 

Beni en çok etkileyen söz ise şuydu: “Siz güçlü olacaksınız ki biz burada huzurlu olalım.” Bu cümle, sadece bir temenni değil, aynı zamanda bize yüklenen kutsal bir görevdi. O an gözlerimizde biriken yaşlarla, kardeşliğin ve sorumluluğun ağırlığını iliklerimize kadar hissettik. Makedonya’daki soydaşlarımızın bu derin vefası ve ana vatana olan sonsuz sevgisi, hepimize güç ve ilham verdi. 

Dualarımız ve desteğimiz her zaman onlarla olacak. Biz bir oldukça, omuz omuza verdikçe, hiç kimse bizi ayıramayacak.