Yeni araştırma: Yaşamın kökeni dünya benzeri gezegenlerde bulunabilir

Araştırmacılar yaşamın sırrını çözmek için yeni keşfedilen 100 ışık yılı uzaklıkta bulunan 'süper dünya' tipi olarak tanımladıkları LP 890-9b gezegenine odaklandı.

Yaşam nasıl var oldu?

İnsanlık yıllardır bu soruya yanıt arıyor. Bu arayış beraberinde birçok yeni bilgiyi, teoriyi, astronomik buluşu ve teknolojik ilerlemeyi beraberinde getirdi. Evrende yalnız mıyız sorusuna yanıt aranırken odaklanılan dünya benzeri gezegen arayışlarına yeni bir teori daha eklendi.

Yeni teori, dünya benzeri gezegenlerde yaşamın kökeninin muhtemel olduğu sonucuna varıyor.

Yeryüzündeki yaşamın varlığı, inorganik maddelerden yaşamın kökeninin başka bir yerde ortaya çıkma olasılığı hakkında bize bir şey söylüyor mu?

phys.com'da yayımlanan habere göre, bu, bilim adamlarını şaşırtan bir soru ve bir süredir bu sorunun yanıtı üzerine çalışma yürütülüyor.

Avustralya doğumlu astrofizikçi Brandon Carter'dan yaygın olarak kabul edilen bir argüman olan kendiliğinden oluşum teorisinin yetersiz olduğunu söylüyor:

"Kendimizi abiyogenezin meydana geldiği bir gezegende bulmamız gerektiğinden, yalnızca bu bilgiye dayanarak başka bir yerde yaşam olasılığı hakkında hiçbir şey çıkarılamaz. Buna bakmanın bir başka yolu da, dünyanın, dünya benzeri tüm gezegenler kümesinden rastgele seçilmediği için, dünyanın tipik bir dünya benzeri gezegen olarak kabul edilemeyeceğidir."

"Dünya benzeri gezegenlerde ortaya çıkması daha yüksek olasılık"

Astrofizikçi Daniel Whitmire ise Carter'ın hatalı mantık kullandığını savunuyor. "Carter'ın teorisi geniş çapta kabul görmüş olsa da, bir teoriyi veya hipotezi yeni kanıtlar ışığında güncellemek için kullanılan Bayesçi doğrulama teorisinde 'eski kanıt sorunu' olarak bilinen şeyden muzdarip. Carter gibi, benim kavrayışımın zor ya da kolay olup olmadığına bakılmaksızın var olduğumu iddia edebilir ve bu nedenle, kavrayışımın zor ya da kolay olup olmadığı konusunda yalnızca benim varlığımdan hiçbir şey çıkarılamaz."

"Belki de yaşamın sırrı yeni 'süper dünya'dadır"

Whitmire devam ediyor: "Ancak, benim varlığım eski bir kanıttır ve bu şekilde ele alınmalıdır. Başka bir deyişle, dünyadaki yaşamın kanıtı, benzer gezegenlerdeki yaşamı savunmada tarafsız bir değere sahip değildir. Bu nedenle, yaşamın nasıl var olduğu diğer dünya benzeri gezegenlerde ortaya çıkma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Belki de 100 ışıkyılı uzaklıkta son keşfedilen  "süper dünya" tipi gezegen LP 890-9b'dedir."

"Süper dünya" tipi gezegenin özellikleri nedir?

NASA, güneş sistemi yakınındaki cüce bir yıldızın yörüngesinde yer alan, dünyaya benzer iki kayalık ötegezegen keşfedildiğini duyurmuştu. Keşif, Birmingham Üniversitesi'nin başını çektiği uluslararası bir gökbilimci tarafından gerçekleşti. Yaklaşık 100 ışık yılı uzaktaki soğuk ve küçük bir yıldızın çevresinde dolanan iki “süper Yer/Dünya” keşfedildi.

TOI-4306 ya da SPECULOOS-2 adlı küçük yıldız, ünlü TRAPPIST-1 yıldızından sonra küçük gezegenler barındıran en dikkat çekici ikinci yıldızdır.

Sistemin LP 890-9b olarak adlandırılan iç gezegeni Yer’den yaklaşık yüzde 30 daha büyüktür ve yörünge dönemi 2.7 gündür. Bu gezegen ilk kez NASA’nın TESS uydusu tarafından gezegen adayı olarak işaretlenmişti. Aday gezegen Birmingham Üniversitesi'ndeki SPECULOOS teleskopları (çok soğuk yıldızlardaki gezegenleri tarama) tarafından doğrulandı. Ardından sistemde olası diğer gezegenler araştırılmaya başlandı.

"James Webb ile gözlemlenmesi gerekiyor"

Birmingham Üniversitesi'nden Prof. Amaury Triaud yeni keşifle ilgili şu açıklamayı yapmıştı:

“Yaşam alanı, Yer ile benzer jeolojik ve atmosferik şartlara sahip bir gezegenin, suyun milyarlarca yıl boyunca sıvı kalmasına olanak sağlayacak bir yüzey sıcaklığında olması demektir” diyor. Gezegenin yaşam alanında olması, Yer büyüklüğünde olması atmosfer özelliklerinin ortaya çıkarılmasını ön plana çıkarıyor. Bu nedenle gezegenin JWST ile gözlenmesi gerekiyor.

Sonraki Haber