Yatırım gurusu uyardı: Büyük kriz kapıda!

Yatırım gurusu Rogers, merkez üssü yine batıda olacak küresel boyutta büyük bir finans krizinin yaklaştığı uyarısında bulunurken; bu kez krizin boyutlarının ekonominin de ötesinde politik sonuçlar doğurabileceğini belirtti.

Uluslararası piyasalarda "yatırım gurusu" olarak tanınan, Amerikalı yatırımcı ve finans uzmanı Jim Rogers, ABD’nin ağır borç yükünü saklayarak Çin’i hedef gösterdiğini belirtti. Rogers, merkez üssü yine batıda olacak küresel boyutta büyük bir finans krizinin yaklaştığı uyarısında bulundu. Ünlü yatırımcıya göre bu kez krizin boyutları ekonominin de ötesinde politik sonuçlar doğurabilir.

Rogers, “ABD Başkanı Donald Trump, hiçbir zaman sorunların sebebinin kendisi olduğunu söylemeyecektir. Çinlileri, Türkleri, Almanları ya da Meksikalıları suçlayacaktır. Sonunda daha sert bir ticaret savaşı ile gelecek ve işte o zaman her şey (ekonomik olarak) gerçekten çok kötü olacak. Büyük ihtimalle gelecek yıl.” tahmininde bulundu.

Rogers, öte yandan gelecek sene ABD Başkanı Donald Trump’ın seçimleri kazanabilmek için kriz riskini ekonomi politikaları ile öteleyebileceğini belirterek, “Bu süreci uzatabilir. Ama ne kadar uzatırsa o kadar daha kötü olacak. Bir sonraki finansal kriz benim hayatımda gördüğüm en kötü kriz olacak. 2008 yılında ağır borç yükü yüzünden kriz yaşadık. O zamandan bu yana borç daha da arttı. Her yerde borç fırladı. Herkes kemer sıkmaktan bahsetti ama kimse kemer sıkmadı. Şu anda ABD sadece harcıyor. Donald Trump, ABD’nin borcunu tüm başkanlardan daha hızlı bir şekilde artırdı.” ifadelerinin kullandı.

ABD ekonomisindeki olumlu görünümün vergi indirimleri ve para basma gibi zorlama yöntemlerle elde edildiğinin altını çizen Rogers, “Şu anda piyasaların yükselişinin büyük ihtimalle son evresindeyiz.” dedi.

Kapitalizm ölüyor mu?

Kapitalizmin artık sonuna geldiğine yönelik tartışmalara değinen Jim Rogers, “Tarih boyunca kapitalizm sonu ve başlangıcı dediğimiz dönemler oldu. Filozoflar, devlet adamları, din adamları yüzyıllarca daha iyi bir yol bulmak için çabaladı. Nihayetinde kapitalizm insanların deneyimlediği sistemler içerisinde en az kötü olan olarak görüldü.” dedi.

Birleşik Krallık'taki seçim sonuçlarına atıfta bulunan Rogers, “İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn, 'Herkesin parasıyla herkese bedava öğlen yemeği verelim' önerisinde bulundu. Fakat bakın işe yaramadı. İnsanlar inanmadı. Sonuçta önemli bir ülkede önemli bir siyasi partisinin başındaki isim. Fakat şu anda bu vaatlere inanmamış olmaları gelecekte inanmayacakları anlamına gelmiyor. İşler zorlaşmaya başladığında suçlayacak insan arayacaklar. Zenginleri, kapitalistleri ya da yabancıları suçlayacaklar. Herkes yabancıları suçlamaya bayılır.” ifadelerini kullandı.

Önce Birleşik Krallık sonra Avrupa dağılabilir

İngiltere’de 12 Aralık’ta yapılan genel seçimden Brexit’i destekleyen Muhafazakar Parti’nin ezici çoğunlukla çıkmasını da değerlendiren Rogers, ilerleyen dönemde Kuzey İrlanda’nın ve İskoçya’nın Birleşik Krallık'tan kopabileceğini söyledi.

Rogers, “Gelecek birkaç yıl içerisinde hepimizin çok ciddi sorunları olacak. Birleşik Krallık'ın çok fazla borcu var. (İngiltere’nin kamu borcu 1,8 trilyon sterlin.) Bu zamana kadar çok fazla kolay para var giriş yapan. Birleşik Krallık, AB’den ayrılırken ortaya sorunlar çıkacak. Büyük ihtimalle İskoçlar daha önce dedikleri gibi ayrılacak. Bu durum ciddi aksamalara neden olacak. Örneğin, Kuzey İrlanda, Protestanlığın ve Katolikliğin arasındaki farkın önemli olmadığını düşünerek Birleşik Krallık'tan ayrılabilir. Belki de bu Birleşik Krallık'ın sonu olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Yaşanan gelişmeleri geniş bir perspektif içerisinde uzun vadeli sonuçlarını düşünerek değerlendirmek gerektiğine işaret eden Rogers, “Birleşik Krallık, 18. yüzyılda oluşmaya başladı. Belki de şu anda tarihe tanıklık ediyor ve bunun bitişini seyrediyoruz. Birleşik Krallık, en borçlu ülkelerden biri. Bölünmeye başladığında ciddi bir felaket olur. Bu adanın (Birleşik Krallık) artık dünyaya satabilecek pek fazla şeyi yok. Üçe bölünmesi ciddi soruna neden olur.” ifadelerini kullandı.

Avrupa için önümüzdeki yılların pek parlak görünmediğinin altını çizen Rogers, Avrupa’da yükselen milliyetçiliğin ve popülizmin birliğin sonunu getirebileceğini, ulus devletlerin bile dağılabileceğini öne sürdü.

Rogers konuşmasına şöyle devam etti: “(Boris Johnson’ın zaferinin ve Birleşik Krallık'ın AB’den ayrılmasının ardından) Avrupa’da ‘Bu yöntem işe yarıyor’ diyenler olacaktır. Ayrılmak, ülkeyi bölmek vs. ‘Ben de yaparım’ diyenler olacaktır. ‘Fransa’yı, İtalya’yı ayırırım’ diyenler olacaktır. Bu yüzden daha fazla karmaşayla karşılaşacağız. Özellikle işler kötüye gitmeye başladığında. Benim hayatımda gördüğüm en kötü ekonomik problemleri yaşayacağız. Politikacılar çözüm yolunu ayrılmakta bulacak, gelişmeler onları cesaretlendirecektir. Çünkü Birleşik Krallık'ta bu yöntem işe yaradı diyeceklerdir.”

Geleck Asya'da, Türkiye Asya'ya yaklaşmalı

Batı ekonomilerinin ağır borç yükü nedeniyle yeni ve çok etkili bir ekonomik krizin eşiğinde olduğunu, ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret savaşları ile bunun üstünü örtmeye çalıştığını söyleyen Rogers, 21. yüzyılın Asya’nın yüzyılı olacağını savundu ve “Asya’nın halen daha düşük borcu var. Daha genç, daha çalışkan, daha fazla enerjiye sahip olan bir nüfusu var. Olası bir krizden sonra çıkışın itici gücü Asya olacaktır. 21. yüzyıl Asya’nın yüzyılı olacak. Ne mutlu ki Türkiye Asya’nın bir parçası. Bu durum size de yardımcı olacak. (Haritada) Sağa doğru yaklaşın.” ifadelerini kullandı.

Kendisinin de bu nedenle artık Singapur’da yaşadığını belirten Rogers, “12-13 sene önce New York’taki evimi sattım ve Asya’ya taşındım. Çünkü çocuklarımın 21. yüzyıla daha iyi hazırlanmasını istedim. Herkes dünyanın Asya’ya doğru kaydığını farkında. Para orada. Bunu böyle okuyan bir tek ben değilim. Asya’da daha az borçluluk ve daha fazla fırsat var.” dedi.

Sonraki Haber