Yenidoğan Çetesi'nin telefon görüşmeleri ortaya çıktı: ''Çocuğu öldür''

Devletten fazladan para almak için bebekleri yoğun bakımda tutan, 12 bebeğin ölümüne neden olmakla suçlanan çetenin telefon görüşmeleri ortaya çıktı. Fezlekede adı geçen özel hastanelerden birinde hemşire olarak görev yapan şüpheli Mehtap S. ile örgüt üyesi şüpheli Hasan Basri G. arasında yapılan görüşmede “Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur”, “ Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani” şeklinde kayıtların olduğu tespit edildi.

İstanbul başta olmak üzere birçok ilde yenidoğan bebekleri gereksiz yere yoğun bakım ünitesine yatırarak 12 bebeğin ölümüne yol açan hastane çetesi, soruşturmayı yürüten savcıyı makamında tehdit etmişti.

"Yenidoğan" çetesinin ortaya çıkan telefon kayıtları ise vahşetin boyutunu ortaya çıkardı.

“ÇOCUĞU ÖLDÜR”

Fezlekede adı geçen özel hastanelerden birinde hemşire olarak görev yapan şüpheli Mehtap S. ile örgüt üyesi şüpheli Hasan Basri G. arasında yapılan görüşmede, bebek hastanın tedavisini uygun olmayan şartlarda yaptıkları ve konuşma içeriklerinde “Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur” “yav öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani” şeklinde kayıtların olduğu tespit edildi.

FAZLA HASTA ALDIKLARI TELEFON GÖRÜŞMELERİ İLE TESPİT EDİLDİ

Örgüt lideri olan doktor Fırat S. ile şüpheli Ceren Hatice K. arasında yapılan görüşmede ise İlçe Sağlık Müdürlüğü'nden denetime gelindiği bir gün yapılan telefon konuşmaları fezlekede açıklandı. Konuşmada Ceren Hatice K.'nın “Hocam bakanlıktan denetime geldiler. Bastılar öyle bildiğiniz şu an basamakları masamakları her şeyi kontrol ediyorlar ve benim 28 hastam var. Yani 23 normalde ya buranın hasta sayısı o yüzden” dediği Fırat S.'nin ise “Tamam taburcuların var zaten bugün taburcu edeceğin 3 hastan yok mu? Taburculukları ayarla” dediği belirtildi.

“HABERLERE ÇIKACAĞIZ VESİKALIK FOTOĞRAFLARIMIZLA GÖZLERİMIZE ŞERİT ÇEKECEKLER”

Soruşturma kapsamında adı geçen 11 hastanenin hasta takip işini yapan hemşire Hakan Doğukan T. ile Hasan Basri G. arasında yapılan telefon görüşmeleri de fezlekede yer aldı. Konuşmalarda Hakan Doğukan T.'nin “Haberlere çıkacağız vesikalık fotoğraflarımızla gözlerimize şerit çekecekler siyah” dediği Hasan Basri G.'nin ise “Bu sefer hakikaten alacaklar bizi” şeklinde cevap verdiği belirtildi.

“BİZİM SONUÇLARA GÜVENMEYİN''

Hemşire Hasan Basri G.'nin Funda S. isimli kişiyle yaptığı görüşmede ise “O kadar dün bebek yattı Funda onların hepsi b.. gibiydi nasıl topladı o çocuk ben anlamadım. Onların kan sonuçları gerçekten temiz mi?” dediği, Funda S.'nin “Gerçekten temiz” demesi üzerine Hasan Basri G.'nin “Funda hepsi çekiliyordu inliyordu o en son doğan maymun gibi” dediği belirtildi. Funda S.'nin ise “Hasan bizim laboratuvardaki kanların sonucuna güvenmeyin illa ki onu mu söyleyeyim ortalıkta” dediği belirtildi.

BİZE NE BIRAK BEBEK ÖLSÜN

Bir bebeğin ölümünün ardından hemşire Hakan Doğukan T. ile şüpheli Hüseyin G. arasında yapılan telefon görüşmelerine de fezlekede yer verildi. Kayıtlarda Hüseyin G.'nin “Bize ne bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edelim” dediği Hakan Doğukan T.'nin ise “Kanka yazık ya çocuk gözümün önünde öldü ya” şeklinde cevap verdiği kaydedildi.

Konuşmanın devamında Hakan Doğukan T.'nin “Ne tdp takmışlar ne inotrop başlamışlar ne kavid yapmışlar ne curosorf yapmışlar” demesi üzerine Hüseyin G.'nin “Hiçbir şey yapmamışlar ölsün demişler” şeklinde cevap verdiği görüldü.

''BÖYLE GİDERSE BİZİ ÖLDÜRÜRLER''

Hemşire Hakan Doğukan T. ile Hasan Basri G. arasında yapılan bir diğer telefon görüşmesinde ise soruşturmada adı geçen hastaneleri denetlemeye gelen görevlilerin hasta dosyalarını incelemek için istemeleri üzerine konuştukları görüldü. Hakan Doğukan T. “Hasan tamam s et ver öyle gitsin acil isteyip duruyorlar ya” demesi üzerine Hasan Basri G.'nin “Doğukan bu böyle giderse bizi öldürürler. Bu çok yanlış” dediği, Hakan Doğukan T.'nin ise “Ya bir şey olmaz ver ver” şeklinde cevap verdiği kayıtlara yansıdı.

“ALANI TOPLAYIN”

Şüpheli Hasan Basri G.'nin denetim yapıldığı gün Z.N.Ç isimli bir kişiyi arayarak “Denetim gelmiş alanı toplayın ne var ne yok hepsini kaldırın dosya mosya hiçbir şey kalmasın” dediği Z.N.Ç. isimli kişinin ise “Tamam da tekim ben biri gelsin yardım etsin. Ne dosyası ne denetimi evrakları mı kaldıralım?” şeklinde cevap verdiği kayıtlara yansıdı.

Fezlekeden

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan fezlekede, doktor Fırat S. ve İ.G hakkında özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini tedavi dışında maddi menfaat sağlamak amacıyla kullandıkları iddiasına ilişkin dinleme ve teknik izleme yapıldığı aktarıldı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan fezlekede, şüpheli doktorlar F.S ile İlker G.'nin Özel Hastaneler Yönetmeliği'ne aykırı şekilde davrandığı kaydedildi. Fezlekede şüphelilerin kullanmadıkları ilaçları kullanılmış gibi göstererek SGK'ya fatura ettiği ve haksız kazanç elde ettiği açıklandı.

Örgüt üyelerinin birbiri arasında internet bankacılığı üzerinden para hareketinin bulunduğu da fezlekede belirtildi. Fezlekede şüpheli Fırat S.'nin İstanbul'da çok sayıda özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesini işlettiği ve bu ünitelere birlikte hareket ettiği sağlık çalışanlarını yerleştirdiği belirtildi. Fırat S. ile İlker G.‘nin diğer şüpheliler aracılığı ile devlet ya da özel hastanelerde doğup, tedavisi yoğunluk nedeniyle başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları anlaşmalı oldukları hastanelere naklettikleri belirtildi. Soruşturma kapsamında şüphelilerin bebeklerin hastanede uzun süre kalmasını sağladıkları ve SGK'dan yüksek meblağlarda ödeme alarak kamu kurumunu zarara uğrattıkları açıklandı.

Şüphelilerin uygun tedavi yöntemleriyle tedavi olamayan bebeklerin ölmesine neden olduğu da belirtilen fezlekede, ambulans şoförü G.M.Ö., sevk işlemlerini yapan R.K, F.A ve S.Y'nin sevk olması gereken bebek hastaları öğrenerek örgüt lideri Fırat S. ya da İlker G'ye ilettikleri aktarıldı. Hazırlanan fezleke kapsamında örgüt lideri olduğu aktarılan şüpheliler Fırat S. ve İlker G'nin ayrı ayrı 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi' ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık', ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik' suçlarından 180 yıldan 273 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Fezlekede diğer şüpheliler hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istendi. Öte yandan fezlekede yer alan hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi de talep edildi. Fezleke, iddianame düzenlenmesi amacıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.

Sonraki Haber