Yüzyılın seçimi 14 Mayıs için senaryolar

14 Mayıs seçimleri hem çok partili demokratik hayatımızın başlangıcının yıl dönümü hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı olması hasebiyle “Yüzyılın Seçimi”dir.

Bu yüz yıllık geçmişin ardında da bin yılın olduğunu unutmamak gerek.

Bana göre doğru adımlar atılırsa bu yüz yıl aynı zamanda Türk Yüzyılı’nın tekrar başlangıcı olabilir.

Ben bu yazıda bunların arka planından ziyade biraz da seçim sonuçları üzerinden bazı senaryolardan bahsetmek istiyorum. Bunları da bir araştırmacı olarak yapacağım. Siyasal analiz yapmayacağım.

Seçimlerde değişmeyecek senaryo, Cumhur İttifakı’nın yüzde 47 ila 49 oy oranı ile meclis çoğunluğunu elinde bulunduracak olmasıdır. Kuvvetle muhtemel sandalye dağılımı 315 ila 330 arası Cumhur İttifakı lehine olacak. Tüm araştırmalarımız bu yönde sonuçlar verdi.

Dolayısıyla, milletvekili dağılımı açısından da başka senaryo olmayacağını söyleyebilirim. İşte tam da bu noktadan sonra diğer senaryoların önemi ortaya çıkıyor.

Bu seçimin Cumhurbaşkanı seçilme kriterinin yüzde 50+1 olması sebebiyle kritik bir süreçte gerçekleşeceğini söylemek bir kehanet değil. Bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.

Seçimin ilk turda neticelenmeme ihtimali var. Muharrem İnce’nin çekilmesiyle kitlesi ağırlıklı olarak Sinan Oğan’a yöneldiği için bu ihtimal güçlendi biraz.

Şimdi gelin diğer senaryolara bakalım:

Birinci senaryo: Cumhur İttifakı’nın Meclis’te olup, Erdoğan’ın ilk turda çok yüksek olmayan bir farkla kazanma ihtimali. Bu durumda Erdoğan güç tazelemiş olur ve bu şekilde kaldığı yerden icraatlarına devam eder. Muhalefet, büyük oranda dağılır.

İkinci senaryo: Yine Meclis’te Cumhur İttifakı çoğunlukta ve seçim ikinci tura kalıyor. Bu durumda, seçmen Erdoğan’a destek verir. İstikrar devam etsin ister ki bu ihtimal kuvvetle muhtemeldir. Bu senaryonun ikinci bir versiyonu da ‘’Meclis ‘denge denetleme’ misyonu üstelensin’’ diye düşünebilir ki bu da düşük bir ihtimal. Kuvvetle muhtemel bu durumun ülkede kaos ve yönetim problemine sebep olacağı için ikinci turda Erdoğan daha güçlü olarak seçilerek gelir ki bu da 7 Haziran 1 Kasım seçimleri gibi değerlendirilir.

En düşük ihtimalli senaryo: Meclis’in Cumhur İttifakı ağırlıklı, Kılıçdaroğlu’nun da düşük bir farkla Cumhurbaşkanı seçilmesidir. Bu durumda zaten düşük bir farkla kazanmış olan Kılıçdaroğlu bir süre sonra kendi ortakları ile de yaşayacağı sorunlar sebebiyle erken seçim riski ile karşı karşıya kalır. Sonraki bir seçim de Erdoğan için tekrar kazanma anlamına gelir.

Tüm bu senaryolardan hangisinin gerçekleşeceğini bugün akşam saatlerinde öğrenmiş olacağız. Ülke için en zor süreç iki aday arasında çok az farkın gerçekleşmesi olur ki bu da zaten sokakları hareketlendirmek isteyen muhalefet kesimine gün doğması anlamına gelir. Ülkemiz açısından da sıkıntılı bir süreç başlamış olur.

Umarız ve dileriz ki hiçbir adayın, terör örgütlerinden destek almadan Türk Milleti’nin iradesinin sandıkta tecelli etmesidir.