Zihinsel dönüşüme hazır mısınız? Bakış açınızda devrim yaratacak 3 adım!

Dünyaya nasıl yaklaştığınız, günlük zihinsel sağlığınız üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Mental Devrim’in yazarı Larry Meyler, her şeyin zihninizle ilgili olduğunu söylüyor. Yarattığımız zihniyetin nasıl yaşadığımızı belirlediğini ve bunun da zihinsel sağlığımızı güçlendirebileceğini savunuyor. Larry kitapta, zihniyet yolculuğunu, son birkaç yılda edindiği araçları paylaşıyor ve bunların zihinsel sağlık üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu açıklıyor. İşte, zihinsel devrimin 3 adımı!

Zihinsel bir sağlık durumuyla mücadele ediyorsanız veya kendinizi kötü hissediyorsanız ve bu konuda endişeleniyorsanız, mutlaka bir doktora başvurun. Burada yazılanlar bir tedavi yöntemi değildir, bakış açınıza olumlu yönde katkı sağlamaya çalışan önderilerdir. Burada Larry, zihninizi turbo şarj etmeye yardımcı olmak için bugün atmaya başlayabileceğiniz üç adımı paylaşıyor…

1.       İmajine et

Zihinsel sağlığınız söz konusu olduğunda zihninizde hangi resimleri çizdiğiniz, onu nasıl gördüğünüz ve deneyimlediğiniz açısından son derece önemlidir.

Depresyon, kaygı ve benzerleri genellikle kasvetli açıklamalar ve metaforlar kullanılarak özetlenir ve bu, belirli anlarda ve ne kadar kötü hissettiğimizi ve bunun bizi nasıl etkilediğini ifade etmede yararlıdır ve gereklidir. Peki, bu durumlarda gördüğümüz karanlık görsellerse, ışığın ve rengin içeri girmesine nasıl izin verebiliriz?

Burada yapmamız gereken şey, yarattığımız görselde, zihnimizi bir film seti olarak görmek olacaktır. Kameradaki görseller ise bizim düşüncelerimiz!

O yönetmen koltuğuna oturun ve prodüksiyonun kontrolünü ele alın.

Akıldan çıkmayan ağır imajinasyonlardan ne kadar uzaklaşırsanız, o kadar fazla renk ve canlılık içeri girecektir. Karşılığında hafifleyecek ve kontrolün kendinizde olduğunu fark edeceksiniz. Unutmayın, odağınızın ve görselleştirmelerinizin yöneticisi sizsiniz, bu yüzden istediğiniz kadar imajine edin, ancak bunların karanlık ve kasvetli olmaması için gayret gösterin.

Onları heyecanla yaratın, sonra o perdeyi geri çekin ve gişe rekorları kıran filminizin parlamasına izin vermekten gurur duyun.

2.       Olumsuz kelimelerinizi olumlu olanlarla değiştirin

Tıpkı imajinasyonlar gibi, her gün kullandığımız kelimeler, yarattığımız anlatı ve kendimize anlattığımız hikayeler kendimiz hakkında nasıl hissettiğimizi belirler.

Kendinize bu hayata layık olmadığınızı söylerseniz, güne korku ve hüsrana uğramış hissederek başlarsınız. Kendinize bu zihinsel işkenceyi kabul etmeyeceğinizi, içinizde kararlılığın olduğunu ve bunu körükleyeceğinizi söylerseniz, o gün azimli ve kararlı bir yüzleşme yaşarsınız.

Basitçe özetlemek gerekirse, kendinize sürekli olarak olumsuz ve aşağılayıcı kelimeleri ve cümleleri tekrarlarsanız, kötü hissetmeye devam edeceksiniz. Bunları sürekli olarak cesaretlendirici ve güçlendirici kelimeler ve ifadelerle değiştirirseniz, güne daha olumlu bir niyetle başlarsınız.

Negatif bir zihniyet döngüsünde sıkışıp kaldığınızda, durun ve bir değiş tokuş yapın!

Örneğin:

Birileriyle kendinizi karşılaştırmaktan çok aldığınız ilhama odaklanın.

Kendinizden nefret etmek yerine sevmenin daha basit olduğunu düşünün.

Mükemmellik yerine memnuniyet arayın.

Umutsuzluk duygusunun yerine cesareti koyun.

Kıskançlığa karşı şükür duygusunu hissedin.

Korkulardan kaçmak yerine onlara odaklanın, bu duygu size bir şeyler anlatmak istiyor olabilir.

Utanç yerine gurur yerleştirin.

Ve şunu sakın unutmayın, bazen her duyguyu yaşamamız gerekir. Buradaki pratikte onlardan kurtulmaya, kaçmaya veya savaşmaya çalışmıyoruz. Aksine, hissettiğimiz hiçbir duygudan utanmadan, yerine bizi daha iyi hissettirecek olanlarla bir takas yapıyoruz.

3. Kendinizi hırpalamayı bırakın

Bu alışkanlık çocukluktan, hatalarımızdan, akranlarımızdan, ebeveynlerden, toplumdan ve hatta kendimizden bize empoze edilen utanç veya suçluluktan kaynaklanabilir. İlerlemek ve gelişmek için zihinsel sağlığımız üzerinde ne kadar çok çalışırsak çalışalım, gerçek şu ki işlerin planlandığı gibi gitmediği, istemeden dağıldığımız, sendelediğimiz ve düştüğümüz günler olacak.

Bu anlarda, kafamızdaki suçluluk cinleri saldıracak ve olumsuzluğun, utancın ve kendinden nefret etmenin zihinlerimizi doldurmasına izin vermek için kaygı barajını kırmaya çalışacak.

Hata yapmanın hayatın bir parçası olduğunu ve aynı zamanda gelişeceğimiz nokta olduğunu kendimize hatırlatmamız gerekir. Bir ders almayı ve şimdiye kadar öğrendiklerimizin üzerine inşa etmeye devam etmeyi seçebiliriz.

Bunu kazanılan bilgi olarak görebilir; nefes alma ve sıfırlama yolculuğumuzda duraklama şansı olarak kullanabiliriz.

Ya da, zihinsel rahatsızlıklarımıza yenik düşüp parçalanabileceğimiz, geriye gidiş olarak görmeyi seçtiğimiz ve odağımızı başka yere atıp vazgeçtiğimiz yerdir. Yıkım topunu iblislerinizin yüzüne geri fırlatmak için, kafanızdaki olumlu düşünceler yüksek ses haline gelmeli ve hatalarınızdan, hayat dersleri öğreneceğinizi kendinize hatırlatmalısınız.

Bu yüzden, olumsuz düşünceler tarafından yere serilmek ve ayaklar altında çiğnenmek yerine, dik durun ve her hatadan çıkardığınız dersleri cebinize koyun. Bir dahaki sefere bu bilgiyi kullanabilecek ve bu karanlık anlarda yeteneklerinize daha fazla netlik ve güvenle yön verebileceksiniz. Olumlu düşüncelerin sesini yükseltin!

Başkalarının ne düşündüğünü unutun ve cesaretinizi, devam etme cesaretinizi, kendinizi hırpalayan zaman kaybıyla takas edin.

Unutmayın, bu bir yolculuktur. Pratik ve sıkı çalışma gerektirir, ancak zihinsel devrimi bir imkansızlık olarak görmeyin! Zihni oluşturan şey küçük adımlar ve derslerdir. Yönetmen koltuğunda kendinizin oturduğunu hiçbir zaman unutmayın.

Sonraki Haber