Görenler para veya evrak çantası zannediyor! Gerçeği duyanlar şaştı kaldı

Zonguldak'ta yaşayan 41 yaşındaki Serkan Aş, 2 yıldır kalp ve böbrek yetmezliği hastalığıyla baş ediyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'nde yapay kalp takılan Aş, yaklaşık 1 yıldır çantasında taşıdığı yapay kalp ile hayata tutunuyor. İnsanlar Aş'ın çantasını evrak veya para çantası zannediyor.

İki kız çocuğu babası 41 yaşındaki Serkan Aş, 2 yıl önce kalp ve böbrek yetmezliğiyle karşı karşıya kaldı. Durumu hızla kötüleşen ve çoklu organ yetmezliği riskiyle yaşamı tehlikeye giren Aş, sevk edildiği Bilkent Şehir Hastanesi Kalp-Damar Hastanesinde aylarca yoğun bakımda tedavi gördü. Böbrek ve diğer organları tekrar sağlıklı duruma getirilen ve acil kalp nakli listesine alınan Aş'a, uygun bir bağışçı çıkıncaya kadar yaşamını sürdürebilmesi için Prof. Dr. Ümit Kervan ve ekibi tarafından yapay kalp destek cihazı takıldı. Yaklaşık 1 yıldır omuzundaki bir çantada taşıdığı yapay kalbiyle yaşamını sürdüren Aş, kontrolleri için geldiği hastanede, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aileden gelen kronik kalp yetmezliği olduğunu ve özellikle 2 yılda durumunun kötüleştiğini anlattı.

"İNSANLAR PARA VEYA EVRAK ÇANTASI ZANNEDİYOR"
Serkan Aş, "İki yıl çok zorlu dönemler yaşadım. Kalbim ve böbreğim çalışmıyordu. Nefes alamıyordum, yatamıyordum, bütün vücudum şişti. Bilkent Şehir Hastanesine getirildiğimde bitik bir durumdaydım. Ümit Hocam ve ekibi beni tekrar hayata döndürdü." dedi. 6 ay yoğun bakımda kaldığını ve ardından yapay kalp cihazının takıldığını aktaran Aş, "Yaklaşık 1 yıldır kalbimi her an benimle olan çantamda taşıyorum. İnsanlar bilmiyor, çoğu zaman para veya evrak çantası zannediyor. Onlara anlatmaya çalışıyorum, o çantanın içindeki benim canım, kalbim, bana nefes, hayat veren bir makina. Nefes alabildiğim, yürüyebildiğim için çok mutluyum, halime çok şükür." dedi.



"ORGAN BAĞIŞI ÇOK KIYMETLİ"
Organ bağışının önemini en çok hastalığı yaşadığı süreçte anladığını dile getiren Aş, "Organ bağışı çok kıymetli, çok önemli, bir başka kişiye nefes, can veriyorsunuz. İki evladım var, dört gözle beni bekliyorlar. Nakille gerçek bir kalbe kavuştuğumda hayatıma tam olarak kaldığım yerden devam edebileceğim. Balıkçılık benim aile mesleğim, çok özlüyorum, belki işime de dönebileceğim." dedi. Serkan Aş, ileride organları uygun olduğu sürece kendisinin de bağışta bulunacağını söyledi.

"UMUDUMUZ KALP NAKLİ OLABİLMESİ"
Bilkent Şehir Hastanesi Kalp Nakil Sorumlusu Prof. Dr. Ümit Kervan ise Aş'ın, kalp yetmezliği üzerine yaşadığı böbrek yetmezliğinin durumunu çok ağırlaştırdığını belirterek, "Serkan ve benzeri durumdaki hastaların tedavisi oldukça zor. Dünyada da tedavisi nadir yapılabilen hastalıklardan birisi. Serkan'ın tedavisi büyük bir ekip çalışmasıyla, çabayla yürütüldü. Böbrekleri çalışmaya başlayınca yapay kalp cihazı takıldı. Şu an durumu, diğer organları gayet iyi. Bir sonraki aşama, umudumuz kalp nakli olabilmesi." bilgilerini paylaştı. Yapay kalp destek cihazlarının nakil bekleyen hastalar için hayati önem taşıdığına dikkati çeken Kervan, "Yapay kalp cihazları elbette bir tedavi değil. Bütün amacımız hastalarımızın organ naklini yapabilmek ve o süreye kadar hayatta tutulmalarını sağlamak." ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Kervan, yapay kalp cihazının her hastaya takılamadığını, açık kalp ameliyatı gerektirdiği için özellikle 65 yaş üzeri için uygun olmadığını da kaydetti.



STRES VE AZ UYKU, KALP-DAMAR HASTALIKLARINA KAPI ARALAYABİLİR
Kalp ve damar sağlığını korumanın önemine değinen Kervan, sağlıklı ve dengeli beslenme, düzenli egzersizin büyük önem taşıdığını aktardı. Prof. Dr. Kervan, "Stres tek başına bile kardiyovasküler hastalıklar için risk faktörüdür. Yaşamda aktif olmamız çok önemli. Günde 30 dakika egzersiz, sağlıklı beslenme ihmal edilmemeli. Unuttuğumuz bir başka önemli husus ise uyku. Günde 7 saatten az uyumak ileride kalp damar hastalıklarına yakalanmak açısından bir risk. Güzel bir yaşlılık dönemi isteniyorsa mutlaka buna genç dönemde yatırım yapılmalı." diye konuştu.

HER 8 KİŞİDEN 1'İNİN KALP-DAMAR HASTALIĞI OLDUĞU DÜŞÜNÜLÜYOR
D vitamini eksikliğine de dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Kervan, Türkiye'de ortalama 8 kişiden 1'inin kalp-damar hastalığı olduğunun tahmin edildiğini bildirdi. Prof. Dr. Kervan, ailede kalp damar hastalığı öyküsü bulunan, sigara-alkol kullanan kişilerin en riskli grupta yer aldığını vurgulayarak, yılda bir kez doktor kontrollerini yaptırma tavsiyesinde bulundu.

Sonraki Haber