Anadolu feraseti

20 Mart 1993 yılında Abdullah Öcalan dünya basınından da pek çok ismi çağırıp ateşkes ilan etmişti. 15 Nisan 1993 tarihinde bu ateşkesi iki ay daha uzattığını açıkladı. Askeri vesayetin en güçlü olduğu dönemlerdi ama Özal’ın cesur çıkışlarıyla hem terör hem de Kürt sorununa bir çözüm getirilebilirdi. Ancak ateşkesin uzamasından iki gün sonra Cumhurbaşkanı Turgut Özal öldü. Yıllar sonra mezarı açılıp otopsi yapılınca, "Vücutta zehir var ama öldürecek oranda değil" dediler. Yani öldürmeyen zehir üretiyordu “karanlık eller”!

Özal’ın ölümüne rağmen terör örgütünün ateşkesi devam etti. Ateşkes süresi içerisinde de bir anda örgütün o dönemki iki numarası, “Parmaksız Zeki” yani Şemdin Sakık, 33 tane silahsız erimizi kalleşçe şehit etti. Üstelik “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın çok aktif olduğu ve deyim yerindeyse onun bilgisi olmadan kuş uçmadığı bir yerde. Abdullah Öcalan, bu hain saldırının ardından, Şemdin Sakık’ı öldürmesi için örgüt üyelerine talimat verirken, yıllar sonra Şemdin Sakık, Ergenekon mahkemelerinde hem sanık hem de tanık oldu.

Böylelikle terör ve Kürt sorununun çözümü için çok büyük bir fırsat yok oldu. Üstelik doğru ya da değil bilinmez ama Öcalan’a göre Öcalan’a rağmen süreç baltalandı.

O günün devlet aklı, 3 Kasım 2002 ile başlayan Anadolu İhtilali ile gücünü yitirdi ve tarihin tozlu raflarında yerini aldı.

Bugün Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt sorununda siyasi normalleşmeye dair her attığı adımda, bazı “karanlık eller” müdahale ediyor. Önce terör örgütü adına bir Suriyeli’ye İstiklal Caddesi'ni bombalatıyorlar. Böylelikle hem Kürt meselesinde atılacak ilk adımın dahi önü kapatılıyor hem de göçmen krizi ateşlenmeye çalışılıyor. Sayın Cumhurbaşkanı, buna rağmen Ahmet Kaya’nın naaşının Türkiye’ye getirilmesine dair bir söylemde bulunup, “karanlık ellere” karşı kararlılık mesajı veriyor ama nafile. Dün de yine boş durmadılar. Kalleş bir terör saldırısı daha yaşadık. Doğrudan sivil halka yapılmış bir roket saldırısı ama başaramayacaklar!

Anlamadıkları şu. Anadolu halkının feraseti çok yüksektir. 82 Anayasasını yüzde 91,37 oy ile kabul ederken, ilk seçimde Turgut Özal’ı tek başına iktidara taşımıştı. Bu toplum, demokrasi aşığı. Elinden almaya çalışan kim varsa önce ortamı yumuşatır, sonra da sandıkta ilk fırsatta gereken gücü ve mesajı verir! 

ERŞAN KUNERİ’YE SUÇ DUYURUSU!

Gördüğüme hakikaten inanamıyorum. Cem Yılmaz’ın Erşan Kuneri karakteri Netflix’de yayınlanan bölümlerinde, alkol ve sigaraya özendirdiği için Cem Yılmaz hakkında suç duyurusunda bulunulmuş.

Şimdiden söyleyeyim, kovuşturmaya yer olmadığı kararı çıkacaktır ama yahu bu ne işsizliktir. Hayatımda ne alkol ne sigara ağzıma dahi sürmedim. Erşan Kuneri’nin de tüm bölümlerini izledim. Aklımda attığım kahkalar dışında bir şey kalmadı. İnsanları, para verip izlediği alanlarda bir rahat bırakın.

Rahat bırakmayacak mısınız? O zaman gidin önce tüm dizi boyunca elinden sigara düşürmeyen Thomas Shelby’e, alkol ve uyuşturucu bağımlısı ağabeyi Arthur Shelby’ye suç duyurusunda bulunun!