Dikkat!.. İnternetten satılıyor!.. Bebekleri bekleyen büyük tehlikle!.. Hepsi ölümcül, hepsi bulaşıcı!
Bebeğin ilk 6 ay tüm gereksinimini sağlayan anne sütü, internet üzerinden satılmaya başlandı.
Doğum sonrası sütü fazla olan anneler, bu mucizevi besini internet siteleri üzerinden yasal olmayan şekilde satışa çıkardı. Ailelerden bazıları bunu hayır amaçlı yaptığını belirtirken bazıları da sütün 100 miligramını 100 liraya sattığını söyledi. İnternet üzerinden alınacak sütlerin sağlık risklerine dikkat çeken uzmanlar ise "Kaynağı bilinmeden bebeğe verilen bu sütler hepatit, AIDS gibi hastalıklar ve çeşitli enfeksiyonlara yol açabilir" uyarısında bulundu.
Anne sütünün bebek için mucizevi bir besin olduğu uzmanlar tarafından yıllardır söyleniyor. Bebek ve anne için yararı saymakla bitmeyen bu besin, artık sanal ortam üzerinden de satılmaya başlandı. Kökeni çok eski dönemlere kadar uzanan sütannelik kavramı, artık internette. Anneler sütünü satmak için veya anne sütü satın almak için internet üzerindeki bazı sitelerde ya da bloglarda yasal olmayan yollarla bir araya geliyor. İnternet üzerinden satışı yapılan anne sütünü, genellikle çocukları için yeterli süte sahip olmayan veya bir hastalığı olan aileler satın alıyor. Bebeği için süt arayan anneler, internet üzerinden bu ailelere ulaşıyor. Bazı aileler bu sütü bebeğe fayda sağlaması için ücretsiz verirken bazıları ise 100 miligramını, 100 liradan satışa sunuyor.
İnternet üzerinden gerçekleştirilen sütanneliğin son yıllarda hızla arttığını ifade eden Altınbaş Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Öğr. Gör. Dr. İpek Ada, "Emziren anneler yasal olmayan sitelerdeki annelerden süt arayışında bulunuyorlar. Bu iş ticarete dönüşmüş durumda. Bu siteler yasal değil ve ne yazık ki ülkemizde yaklaşık olarak mililitre başına 200 liraya kadar bu sütler satılıyor. Türkiye'de sütannelik gelenekselleşmiş bir yapı. Eskiden de süt annelik vardı fakat bu tanıdık yakın çevreden temin edilirdi. Son yıllarda ülkemizde bunlar sanal ortamda yaygınlaştı" dedi.
Anne sütü satışının ticarete dönüştüğünü belirten İpek Ada, "Bebeğin anne sütüne ulaşması en doğal ve mahrem haklarından biri ve bunun ticarete dönüştürülmesi, para karşılığı satılmasını hoş karşılamıyoruz. Bu durumun önüne geçmek için ancak hastaneler ve Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı merkezlerde, süt bağışçısı olmak isteyen anneye yapılan tetkikler ve incelemeler sonucunda uygun görülen bağışçıdan temin edilen sütler, uygun koşullarda saklanarak, güvenle her bebeğin anne sütüne ulaşma imkanı mevcut duruma gelebilir" diye konuştu.
Annelerin başka bir annenin sütünü almadan önce dikkat etmesi gerektiği uyarısında bulunan Öğr. Gör. Dr. İpek Ada, "Süt anneye herhangi bir tahlil yaptırılmıyor. Bu sütte HIV, hepatit gibi bakteriyel ya da viral bulaşıcı hastalıklar olabilir. Anne ilaç kullanıyor olabilir. Emzirme yoluyla bazı hastalıklar anneden bebeğe geçebilir. Anne alkol ya da sigara kullanıyor olabilir. O nedenle çok dikkat edilmesi gerekiyor. Çocuğa habersiz bir şekilde bu hastalıkların bulaşmasına neden olursunuz” ifadelerini kullandı. Aileleri uyaran Ada, şöyle devam etti:
“Süt annenin süt sağım sırasında göğüs hijyenine dikkat edip edilmediği bilinmediğinden bebekte ağız mantar enfeksiyonları başta olmak üzere pek çok mide-bağırsak enfeksiyonlarının da bu sayede çocuğa geçebileceği, süt anneden temin edilen süte karşı bebeğin alerjisi mevcut olabildiğinden gaz, kusma ve ishal gibi vücutta sıvı kaybına dayalı şikayetler görülebileceği ve süt anne başka bir bebeğin emmesi için sağdığı sütü uygun kap, ısı ve koşullarda saklamaz ve ulaştırmazsa hem sütün içeriğindeki besin değerinin düşebileceği, hem de sütün içerisinde üreyecek zararlı mikroorganizmalar ile bebeğin zehirlenmesine neden olabileceği unutulmamalıdır.”
Sütü olmayan annelere tavsiyelerde bulunan Ada, "Stres faktörlerini ortadan kaldırmalılar. Bunun sonrasında ise doğal besinleri tercih etmelilerdir. En önemlisi ise süt yapımını artırmak için incir, hurma, nohut ve bol sıvı tüketilmelidir. Bunun yanı sıra saf zeytinyağı ile göğüs bölgesine yuvarlak hareketlerle masaj yapılmalıdır. Bunlar sütü artıracaktır” dedi.
Emzirmenin önemine dikkat çeken Ada, “Hem bebeği hem anneyi hastalıklardan koruyan mucizevi bir zırh şeklindedir. Emzirme, anneyi, meme ve yumurtalık kanserinden korumaktadır. O halde hem kendiniz hem de bebeğinizin sağlığı için, olabildiğince uzun bir dönem emzirebilmek için özellikle kış aylarının içeceği olan salep ve bozanın hem emziren anneyi hastalıklardan koruyacağını hem de sütü mucizevi şekilde arttıracağını gözlemleyebilirsiniz. Aynı zamanda, emzirme döneminde pilates, yoga ve yüzmenin yanında babanın ilgisi de stres faktörlerini azaltır. Dolayısıyla annenin sütünün azalmasını engellemede bu faktörler önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Memorial Bahçelievler Hastanesi Pediatri Uzmanı Dr. Seçil Sözen Çakır ise sütün saklama koşullarının önemine dikkat çekerek şu tavsiyelerde bulundu:
"Anne sütünün içinde protein şekeri olduğundan nasıl saklandığı önemli. Sağıldıktan sonra canlı bir sıvı olduğundan 3 saat boyunca oda ısısında hiçbir enfeksiyon barındırmadan kendini koruyabilir. 4 derecelik buzdolabında 24 saat kalabilir. Dışarıya çıkardığınızda benmari usulü 40 derece suyun içerisinde ısınabilir. Derin dondurucularda ise en fazla -18 derecede 3 ay saklanabilir. 3 ay sonrası o süt bebeğe verilmemelidir. İnternetten aldığınız sütlerin saklama koşullarını bilmediğinizden bozuk bir sütü bebeğinize içirebilirsiniz. Eğer düzgün saklanamıyorsa enfeksiyon riski oluşturur. Çocuğun zehirlenmesi ve bağırsak enfeksiyonunun oluşmasına yol açar. Kusma, ateş, dizanteri gibi hastalıklar görülebilir.”
Bazı ülkelerde süt bankalarının olduğunu ve sütanneliğin devlet yoluyla işlediğini belirten Uz. Dr. Seçil Sözen Çakır, bu sistemin Türkiye’de olmasının anneler için fayda sağlayacağını belirterek, “Süt bankalarında bu sütün kimden elde edildiği, saklama koşulları, buzdolabında kaç derecede tutulduğuna kadar bilgiler yer alıyor. O bilgiler doğrultusunda sütler çocuklara veriliyor. Türkiye'de böyle bir durum söz konusu değil. Süt bankası olmasında çok büyük bir fayda var. Çünkü anne sütü son derece önemli. Anne sütü annenin yaşadığı tüm enfeksiyonlara sahip antikorları barındırıyor. İlk 6 ay boyunca anne sütü ile beslenen bebeklerde kızamık ve viral enfeksiyonlar asla olmuyor. Çocuğun ilerdeki alerjik problemlerinin olmasını engelliyor. İshallere, astıma, diyabete karşı koruyor. Alerjik hastalıklardan koruyor. Devlet güvencesi altında bu sütün sağlanmasında büyük fayda var” ifadelerini kullandı.
Edinilen bilgilere göre ailelerden biri, sütü 200 miligramlık steril poşetlerle ihtiyacı olan ailelere ulaştırdıklarını belirterek 100 miligramını ise 100 liraya sattıklarını söyledi. Ticaret amacı taşımadığını söyleyen kişi, “Şu an iki kişiye süt veriyoruz. Ben de zor durumda olmasam bu işten herhangi bir ücret istemem. Doğumdan bu yana maddi sıkıntılarımız oldu o nedenle bir miktar para alıyorum. Bizim bebeğimiz şu an bir aylık. Eşim herhangi bir sağlık sorunu yok istediğiniz testleri de yaptırabiliriz” dedi.
Hayır amaçlı süt verdiklerini belirten bir başka kişi ise, "Bizim ikinci çocuğumuz. İlk çocukta annesi emzirememişti ancak sütü şu an baya bol. Elektrikli süt pompası ile sağıp sütü buzlukta muhafaza ediyoruz. Ben bunu ticarete dönüştürmedim ve parayla satmıyorum. Bu işi hayır amaçlı yapıyoruz. 2 gün önce bir anneye süt yolladık. Şu anda elimizde süt yok ama ilerleyen zamanda tekrar haberleşebiliriz" diye konuştu.
Ankara’da yaşayan ve sütü İstanbul’a otobüsle yollayabileceğini belirten bir başka anne ise "Anne sütü satıyorum ve şu an elimde var. Ancak bir anne ile anlaştım ona göndereceğim. Ankara'da oturuyorum, İstanbul'a kargo ile göndermem çok zor. Bazı otobüs firmaları götürüyor. Belirli bir fiyatım yok siz nasıl uygun görürseniz o paraya sütü verebilirim" şeklinde konuştu.