Aşık Veysel kimdir, nerelidir, kaç yaşında öldü? Aşık Veysel gözlerini nasıl kaybetmiştir? Aşık Veysel neden öldü?
49. yıl dönümü olan Aşık Veysel kimdir, nerelidir, kaç yaşında öldü? Bugün hala Türk Edebiyatı'na kazandırdığı şiirlerle en önemli halk ozanları arasında yer alıyor. Aşık Veysel gözlerini nasıl kaybetmiştir? Aşık Veysel neden öldü? İşte hayat hikayesi...
Şiirleriyle olduğu kadar hayat hikayesiyle de herkesin yüreğine dokunan Aşık Veysel'in ölümünün üzerinden tam 49 yıl geçti. Geçen yıllara rağmen hala şiirlerinin söylenmesi, Aşık Veysel'in aslında aramızdan hiç ayrılmadığını gösterdi. KullanıcılarAşık Veysel kimdir, nerelidir, kaç yaşında öldü? sorularına yanıt aradı. Şiirlerinin yanında hayatıyla da herkesin yüreğini burkmuş olan ünlü ozanın hakkında çok şey merak edildi. Peki, Aşık Veysel gözlerini nasıl kaybetmiştir? Herkes onu, onun müziğini ve sesini özlüyor. Aşık Veysel neden öldü? İşte biyografisi...
AŞIK VEYSEL KİMDİR?
Aşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas Vilayeti'nin Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Annesinin adı Gülizar, babasının adı "Karaca" lakaplı Çiftçi Ahmet'tir. Veysel'in iki kız kardeşi, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak vefat etti. Ardından Veysel de yedi yaşında aynı hastalıktan dolayı iki gözünü de kaybetti. Babası, Veysel'in diğer çocuklar ile hiç oyun oynayamadığını görür ve ona yalnız kalmasın diye bir bağlama alır. Babasının hediyesi Aşık Veysel'in şuan hala nesilden nesile bilinmesi ve anılmasına sebep oldu.
Ailesi Veysel'i, akrabalarının kızı Esma ile evlendirdiler. Yüzü bir türlü gülmeyen halk ozanı, ilk önce yeni doğan erkek çocuğunu, daha sonra ise anne ve babasını kaybetti. Karısının başka birisine kaçmasıyla 2 aylık kızıyla beraber bir başına kaldı. Aşık Veysel daha sonra kızını da kaybetti. 1931 yılında yapılan Halk şiirleri bayramı ile hayata tekrar dönen Aşık Veysel, Gülizar isminde bir kadınla evlendi.
Aşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Aşık Veysel, bir dönem Köy Enstitüleri'nde saz hocalığı yaptı. Eserlerinde Türkçesi sade ve yalındır. Eserlerinde tezatlıklar hep birliktedir. 1973 yılında son halk ozanı Aşık Veysel akciğer kanseri sonucunda hayata veda etti.
HÜZÜNLÜ ESMA HİKAYESİ
Aşık Veysel’i 25 yaşındayken köylerindeki en güzel kız olan Esma ile evlendirdiler. Esma bu evliliği istemedi. Esma evlilikleri sırasında gönlünü başka birine kaptırdı. Aşık Veysel olanları göremiyordu ama hissediyordu. Esma bir gece Hüseyin ile birlikte kaçtı. Epeyce yol alan Hüseyin ve Esma bir yere oturarak soluklanmaya karar verdi. Yol boyunca çorabının içerisindeki bir şey Esma’yı rahatsız etmişti. Çorabını çıkararak ne olduğuna bakan Esma gördükleri karşısında çok şaşırdı. Çorabında 1 aylık geçimlerine yetecek kadar para vardı. O an Esma her şeyi anladı, Veysel kaçacaklarını anlayarak parasız pulsuz sefil olmasınlar diye Esma’nın çorabına para koymuştu.
Aşık Veysel'in küçük kızı Hayriye Özer, ünlü halk ozanının yaşadığı olayı şu sözlerle anlatmıştı:
"Babam, sevgilisiyle evden kaçan ilk karısı Esma’yı meğer çok severmiş. Esma gittikten çok sonra bile babam hala onu hayallerdi, köyün en güzel kadınlarından biriymiş. Bir gün kapıyı çalıp bana ‘Çok başım ağrıyor kızım, babandan benim için bir ilaç iste?’ dedi. Çok şaşırdım, ‘Nasıl isteyebilirim Esma anne?’ deyince, ısrar etti; ‘Sen iste, o verir’ dedi. Çekine çekine varıp söyledim babama. Elini cebine attı, çıkardığı aspirini avucumun içine koydu. O anda bana söylediği de hala kulağımda; ‘Onun başı daha çok ağrıyacak.’ Hakikaten dediği gibi de oldu, kadının hayatı perişanlıklarla geçti."
HALK OZANI NASIL KEŞFEDİLDİ?
Kendi anlatımıyla Aşık Veysel için her şey şöyle başlar: "Şiir söylemeye 35 yaşından sonra başladım. Evvel hatırımdan geçerdi, fakat utanırdım. 35 yaşından sonra, rahmetli Ahmet Kudsi Tecer, Sivas’ta maarif müdürü iken orada bir halk şairleri bayramı düzenlemişti. Sivas’ın civarında böyle saz çalanları toplamış, bizi de götürmüştü. Orada çaldık, söyledik. Ondan sonra işte dilimizin bağı çözüldü."
GÖZLERİNİ NASIL KAYBETMİŞTİR?
Yörede yaygın olan çiçek hastalığına yakalandı. Aşık Veysel'in sözleriyle;
"Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kaydı ve düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan."
AŞIK VEYSEL MÜZESİ
Büyük halk ozanı Aşık Veysel’in yaşadığı Sivrialan köyündeki evi 1982 senesinden itibaren Kültür Bakanlığı tarafından müzeye dönüştürülmüştür. Aşık Veysel’in kişisel eşyaları, sazları, fotoğraflar yer almaktadır. Her sene 16-21 Mart tarihleri arasında Şarkışla Sivrialan köyünde anma törenleri ve Aşıklar Bayramı düzenlenmektedir.
AŞIK VEYSEL'İN ESERLERİ
- Anlatamam Derdimi
- Arasam Seni Gül İlen
- Atatürk'e Ağıt
- Beni Hor Görme
- Beş Günlük Dünya
- Bir Kökte Uzamış
- Birlik Destanı
- Çiçekler
- Cümle Âlem Senindir
- Derdimi Dökersem Derin Dereye
- Dost Çevirmiş Yüzünü Benden
- Dost Yolunda
- Dostlar Beni Hatırlasın
- Dün Gece Yar Eşiğinde
- Dünya'ya Gelmemde Maksat
- Esti Bahar Yeli
- Gel Ey Âşık
- Gonca Gülün Kokusuna
- Gönül Sana Nasihatim
- Gözyaşı Armağan
- Güzelliğin On Para Etmez
- Kahpe Felek
- Kara Toprak
- Kızılırmak Seni Seni
- Küçük Dünyam
- Murat
- Ne Ötersin Dertli Dertli
- Necip
- Sazım Seherin Vaktinde
- Sekizinci Ayın Yirmi İkisi
- Sen Bir Ceylan Olsan
- Sen Varsın
- Şu Geniş Dünya'ya
- Uzun İnce Bir Yoldayım
- Yaz Gelsin
- Yıldız
- Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz