Aşk hiç biter mi?

Bu soruyu ilk kim ve neden sordu acaba? Ezginin Günlüğü’nün bu isimli şarkısı pek güzel ama sorunun nereden çıktığını da merak ediyorum. İnsanlar niçin bu soruyu sormuş? Neden ısrarla sormaya da devam ediyorlar? Neden aşkın bitip bitmediğini araştırıyorlar? Oysa gerçeklik gün gibi ortada: Bitiyor işte!

Onca destansı aşk, üzerine şiirler yazılan sevgililer, kimi zaman arabesk, bazen sıcaklık, bazen de buz kesen soğuk. Bitiyor. Aşk bitiyor. Aslında hepimiz bu sorunun yanıtını biliyoruz. Peki bile bile neden soruyoruz? Bu zamana kadar sanki hiç olmamış gibi aynı soru neden soruluyor? Sanki o ‘muhteşem aşıklar' hiç ayrılmamış, ‘mutlu evlilikler' hiç bitmemiş gibi. Hep soruluyor?

Yanıtını herkesin bildiği, herkesin yaşadığı, herkesin hissettiği.

-Aşk hiç biter mi?

-Biter!

‘Aşk', üzerine en çok yazı yazılan, yorum yapılan konu ama bir o kadar da yanlış düşünülen,
hatalı yorum yapılan kavram. Peki ‘neden aşık olduğumuzu' düşündünüz mü hiç?

Bu insanın fizyolojik ihtiyacı mıdır? Doğuştan gelen bir gereksinim midir, yoksa biz mi yaratırız bu duyguyu? Yanıtını tartışmayacağım. Benim varmak istediğim yer başka: "Karşısındaki mutlu olsun diye aşık olabilen biri var mıdır hiç?" Yoktur tabi.

Aslında bir okuyucumun bana gönderdiği soru çok çarpıcıydı. Şöyle soruyor: "Aşk var mı ki?" Ve devam ediyor: "Aşkın var olmadığını, aşık olunca öğreniyor insan. Çünkü her defasında aşkı inkar ediyor düşüncelerimiz. Aşk olsa bu kadar kanamazdı kalbimiz." Doğruluk payı yok mu sizce de?

Eğer gerçekten aşk olsaydı, kişi kendi bencilliği üzerine mutluluk aramazdı. Ya da aşkın bitmesini de normal karşılanırdı. Ama olmaz. Tek taraflı başlayan bir duygu, iki kişiyle çoğalınca, bitişi kimi zaman acıtıyor. Kimi zaman iki kişiyi de darmadağın ediyor. Kimi zaman tek taraflı bir deprem yaşanıyor. Ama bitiyor. Aşk bitiyor. Belki de her şey bir yanılsama. Olmayan bir şeyin bitmesi, olan acılara sürüklüyor insanı.

Çünkü aşk bencil bir duygudur. İki kişiyle yaşanan, ama tek taraflı var olabilen, dolayısıyla da
tek taraflı bitebilen. Evlilikler üzerine tartışılan konular da böyledir. Başlar ve o veya bu nedenle biter. Acıtır, yaralar ama "Hayat böyle bir şeydir" dedirtecek kadar ‘zavallı bir duruma' düşürür bizi. Çünkü söylenecek bir şey yoktur.

Kıskançlık, geçimsizlik, sihrin bozulması… Ne derseniz deyin. Bitiyor. Çünkü ikili ilişkilerde, hele hele evliliklerde, kişilerin ne yaptığı değil, ne yapmadığı daha çok önemli oluyor. Ve ne gariptir ki, aşkın bencilliği, yaşamın bencilliği ile birleşince, aşk bitiyor.

Aşk biter. Aşık olma duygusu ve isteği devam eder.

Çünkü, ‘aşık olmak' aşkın kendisinden daha önemlidir çoğu zaman.

Hep birlikte düşünelim: Yoksa insanoğlu aşktansa aşık olma isteğine mi aşık?