Atatürkçüleri CHP’ye döndürme plânı bir suikastla başarıya ulaşır mı?

Bakmayın öyle, e-devlet’i kilitleyecek noktaya varan 100 bin istifanın ardından Genel Başkan Meral Akşener’in kös kös Altılı Masa’nın kenarına yeniden ilişivermesine ve ardından yaşanan mutluluk patlamalarına.

Meğer ne çok severlermiş Kemal Kılıçdaroğlu’nu.

Sahtekârlar!

Daha beş gün öncesine kadar “Kılıçdaroğlu kazanamaz” diyerek bin tane gerekçe sıralayan sanki onlar değil.

Aslında haklılar.

Kazanamayacak gerçekten de.

Üzgünüm, bunu şimdi söylüyorum ama Kılıçdaroğlu’nun neden kazanamayacağına dair ortaya koydukları gerekçelerin tamamı doğru.

Meral Akşener de biliyordu bunu ama alternatifleri Kılıçdaroğlu’ndan daha da beterdi. Adam yokluğundan. Üç beş FETÖ’cünün Anadolu kasabalarında İyi Partililerle birlikte oluşturduğu mini kalabalıklar onu çok heveslendirdi Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı için ama nafile. Kumaşı iyi değil. Mansur Yavaş için ise kendi eski ülküdaşlarının ne söylediğini burada yazmayayım. Tam biçare.

İki gündür  “Oldu bu iş” diye zafer naraları atsalar da hakikatin soğuk yüzü her saniye suratlarına çarpıyor.

Kılıçdaroğlu’nu önüne her gün şişirme anketleri koyarak sürekli “Siz kazanacaksınız efendim” diye kıvama getirenlere sormak lâzım bu durumu.

Kemal Bey de anlaşılan 11 seçim kaybetmiş olmanın travmatik ezikliğiyle, siyaset kariyerinde iyi bir final yapmak istedi.

Ama korktukları başlarına gelecek. Kemal Kılıçdaroğlu kazanamayacak.

Çünkü bugün bambaşka bir dünya ve Türkiye var artık. Millî ekonomi, millî savunma sanayi hamlesiyle, dünyada oynadığı rolle bir küresel aktör olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’si bu.

Ve Türkiye’yi sırf “Erdoğan’ı devirelim de ne olursa olsun” diyen, sorunların sihirli bir değnekle düzeleceğini sanan ham hayalci bir kuru kalabalığın ucuz söylemlerine teslim etmeyecek kadar feraset sahibi bir millet var ülkemizde.

Millet bir kere daha gördü ki bu Altılı Masa İttifakı her an dağılabilir ve devleti kilitlerler.

Ama en önemlisi KEMAL KILIÇDAROĞLU GERÇEĞİNİ onu oraya getiren ve itekleyenler de biliyor.

Meral Akşener sarsıntısıyla Erdoğan’ın oylarının yüzde 55’e vurduğunu söyleyenler de onlar.

Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun tasfiye ettiği ATATÜRKÇÜLER artık başka adreslerde.

MHP’yi ve AK Parti’yi bırakıp İYİ Parti’ye geçenler şimdi yeniden yuvalarına dönüyor.

Meral Hanım'ın “ülkücü kadrosu” Cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’yi ziyaret edecek olması hakkında kara kara düşünürken, İYİ Parti eridikçe eriyor.

14 Mayıs gecesi saat 22.30’da Altılı Masa ve arkasındaki Biden kafalılar, gökyüzünde yıldızları sayarken bir kez daha “Biz nerede hata yaptık” diye soracaklar. O vakit Meral Akşener’in üzerine sifonu çekme çağrısı yapan Piyanist Fazıl Say’a “Play it again say” diye seslenebilirler. Say, şimdiden aşağıdaki şarkılara çalışabilir:

“Çok geç kalmışız canım/Vakit bu vakit değil”

Ya da

“Sen bana geç kaldın, ben sana erken”

Beklenen bu acı hakikat KAOS ve SUİKAST gibi planların devreye sokulmasını beraberinde getirir mi?

Amacım bir korku yaratmak değil.

Çünkü gereken “vurucu oy oranı”nı yakalayamadılar. 

Senaryonun ilk emarelerini gördük zaten.

Ufak tefek cinayetler denir ya o türden.

Bu ülke halkını birbirine düşürme hareketleri.

Güdülenmiş ve organize edilmiş birileri tribünlerden "ULAN" hakaretiyle hükümet ve Cumhurbaşkanı devirir, Kadıköy’de küçük çaplı Gezi girişimleri düzenlenirken Bursa’da da başka bir provokasyon devreye sokuldu.

1990’lar faşizminin sembollerinden biri olan BEYAZ TOROS ve o dönemin halk düşmanı tetikçisi YEŞİL’in pankartlarıyla Diyarbakır Amedspor-Bursaspor maçında bu ülke halklarının arasına kama sokma denemeleri yapıldı.

Beyaz Toros ile Yeşil’in yöneticilerinin bugün Altılı Masa’da olduğunu yeniden hatırlatalım mı?

Ne dersiniz Pervin Buldan? Bir kahvaltıya var mısınız kız kıza? Muhtemel konuşacak çok şey olacaktır aranızda.

Peki bir kaos ortamı hazırlamak için nasıl bir suikast türü deneyecekler?

Sorunun cevabını, Beyaz Toros ve Yeşil pankartlarını yazanların 90’lı yıllardaki geçmişinde ve hepsi birer Atatürkçü olan Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı gibi isimlere yönelik suikastlarda aramak gerek.

Amaç, Memleket Partisi, Demokratik Sol Parti, Vatan Partisi, Zafer Partisi gibi siyasal partilere yönelen ve oylarının toplamı neredeyse yüzde 6’ya varan Atatürkçüleri yeniden Altılı Masa’da konsolide etmek.

ABD’nin hedefi belli.

Türkiye’nin yeniden kontrol edilebilir ve yönetilebilir hale gelmesi için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi gerek.

Bir dostumla konuşuyorum. Çok ilginç bir şey söyledi bana:

“12 Eylül Darbesi neden yapıldı biliyor musun? Yunanistan’ın yeniden NATO’ya alınması için. Zaten darbe yapıldı, cuntacılar ilk iş Yunanistan’ın NATO’ya girişini onayladı. Türkiye şimdi İsveç ve Finlandiya’nın yani Rusya’nın sınır komşusu olan iki ülkenin NATO’ya girişini onaylamayarak engelliyor. Amerika’nın küresel çıkarları bu noktada büyük bir zarar görüyor. Her şey yapabilirler.”

Bu kez de yapamayacaklar, öfkelerinin sebebi bu.

Ama yine de dikkat!

Not almaya devam edelim.