Aynı tas aynı hamam
Fenerbahçe’de Galatasaray mağlubiyetinden sonra çok kaotik bir hava olduğu herkesin malumu. Sezon çok uzun ancak şampiyonluk yolu, bu zor virajlarda döşenecek doğru taşlardan geçiyor. Fenerbahçe geçen hafta Ümraniyespor deplasmanında zorluklar ve hakem hatalarıyla kazandı. Yine de kaos bitmiyor, bitmek bilmiyor.
Hafta arasında önce Erol Bilecik; Gökhan Dinç, Haluk Yürekli, Nevzat Dindar ve Ali Naci Küçük’ü açık açık hedef göstererek açıklamalarda bulundu. Sonrasında TSYD’de bu açıklamaları kınayarak dik bir duruş gösterdi. Ardından ise Fenerbahçe Kulübü resmi hesaplarından bir açıklama yaparak cevap verdi.
Üzülerek söylüyorum ki Fenerbahçe’de film başa sarılmış. Her yıl şampiyonluktan uzaklaştıkça, Fenerbahçe’de yönetimi taraftarı konsolide etmek adına bazı gündem maddeleri buluyor. Geçen sezonun sonunda Rasim Ozan Kütahyalı ile Başkan Ali Koç’un kavgası, önceki sezonlar da 1959 öncesi şampiyonluk iddiaları bunun örnekleriydi. Şimdi de Galatasaray maçından sonra kimseye hiçbir faydası olmayan kavgalar…
Ali Koç’un, Babala TV’de Oğuzhan Uğur’a çıkma kararı aldığını öğrendim dün. Oğuzhan Uğur’un muhteşem programlar yaptığına şüphe yok. Ancak bu program Fenerbahçe’nin şampiyonluk yürüyüşüne büyük zarar verebilir. Bu programda olabilecek ani gelişen, aşırı sinir ve öfke kontrolsüzlüğü, Fenerbahçe takımında olan huzursuzlukları daha da gün yüzüne çıkarabilir. Örneğin Emre Bol’un, geçen hafta Sözde Futbol’da haberleştirdiği Başkan ve Jesus arasındaki gerilimi, o programda izleyicilerin kaşıyacağından şüphem yok.
Bu arada hem Galatasaray’ın hem de Beşiktaş’ın TFF ve MHK’ya bütün eleştirilerinin Fenerbahçe üzerinden olmasını da adil ve doğru bulmadığımı da söylemem gerekli. Yani bu iki büyük camianın da Fenerbahçe’yi hedef alması vicdanlı değil. Fenerbahçe de yaşadığı iç kaosa, rakipleriyle olan kaosu eklememeli. Bu tür savaşlardan galip gelme genetiği ne yazık ki Fenerbahçe’de yok. Enerjisini saha dışı savaşlara veren Fenerbahçe, sekiz yıldır şampiyonluktan çok uzak.