Bahçeli'den İBB'ye teftiş yorumu: Bu işin şakası yok
MHP Lideri Devlet Bahçeli, terör örgütüyle iltisakı olan Belediyeler ve İçişleri Bakanlığı'nın İBB'ye düzenlediği teftişle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, ''İddialar doğru ise başta belediye başkanı olmak üzere sorumlular görevden el çektirilmeli. Bu işin şakası yok" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanlığı tarafından İBB'ye yönelik başlatılan teftişi ''Terör örgütüyle iltisakı olanları belediyeye alanlar bu fiilleri sabit görülürse görevden el çektirilmeli'' sözleriyle değenlendirdi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, terör örgütüyle iltisakı olan Belediyeler ve İçişleri Bakanlığı'nın İBB'ye düzenlediği teftişle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu, Bahçeli "Bu işin şakası yok" dedi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Terör örgütüyle iltisakı olanları Belediyeye alanların bu fiilleri sabit görülürse başta Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı, derhal görevinden alınmalı, büyükşehir belediye meclisi de yeni başkanı seçmelidir" dedi.
Teröristin belediyede işi ne?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili iddiaların vahim olduğunu ifade eden Bahçeli, “Bu belediyede çok sayıda işe alınanlardan 557 kişinin terör örgütleriyle irtibat ve iltisakları belirlenmiştir. İçişleri Bakanımız kararlı konuşmaktadır. Dağdaki terörün kökünü kazıma iradesinde olanların kamu kurumlarına ve belediyelere sızan terörle bağlantısı olanlara seyirci kalması düşünülemez. Terör örgütleriyle iltisaklı olanların İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ne işi vardır?” diye tepki gösterdi.
İhanet cezasız kalamaz
MHP Lideri Bahçeli, “Terör örgütüyle iltisakı olanları Belediyeye alanların bu fiilleri sabit görülürse başta Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Derhal görevlerinden el çektirilmeleri adaletin gereği olacaktır. Suçluyu koruyan suç işlemiştir. Teröristleri belediyede işe alanların yeri belediye olamaz. Bunların adresi mahkemedir. Şayet iddialar doğru ise Büyükşehir Belediye Başkanı İstanbul’a ihanet etmiştir. Bu ihanet ise cezasız kalamaz. Toplanıp marşlar söyleyerek durumu kurtaramazlar” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TÜRKGÜN'e verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:
2021’i bitiriyoruz. Yeni bir yıla giriyoruz. 2021’i genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
DEVLET BAHÇELİ: Elbette kolay bir yıl olmadı. 2021, zorluklar ve ağır sorunlar eşliğinde geçti. Buna rağmen Türkiye var oluş mücadelesini her alanda kararlılıkla sürdürdü.
İç ve dış dayatmalara karşı milli bir duruş sergilendi.
Ülkemizin yükselişini engellemek için provokasyon üstüne provokasyon yapıldı.
Siyasi istikrarın, ekonomik normalleşmenin, toplumsal huzurun, sosyal dengenin kırılması amacıyla tahrik ve tertip süreci canlı tutuldu.
Sahnelenen oyunlar milli birlik ve dayanışma ruhunun direnişiyle bozuldu.
2021 yılında, 2023 hedeflerinin kesintiye uğraması, Türkiye’nin ilerleyiş hızının kesilmesi maksadıyla her yol denendi.
Bunların hepsi milletimizin gözü önünde cereyan etti.
Türkiye’nin karşı cephesindeler
Teessüfle ifade etmek isterim ki, muhalefet partileri bütünüyle Türkiye’nin karşı cephesinde yer aldı.
İktidara değil Türkiye’ye muhalefet ettiler.
Mesela zillet ittifakı terörle mücadeleye karşı çıktı, tezkereye hayır dedi.
CHP, sözde Kürdistan çığırtkanlığına sessiz kaldı.
KOVİD-19 virüsünün arkasına saklanıp ülkemizi kötülediler.
Döviz kurunu siper yapıp Türkiye’yi yayılım ateşine tuttular.
Her gelişmeye kulp taktılar.
Milli meselelere yabancı kaldılar.
Milli güvenliğimizi tehdit eden odaklarla içli dışlı oldular.
İP, İstikametinden şaştı
2021 yılında CHP sınıfta kaldı. Siyaseten dağıldı, ahlaken havlu attı.
İP istikametinden şaştı. Fikirsizliği, kimliksizliği, hedefsizliği, siyaseti okumadaki acizliği, milli konulardaki mütereddit tavrı, bölücülerle girdiği karanlık ilişki ağları İP’in gerçek yüzünü deşifre etti.
HDP VE CHP Aile, ip konu mankeni
HDP’de ise değişim zaten beklenmiyordu, yine PKK terör örgütünün dümen suyundan gitti. PKK ile HDP’yi ayırt etmek artık imkansız hal aldı.
HDP, Türk siyasetine döşenmiş mayın tarlasıdır.
HDP, Türk demokrasisine kurulmuş tuzaktır.
HDP, terörün ve bölücülüğün mihrakıdır.
Bu nedenle siyasette varlığı, TBMM’de temsil edilmesi hukuk skandalıdır.
Gelin görün ki, HDP ile CHP aile fotoğrafında birlikte poz veriyorlar.
İP, bu fotoğrafın çevresinde konu mankenliği yapıyor.
Diğer marjinal partilerin HDP ilgisi ihanet düzeyinde.
Karşımızdaki bu ayıplı tablonun tasfiyesi için 2021 yılında hayırlı bir adım atılmış, HDP’nin kapatılmasıyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanmış iddianame Anayasa Mahkemesi’ne sunulmuştur.
Bu mahkeme de ilk olarak iddianameyi reddetse de, ikinci defa hazırlanan iddianameyi kabul etmek durumunda kalmış, böylelikle HDP hakkındaki kapatılma davası görüşülmeye başlanmıştır.
HDP mahkemeliktir.
Kaldı ki, millet vicdanında da mahkumiyeti çoktan tescil edilmiştir.
FETÖ VE PKK’NIN kökü kazınmalı
2021 yılında terörle olağanüstü bir mücadele süreci yaşanmıştır.
Gerek sınırlarımız içinde, gerek sınır ötesinde arka arkaya icra edilen operasyonlar terör örgütünün nefesini kesmiş, çok şükür belini kırmıştır.
FETÖ ve PKK’nın kökü kazınmalıdır.
Hiçbirisine fırsat verilmemelidir.
Türkiye haklı ve meşru bir mücadeleyi cesaretle sürdürmektedir.
Terörle yaşamaya alışmayacağız
2021’de köşeye sıkışan terör örgütü, 2022 yılında kahramanlarımızın altın vuruşuyla, ümit ve temenni ediyorum ki, mahvı bitap olacaktır.
Terörle yaşamaya alışmayacağız.
Teröristlere hiçbir şart altında sabır ve tahammül göstermeyeceğiz.
Bölücü terör örgütüne destek veren, finanse eden, yardım ve yataklık yapan ülkeler artık bu yanlıştan 2022 yılında dönmelidir.
Terör örgütünün iyisi kötüsü, seninkisi benimkisi olmaz.
Nitekim terör insanlık suçudur.
İddialar vahim
Tam da konu açılmışken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan özel teftiş hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
DEVLET BAHÇELİ: Türkiye bir hukuk devletidir.
Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır.
Hiç kimse hukuktan bağımsız değildir.
Bir defa bu temel ilke üzerinde herkesin görüş birliği sağlaması şarttır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili iddialar vahimdir.
Bu belediyede çok sayıda işe alınanlardan 557 kişinin terör örgütleriyle irtibat ve iltisakları belirlenmiştir.
Bunların arasında, FETÖ’cüler vardır, PKK/KCK bağlantılı olanlar vardır, DHKP-C’yle organik bağı olanlar vardır, MLKP ve MKP’li olanların varlığından bahsedilmektedir.
İçişleri Bakanımız kararlı konuşmaktadır.
Dağdaki terörün kökünü kazıma iradesinde olanların kamu kurumlarına ve belediyelere sızan terörle bağlantısı olanlara seyirci kalması düşünülemez.
Terör örgütleriyle iltisaklı olanların İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ne işi vardır?
Bunlara göz yuman, bunların işe alınmasına onay veren suç işlemiş sayılmayacak mıdır?
Bu kanunsuzluk, bu hıyanet hiçbir kalıba sığmayacak kadar ciddidir.
Hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı
Dernek görünümlü DİAYDER isimli paravan bir terör oluşumunun referansıyla seçilmiş militanların peyderpey işe girdikleri anlaşılmaktadır.
Buz dağının henüz görünen kısmının üzerine gidilmektedir.
Görünmeyen tarafının ise deşifre olacağı günler çok uzak değildir.
İçişleri Bakanlığı’nın özel teftiş uygulaması doğrudur.
İddialar tevsik edilirse tahkikat aşamasına geçilmelidir.
Terör örgütüyle iltisakı olanları Belediyeye alanların bu fiilleri sabit görülürse başta Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Derhal görevlerinden el çektirilmeleri adaletin gereği olacaktır.
İddialar doğruysa ihanet etmiştir... istanbullunun hakkı gasbedilemez!
CHP’li Belediye Başkanı diyet ödeyecekse bunu devletin üzerinden yapamaz. İstanbulluların hakkını gasp edemez.
Buna hiç kimse olur veremez. Suçluyu koruyan suç işlemiştir. Teröristleri belediyede işe alanların yeri belediye olamaz. Bunların adresi mahkemedir.
Şayet iddialar doğru ise Büyükşehir Belediye Başkanı İstanbul’a ihanet etmiştir. Bu ihanet ise cezasız kalamaz. Toplanıp marşlar söyleyerek durumu kurtaramazlar.
Kılıçdaroğlu’nun “hazmedemedikleri için saldırıyorlar” sözleri ise zırvadır, suçluların telaşıdır.
Hesabı sorulmalı
Büyükşehir Belediye Başkanı’nın millete emanet olduğunu söyleyenler, emanete leke süren birisinin millet tarafından sahiplenmeyeceğini bilmek zorundadır.
Dağda başı ezilen teröristin TBMM ve belediye koridorlarında dolaşması aklımızın havsalamızın alamayacağı bir çarpıklıktır.
Bu çarpıklığın hesabı mutlak surette sorulmalı, sorumlular hakkında gereği hukuk içinde yapılmalıdır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, teröristleri işe alacağına işsiz güçsüz insanlarımızın yarasına merhem olmalıdır. Fakat bunu yapmamıştır.
Belediyede işe giren teröristler milli güvenlik sorunudur.
Bunlar yarın, mesela İstanbul’un şehir suyuna zehir karıştırsalar ne yapacağız? Ne diyeceğiz? Bu felaketin üstesinden nasıl geleceğiz?
"Suça karışan görevden alınmalı"
Ekrem İmamoğlu’nun görevinden alınmasını mı istiyorsunuz?
DEVLET BAHÇELİ: Suçluysa elbette görevinden alınmalı, büyükşehir belediye meclisi de yeni başkanı seçmelidir.
Bu işin şakası yoktur.
İçişleri Bakanlığı’nın özel teftişinden suçu olmayanın rahatsız olmasına gerek de yoktur.
Eğer suç varsa cezası da olmalıdır.
İstanbul terör örgütlerine teslim edilemeyecektir.
İstanbul’a hizmet bahtiyarlıktır. Dua bereketidir.
Ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı siyasi hırslarına yenilmiştir.
Farklı zamanlarda gerçekleştirdiği il ve ilçe ziyaretleri gizli bir gündem peşinden koştuğunu göstermektedir.
Nasıl bir gizli gündem?
DEVLET BAHÇELİ: Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayı hala açıklanmış değildir. Bu kapsamda kıran kırana bir rekabet olduğu açıktır.
Kılıçdaroğlu devamlı “ittifak uygun bulursa cumhurbaşkanı adayı olmaktan onur duyarım” diyor.
İsimleri adaylık için geçen büyükşehir belediye başkanlarına ise olumlu bakmıyor.
İstanbul ve Ankara’ya hizmet etme sorumlulukları olduğunu ara ara ifade ediyor.
Buna karşılık İmamoğlu, en başta İP Başkanı’nın dolduruşuna gelerek fiili adaymış gibi ortalıkta geziyor.
Büyükşehir Belediyesi’ndeki makamına da boş zamanlarında uğruyor.
İstanbul sahipsiz bırakılmıştır.
Belediye hizmetleri aksamaktadır.
CHP’deki koltuk savaşları, zillet ittifakının çıkar ve ikbal hesapları, özellikle İstanbul ve Ankara’da yaşayan vatandaşlarımızı derin bir hayal kırıklığına uğratmıştır.
Buna hiç kimsenin hakkı yoktur.
Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayını açıklayacak hazırlığı yoktur.
Cesareti yoktur. Kararı yoktur. İşleri güçleri polemik, dedikodu.
Leyleğin ömrü laklakla geçermiş, bunlarınki de tezvirat ve tefrikayla geçiyor.
Çıksınlar adayımız bu desinler. Nasıl bir siyaset izleyeceklerini açıklasınlar. Hedeflerini paylaşsınlar. Yok, yapamazlar, çünkü vermeyince mabut ne yapsın mahmut.
Merhum Prof.Dr.İdris Küçükömer diyor ki, “CHP aslında batılılaşma adı altında düzenin yabancılaşmasını temsil etmiştir.” Bu tespit doğrudur.
CHP milli güvenlik sorunu olduğunu belgelemiştir.
Adayları kim olursa olsun, artık faydasızdır, millet nezdinde itibarsızdır.
Siyasetin fırtınalı mecrasında, istasyon değişimleri sonuç vermeyecektir.
Ham hayaller
- Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistemle ilgili altı partinin temsilcilerinden oluşan heyet raporunu hazırladı. Bu gelişmeye ne diyorsunuz?
DEVLET BAHÇELİ: Havanda su dövüyorlar. Boşa kürek çekiyorlar.
Bir söz vardır: Sineğin akıllısı kiraza konup şehre gidermiş, ahmağı da gübreye düşüp köye gelirmiş.
Türk milleti yönetim sistemiyle ilgili kararını vermiştir. Türkiye’nin geleceği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gerçeğidir. Bir başka anlatımla Başkanlık Sistemi’dir.
Parlamenter sisteme dönme amacı ham hayaldir. Türkiye’yi boşuna meşgul etme aymazlığıdır.
Aynı ezberleri telaffuz ederek, denenmiş yollardan geçerek, bildik şablon ifadeleri seslendirerek hiçbir yere ulaşılamaz.
CHP, İP, HDP ve diğerlerinin Türk milletine sadece ve sadece seçim, referandum, sonra bir kez daha seçim sarmalından başka bir vaatleri yoktur.
Zillet ittifakı çıkmaz sokaktır.
Sonu hüsran bir maceradır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasete istikrar kazandırmıştır.
Devlet yönetimine düzen, denge ve etkinlik katmıştır.
Kuvvetler ayrımını netleştirmiştir.
Türkiye bu sayede gücüne güç eklemiştir.
Parlamenter sisteme dönme hevesleri beyhudedir.
Seçimler 2023’ün Haziran ayında
Sizin görüşünüzü biliyoruz ama, erken seçim çağrıları da dinmiyor.
DEVLET BAHÇELİ: Söyleyecekleri başka bir şey yok.
Yeni bir şey bulamıyorlar.
Hep aynı nakarat. Hep aynı masal.
Hatta Ocak ayında erken seçim ilanı yapılacağını söyleyen akılsızlardan tutun da, Mayıs veya Haziran ayında seçim olacağını ileri süren zavallılara kadar devamlı surette papatya falı açıyorlar.
Zannederim gerçeği kabullenemiyorlar.
Veya talimat aldıkları patronları ısrarla bastırıyor, mecburen hemen seçim, şimdi seçim, derhal seçim diyorlar.
Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi 2023 yılının Haziran ayında yapılacak.
Buna alışsalar iyi olur. Milletin gündemi seçim değildir.
Yapacağımız daha çok iş vardır.
Zillet ittifakı başka bir meşgale bulmalıdır.
Kabul edilmeyecek duaya amin demelerine gerek de yoktur.
CHP Genel Başkanı, geçtiğimiz günlerde HDP’yi Türkiye’nin siyasi partisi olarak değerlendirdi. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da, HDP’nin terörle arasına mutlak bir mesafe koyduğunu ileri sürdü. HDP eşbaşkanları ise Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ziyaret ederek açıklamada bulundular. HDP’yi adeta aklama ve parlatma süreci işliyor. Sizin yorumunuzu alabilir miyiz?
DEVLET BAHÇELİ: Çok ibretlik gelişmeler yaşanıyor.
CHP’nin ve diğer ittifak ortaklarının HDP güzellemeleri tam bir gayri millilik.
HDP’den medet ummak Türkiye’ye karşı yapılan en büyük kötülüklerden birisi.
Dahası HDP’ye parti demek mümkün değil.
Demokrasi inkarcısı, bölücülüğün ana direği, terör şantiyesi olan çürümüş bir yapıya parti demek tarihi bir hatadır.
Dile getirdiğiniz bu partilerin HDP sevdası tamamıyla siyasi rant arayışıdır.
Ancak unuttukları bir hakikati ben tekraren hatırlatayım:
Kürt kökenli kardeşlerimi HDP temsil etmiyor, edemez.
HDP demek PKK demek.
Kürt kökenli kardeşlerim istismara kapalıdır.
Artık oyunu görmüşlerdir.
Akan kan milletin kanıdır.
Saldırı ve suikast millete karşı yapılmaktadır.
Kürt kökenli kardeşlerim terörden çok çekmiştir.
Diyarbakır annelerinin feryatlarına kulak verenler HDP’nin terörizmin nasıl bir sevk zinciri halkası olduğunu anlayacaktır.
HDP’yi aklama yarışına girenler, arkalama gayretkeşliğine heves edenler aslında yalnızca ittifak ortakları değil, aynı zamanda suç ortaklarıdır.
Serok, dün ne diyordu bugün ne diyor?
Serok Ahmet, HDP’li eşbaşkanlarla görüşmesinde diyor ki, “demokrasiler, farklı görüşlere, vizyonlara sahip partilerin diyalog kurabilmesi, karşılıklı olarak görüşlerini tartışabilmesi açısından bir özgürlükler rejimidir.”
Bahsi geçen bu özgürlükler rejimini baltalayan kim?
İnsanlarımızın canına, malına kast eden alçaklar kimler?
Serok dün ne diyordu, bugün ne söylüyor?
Bugünü geçmişine kefil olamayanlardan bu ülkeye hiç hayır gelmemiştir.
HDP bir terör aparatıdır. Zalimlerin maşasıdır. Onun yeri siyasette olamaz, demokrasi hayatında olamaz, kapatılması da tarihe, adalete, millet vicdanına ihmal edilemez bir hukuk borcudur.
HDP eşbaşkanlarının acil seçim çağrıları da ittifak ortaklarıyla emel ve hedef birlikteliğini tasdik ve teyit etmektedir.
Türkiye düşmanlarıyla birlikteler
CHP Genel Başkanı, Selahattin Demirtaş ile Osman Kavala’nın niye içeride olduğunu geçtiğimiz günlerde tekrar sordu. Hatta dedi ki, “sonra da demokrasi var diyorlar. Tam bir aldatmaca.” Sizin değerlendirmenizi alabilir miyiz?
DEVLET BAHÇELİ: Demirtaş ve Kavala’nın cezaevinde olmasını demokrasi yokluğuna bağlayan bir kafa yapısı çok tehlikelidir, çok sakıncalıdır.
Aynı şekilde art niyetlidir. Demirtaş teröristtir, Kavala şaibeli birisi olmakla birlikte Soros’un Türkiye üzerindeki hesaplarının takip ve teminçisidir.
Nerede bir Türkiye düşmanı varsa Kılıçdaroğlu onun yanındadır.
Nerede bir Türkiye’ye çekilmiş silah varsa Kılıçdaroğlu onun kabzasından tutmaktadır.
Demokrasilerde teröristlere yer yoktur, var diyen işbirlikçidir, terörsevicidir.
Kandil’deki terör elebaşlarına kulak verdiğinizde, CHP’yi, İP’i nasıl da övdüklerini göreceksiniz. Kandil, zillet ittifakının geri planda bekleyen paydaşıdır.
Bunların üst aklı da okyanus ötesidir.
Hükümeti düşüreceklermiş, toplumsal hareketlenmeyi istiyorlarmış. Bir denesinler de dünyanın kaç bucak olduğunu görsünler.