Bakan Dönmez: Geçen yıl 38 ton altın üretimiyle rekor kırdık
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin geçen yıl 38 ton altın üretimiyle rekor kırdığını belirterek, "Salgına rağmen 2020 hedefimiz 44-45 ton. Önümüzdeki 5 yılda da hedefimiz altın üretiminde yıllık 100 tona ulaşmak" dedi
Bakan Dönmez, yaptığı açıklamada, altın üretiminin uzun dönemli araştırma ve yatırım gerektirdiğini, Türkiye'de altın tüketiminin yüksek olduğunu ifade etti.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin geçen yıl 38 ton altın üretimiyle rekor kırdığını belirterek, "Salgına rağmen 2020 hedefimiz 44-45 ton. Önümüzdeki 5 yılda da hedefimiz altın üretiminde yıllık 100 tona ulaşmak" dedi
Türkiye'de 2000'li yıllara kadar altın üretimi yapılmadığına dikkati çeken Dönmez, geçen yıl 38 tonla en büyük üretimin gerçekleştirildiğini söyledi.
Söz konusu üretimin, bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 40 artış gösterdiğini aktaran Dönmez, şöyle konuştu:
"2020 hedefimiz salgına rağmen 44-45 ton, ancak bu yeterli değil. Her yıl 130-160 ton altın ithal ediyoruz. Ödediğimiz rakam az değil, 8-10 milyar dolar. Bu yıl ilk 6 ayda altın ithalatına ödediğimiz bedel 11 milyar dolar. Belki en büyük ithalatı yapmış olacağız. Kuyumculuk sektörümüz iyi, ihracatımız da var ama bu kadar bedeli neden yurt dışına ödeyelim? Aramalara hız veriyoruz. Yeni altın sahalarımız da oldu. Bunların bir kısmını Türkiye Varlık Fonu'na devrettik. İnşallah orada değerlendirilecek. Hedefimiz önümüzdeki 5 yılda altın üretiminde yıllık 100 tona ulaşmak."
LİBYA'DA SON DURUM
Dönmez, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Türkiye arasında üst düzey stratejik iş birliği olduğunu vurgulayarak, "Arzumuz bir an önce sükunetin, barışın ve huzurun hakim olması. Kaybeden Libya halkı oluyor. Öbür tarafta darbeci Hafter var. Meşru hükümete karşı ayaklanmış, hak, hukuk tanımayan bir taraftan bahsediyoruz. Bu iç savaşın sosyal ve ekonomik hayata yansımaları var. Yerin altında milyarlarca varillik petrol rezervi olmasına ramen üretemeyen, üretse de satamayan, taşıyamayan bir Libya'dan bahsediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Buna rağmen, Türkiye'deki bazı girişimcilerin geçmişte Libya'da doğal gaz çevrim santralleri başta olmak üzere anlaşmalarının olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Libya halkının elektrik ihtiyacı büyük ve alt yapılarında ciddi eksikler var. Türkiye'nin bu alanda önemli birikim ve tecrübesi var. O coğrafyada iç savaştan önce de müteahhitlerimiz üst yapı ve alt yapıda ciddi işleri yüklenmişti. Birçok işçimiz çalışmak için oraya gitti. Şimdi tekrar umut vadeden bazı gelişmeler var. İnşallah bunlar da süratle tamamlanır. Türkiye olarak dün nasıl Libya halkının yanında olduysak yarın da olacağız. Altyapı, üstyapı eksikleri varsa süratle tamamlarız. Bunlar zor işler değil."
Türk girişimci bir firmanın Libya'da devam eden bir santral inşaatı olduğuna da değinen Dönmez, "Bitmek üzere olan bir proje. Trablus'a yakın bir yerdeydi, güvenli ortam tekrar oluştu. 1000 megavat civarında bir santral söz konusu. Bu arada yakıt temini ve tedariki de önemli. Doğal gaza göre yapılmış durumda. Santrali yaparsınız ama gazı üretip, getirip oraya intikal ettiremezseniz yararlanma şansınız olmaz. Kaynak tedariki ve güvenliğiyle tesisin güvenliğini bir bütün olarak değerlendirmek gerekiyor." ifadelerini kullandı.
AKKUYU NGS'DE İLK REAKTÖR 2023'TE DEVREYE GİRECEK
Bakan Dönmez, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) konusunda "bir hayalin gerçekleştirilmesi için gün saydıklarını" ifade ederek, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında 4 reaktörden ilkinin devreye alınacağını söyledi.
Çalışmaların hızlı ve planlı ilerlediğini aktaran Dönmez, geçen haftalarda bir saha ziyareti gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Dönmez, birinci ünitede ilerlemenin daha fazla olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Planımız 2023'te birinci, 2024'te ikinci üniteyi devreye alabilmek. Üçüncü üniteyle ilgili lisanslama çalışmaları devam ediyor. Aslında saha tek olsa da orada 4 santral yapıyoruz. 4 reaktör, 4 santral demek. Tek kalemde Türkiye'nin en büyük yatırımlarından olmaya aday. Elektrikte arz güvenliği, kaynak çeşitliliği politikamızın bir sonucu. Burada, nükleer teknolojiyi de daha yakından tanımış olacağız. 300'den fazla mühendisimiz Rusya'da bu alanda eğitim aldı. Sahaya gittiğimizde genç mühendis kardeşlerimizin henüz inşaat aşamasında heyecanla çalıştığını gördük. 2023'ten sonra işletmeye geçildiğinde de böyle bir tecrübeyi kendi insan kaynağımızı yetiştirmek suretiyle kazanmış olacağız."