Bakan Dönmez: 5 yılda 100 tonun üzerinde altın çıkaracağız
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez çok önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Dönmez, Karadeniz gazının 2028'de üretime geçeceğini söyleyerek, "5 yıl içerisinde 100 tonun üzerinde altın çıkarmayı hedefliyoruz" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, katıldığı bir televizyon programında lityum üretimi ve gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bakan Dönmez, Karadeniz gazının 2028 yılında üretime geçeceğini vurgularken 5 yıl içerisinde de 100 tondan fazla altın çıkarılacağını söyledi.
İşte Bakan Dönmez'in açıklamalarından satır başları:
"Dünyadaki bor rezervlerinin yaklaşık yüzde 72’si Türkiye’de. Dünyada yüzde 52-53 civarında da bir pazar payımız var. Bu tesislerde ürettiğimiz bor ve türevlerini tüm dünyaya pazarlıyoruz. Yaklaşık 2-3 yıldır borun içerisindeki sıvı atıkların içerisindeki diğer minerallere, maddelere odaklanmıştık. Bunlardan en önemlisi, en değerlisi de lityum olarak karşımıza çıktı. Artık insanlar daha çok mobil, bir yerden bağımsız olarak yaşamını ve iş hayatını sürdürme odaklı devam ediyor. Herkesin elinde bir cep telefonu var, tabletler var, diğer akıllı cihazlar var. Ama bunlar da bir enerji ihtiyacı doğuruyor. Bugün değişik materyallerden piller yapılabiliyor, ama lityum hem daha kararlı olması, hem de çok daha düşük hacimlerde yüksek miktarlarda enerji depolayabilme özelliği nedeniyle de daha öne çıktı. Bizim de yaklaşık bin 200 ton civarında bir ithalatımız var. Temel amacımız, Türkiye’nin lityum ihtiyacının tamamını bu tesisimiz ve diğer bor madeni tesislerden karşılayabilmek."
"2.7 milyon ton"
Kırka tesislerinde yıllık 2 milyon 700 bin ton civarında cevher çıkarttıklarını bildiren Bakan Dönmez, “500 gram cevherin içerisinde 231 gram boraks pentahidrat üretiyoruz. Yani ekonomik değeri olan ve bugün dünyada en çok sattığımız ürünlerden birisi. Tonu yaklaşık 450-500 dolar civarında. Bununla birlikte prosesten bir katı atık da çıkıyor, onu da civarda çevre koşullarına uygun depoluyoruz. Fakat ayrıca 80 gram kadar da bir sıvı atık var. Sıvı atığın içerisinde ne vardı, onlara baktık. Yine boraks deka dediğimiz bir başka ürün var, yaklaşık 8 gram gibi bir miktarda üretim yapacağız. Lityum karbonat dediğimiz de 0.1 gram gibi, yani 500 gram cevherden 0.1 gram, 1 kilogramdan da 0.2 gramdan bahsediyoruz, son derece nadir; bunu üretmiş olacağız. Depolama miktarımız da 433 ton, bu sıvı atığı biz yaklaşık 47 tona düşürmüş olacağız. Neredeyse onda 1 kadar azaltmış oluyoruz. Dolayısıyla depolama için harcadığımız maliyetleri de azaltacağız ki yaklaşık ton başına burada 3 dolar gibi bir maliyet vardı. Sırf bu tesis tam kapasiteyle işletmeye girdiğinde yıllık 1,5 milyon dolar civarında bir harcamayı yapmamış olacağız. Böylece bir tasarruf etmiş olacağız. Burada elde edilen lityum karbonatı neredeyse yüzde 99,9 oranında saflıkta elde ettik. Bunu TÜBİTAK’ımıza gönderdik, bunu bizim için pil yapar mısınız, hakikaten uygun mudur diye. Onlar da ilk böyle numune pilleri, hani bizim halk arasında mercimek diye tabir ettiğimiz, daha çok işte hesap makinelerinde, masa üstü cihazlarda kullandığımız pillerden yaptılar ve onların testlerini de yaptılar. Dediler ki; son derece kaliteli, ürünümüzde bir sıkıntı yok. Şimdi biz bunu tabii bataryalar, diğer yüksek kapasiteli bataryalarda da kullanma imkanına sahip olacağız” dedi.
“Karadeniz gazı 2028’de maksimum üretime geçecek”
Tuna-1 kuyusunun keşfi, akabinde Türkali-1 ismi verilen kuyuda da sondaja başladıklarını, oradaki sondaj çalışmasının da bittiğini anımsatan Bakan Dönmez, Fatih’in ikinci sondaj çalışmasının da bittiğini anlattı. Dönmez, “2023 yılında inşallah ilk gazı alacağız. İlk gazı aldıktan sonra da yeni kuyuların da bir taraftan tabi inşaatı devam edecek. Maksimum üretim seviyesine 2028 yılında ulaşmayı planlıyoruz. Türkiye kullandığı gazın tamamına yakınını, yani yüzde 99’luk kısmını ithal ediyor. Rusya başta olmak üzere, Azerbaycan, İran, sıvı doğal gaz alıyoruz Cezayir’den, Katar’dan, Nijerya’dan ve değişik kaynaklardan. Türkiye kendi gazını ürettiğinde maliyetlerimizi olumlu etkileyecek, o da aynı oranda vatandaşa yansıyacak. Tüketimden ciddi miktarda pay almasına paralel olarak da gaz maliyetlerimiz düşecek, bunlar da doğal olarak vatandaşımıza olumlu yansıyacak” diye konuştu.
"Komşu sahalarda başka keşifler de olabilir"
Petrol arama ve üretim çalışmalarından da bahseden Bakan Dönmez, “Karadeniz’de şimdi bu sahanın yanlarında yaklaşık 10 bin kilometrekarelik bir alanın daha sismik çalışmalarına başlattık devam ediyoruz. Önümüzdeki yılın ilk yarısında onu da tamamlamış oluruz ve orada da dolayısıyla, bu analiz ve değerlendirmelerden sonra yeni sondajlarımız olacak ümitliyiz, yani benzer yapılar çıkıyor ortaya. Dolayısıyla, o 400 milyar metreküplük bir keşiften sonra belki yakınında komşu sahalarda başka keşifler de olabilir” ifadelerini kullandı.
“Altın üretimini 100 tonun üzerine çıkartmayı hedefliyoruz”
Borun maden sektöründe Türkiye’nin en büyük ihraç kalemi olduğunu hatırlatan Bakan Dönmez, şöyle devam etti:
“Son 10 yılda yaklaşık 200 ton civarında altın ithalatı yapmışız. Geçtiğimiz yıl 38 tonla rekor kırdık, bu sene inşallah salgına rağmen 40 tonu geçeceğiz. 2000’li yılların başında bizim altın üretimimiz neredeyse sıfır kilogram mertebesindeydi. 350 tonluk üretim yaptık bu son 15 yılda. Bunu artırmamız lazım. 200 ton ithalatımız var, 40 ton üretimiz var, açığımız hala 160 ton ve önümüzdeki 5 yılda bizim 100 tonun üzerinde bir üretimi çıkartmamız lazım. Altın işletmesi için minimum 100 milyon dolarla 1 milyar dolar arasında yatırım yapmanız lazım sahanın hazırlanması için. Gübretaş’ın sahip olduğu bir ruhsat sahası var Söğüt’te. Ben de aslen Bilecikliyim. Memleketimizde böyle bir keşif var, bundan tabii son derece mutluyuz ve sevinçliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız da biliyorsunuz, ‘iki yıl içerisinde burada bu sahayı altın üretimine hazır hale getireceğiz’ dedi. MTA’nın bulduğu yaklaşık 8-10 tane daha altın sahamız var, bunların büyük bir kısmı da Varlık Fonuna devredildi, inşallah milli ekonomiye kazandırılsın diye. Aslında altın sektörüne baktığımızda potansiyelimiz oldukça yüksek, fakat bugün ulaşmış olduğumuz üretim seviyesi potansiyelimizin oldukça altında. Ve biz bu sene muhtemelen altında 20 milyar doları aşan bir ithalat yapacağız. Neredeyse petrol ithalatı kadar bir altın ithalatı var. Ama bunun bir 5-6 milyar dolarını işleyip tekrar kuyum sektörü ihraç yapıyoruz, yani külçe altını getiriyoruz, ama işleyip ihraç ediyoruz, bir yerde değer katabiliyoruz altına. Özellikle kriz dönemlerinde insanoğlunun belki kodlarından geliyor, en güvenilir liman olarak altını görüyor. Çünkü paranın değerleri bir anda inebiliyor-çıkabiliyor. Bir de biz Anadolu insanı düğün dernek, birbiriyle hediyeleşme baktığınızda veya ufak tasarruf aracı olarak da altını görürsünüz. O açıdan altına talep maalesef azalmayacak. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde inşallah Türkiye’de altın üretimini 100 tonun üzerine çıkartmayı hedefliyoruz, bu sene 40 tonu geçeceğiz. Böyle de bir potansiyelimiz de var.”